MESLEK MENSUPLARI

DEFTER VE BELGE İBRAZ EDİLMEMESİ NEDENİYLE GERÇEKLEŞTİRİLEN VERGİ İNCELEMELERİ SONUCUNDA TARH EDİLEN VERGİ VE KESİLEN CEZALARDAN MESLEK MENSUPLARININ SORUMLULUĞU SÖZ KONUSU OLUR MU?

Dr. Hasan AYKIN

GİRİŞ

Vergi Usul Kanununun 253 üncü maddesine göre, defter tutmak mecburiyetinde olanlar tuttukları defterleri ve belgeleri defter tutmak mecburiyetinde olmayanlar ise almaya mecbur oldukları fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzunu ilgili bulundukları takvim yılını izleyen yıldan başlayarak 5 yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar.

Mezkur Kanunun 256 ncı maddesi uyarınca, defter ve belgelerini saklamak mecburiyetinde olan gerçek ve tüzel kişiler her türlü belge ve bilgileri saklama süresi içinde, yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmeye mecburdurlar. Bu mecburiyete uymamanın mali ve adli ceza boyutu söz konusudur. Burada konu mali boyutu üzerinden incelenmektedir.

Vergi Usul Kanununa göre (m.30/3) tutulması mecburi olan defterlerin vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi re’sen takdir nedenidir.    Vergi inceleme elemanı defter ve belgelerini ibraz etmeyen mükellefin ilgili dönem matrahını harici karineleri dikkate alarak re’sen takdir ve tespit eder.

Defterlerin inceleme elemanına ibraz edilmemesinin en önemli yaptırımlarından birisi de, katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesi sonucunu doğuran KDV Kanununun 34/1 maddesidir. Söz konusu maddeye göre mükellefler, satın aldıkları mal veya hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde gösterilmek ve bu belgeleri kanuni defterlerine kaydetmek şartıyla indirebilirler. Vergi inceleme elemanları bu hükme uyarak defter ve belgelerini ibraz etmeyen mükelleflerin ilgili dönemlerdeki KDV beyannamelerinde indirilecek KDV olarak gösterilen vergi indirimlerini reddederek katma değer vergisi tarhiyatı öngören vergi inceleme raporu düzenlemektedirler.

Dolayısıyla, defter ve belge ibraz etmemenin mali açıdan önemli sonuçları söz konusu olmaktadır. Peki, ortaya çıkan bu mali sonuçlardan meslek mensuplarının VUK Mükerrer Madde 227 uyarınca müşterek ve müteselsil sorumluluğu söz konusu olur mu? Bunun için öncelikle meslek mensuplarının sorumluluğunun kapsamının net bir şekilde belirlenmesi gerekir.

MESLEK MENSUPLARININ SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI

Muhasebe meslek mensuplarının müşterek ve müteselsil sorumluluklarına ilişkin düzenleme Vergi Usul Kanununa 24.06.2004 tarih ve 4008 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile eklenen Mükerrer Madde 227 ile yapılmıştır.

Mezkur maddede önce,

-Vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya,

  • Vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanılmasını Maliye Bakanlığınca belirlenen şartlara uygun olarak yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibraz edilmesi şartına bağlamaya,

  • Vergi kanunları kapsamındaki yeminli mali müşavirlik tasdik işlemlerini elektronik ortamda gerçekleştirmeye ve tasdike konu işlemleri mükellef grupları, faaliyet ve tasdik konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye ve uygulatmaya,

ve bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu yönünde düzenlenme yapılmıştır.

Maddenin son fıkrasında ise; yukarıdaki fıkra hükümlerine göre beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensupları, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacakları hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerine göre, meslek mensuplarının mali açıdan sorumluluğunun kapsamı: imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizleri ile sınırlıdır.

SONUÇ

Defter ve belge ibraz etmeme üzerine düzenlenen inceleme raporlarında resen tarhiyat önerilmektedir. Bu tür incelemelerde defter ve belge bulunmadığı için, meslek mensuplarınca imzalanan beyanname veya düzenlenen tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtları ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygunluğunun belirlenmesi mümkün değildir. İnceleme konusu ile meslek mensuplarının sorumlulukları arasında hiçbir illiyet bağı bulunmamakta, veya buna ilişkin bir tespit imkanı söz konusu olmamaktadır. Dolayısıyla da, mükellefin defter ve belge ibraz etmemesi üzerine yapılan incelemelerde meslek mensuplarının müşterek ve müteselsil sorumluluğundan bahsedilemeyeceği ve bu yönde öneri içeren rapor tanzim edilemeyeceği değerlendirilmektedir.

SMMM ve YMM’ler Hakkında Vergi Müfettişleri Tarafından Sorumluluk Raporu Düzenlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönerge’nin “Mali Sorumluluk” başlıklı 6 ncı maddesinde vergi müfettişinin, incelemede tespit edilen hususlar ile meslek mensubunun davranışı arasındaki illiyet bağını delilleri ile birlikte açık bir şekilde ortaya koymakla yükümlü olduğunun belirtilmesi de yukarıdaki değerlendirmemizi desteklemektedir.

6 replies »

  1. VERGİ DOSYASI
    hemen şimdi
    Defterler mevcut ve ibraz edilmiş, ancak alış ve satış faturalarının ibraz edilmemiş olması durumunda yargı organlarının kaçakçılıkla ilgili yaklaşımları farklılaşıyor. Alış yapılan firmalardan defterde kaydı bulunan ancak ibraz edilemeyen faturaların aranması ve kayıtlarla uygunluğunun teyidinin yapılabileceğinden hareket ediliyor. Dolayısıyla defterler mevcut ise sorun azalıyor. Tabi benim karşılaştığım yargı kararları KDV 30 uncu maddesi kapsamında indirim reddiyatı yapılan durumlara ilişkin idi. ÖTV ile ilgili karşılaşmadım. Selam ve saygılar.

  2. Defterler mevcut ve ibraz edilmiş, ancak alış ve satış faturalarının ibraz edilmemiş olması durumunda yargı organlarının kaçakçılıkla ilgili yaklaşımları farklılaşıyor. Alış yapılan firmalardan defterde kaydı bulunan ancak ibraz edilemeyen faturaların aranması ve kayıtlarla uygunluğunun teyidinin yapılabileceğinden hareket ediliyor. Dolayısıyla defterler mevcut ise sorun azalıyor. Tabi benim karşılaştığım yargı kararları KDV 30 uncu maddesi kapsamında indirim reddiyatı yapılan durumlara ilişkin idi. ÖTV ile ilgili karşılaşmadım. Selam ve saygılar.

  3. Inceleme konusu ÖTV ise ÖTV konusu alış ve satış faturaları incelemeye biraz edilmişse; defter ve belge biraz etmeme nedeniyle indirimlerin reddedilmesi ve 3 kat vergi ziyayı cezalı tarhiyat yapılması yasal bulunabilir mi? Selamlar…

  4. Üstad elinize sağlık, verimliliğiniz hep böyle devam eder inşallah

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.