KAVRAMLAR

VERGİNİN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ

Verginin Tanımı : Vergi; devletin ya da devletin yetkilendirdiği kamu tüzel kişilerinin kamu harcamalarını karşılamak üzere yasalar çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilerin ödeme gücü üzerinden zora dayanarak ve karşılıksız olarak aldığı parasal değerlerdir.

Verginin Farklı Tanımları

Temel unsurları birbirlerine yakın olmak üzere verginin tanımı farklı maliyeciler tarafından çeşitli şekillerde yapılmıştır.

F.Neumark, vergiyi; iktisadi kıymete sahip olanların, siyasi cebir altında devlete ya da idari yetkilere sahip devletin diğer şahıslarına bir karşılık gerektirmeksizin yaptığı transfer şeklinde tanımladıktan sonra vergiye dair temel bazı özelliklere de vurgu yapmıştır. Vergi olarak yapılan ferdi ödemelerin şartları, bilhassa türü, ölçüsü, sebep ve zamanı, genel kanun hükümleri çerçevesinde olmak üzere genellikle otoriter şekilde, o ödemeleri kabul eden yani alan kamu makamları tarafından belirleneceğini ifade etmiştir (Dikmen,1964: 82).

Mehmet Cavit Bey vergiyi “milletin umumi masraflarını ve ortak taahhütlerini karşılayabilmek için her şahsın hissesine isabet eden kısımdır” şeklinde tanımlamıştır.

Orhan Dikmen vergiyi, devlet ya da devletin devrettiği vergi koyma yetkisine sahip diğer kamu tüzel kişilerce fert ve kurumlardan cebri olarak, belirli kurallara göre ve karşılık belirtilmeksizin alınan parasal tutar şeklinde tanımlamıştır (1964: 98).

Halil Nadaroğlu’na göre vergi; devletin veya devletten aldığı yetkiye dayanan kamu tüzel kişilerinin kamusal faaliyetlerinin gerektirdiği harcamaları karşılamak ya da kamusal görevlerinin gereklerini yerine getirmek amacıyla ekonomik birimlerden kanunda öngörülen esaslara uymak kaydıyla ve hukuki cebir altında, özel bir karşılık belirtmeksizin geri vermemek üzere aldıkları parasal tutardır (1998: 216).

Verginin Fonksiyonları

Vergilerin geleneksel işlevi devletin sosyal mal ve hizmet üretebilmesi için kaynak sağlamasıdır, ancak Keynesyen iktisadın ortaya çıkması ile birlikte tam istihdam ve büyümeyi sağlamak için fonksiyonel maliye gündeme gelmiştir. Bu anlayışa göre vergiler maliye politikasının da bir aracı olarak görülmeye başlanmıştır. Vergilerin ekonomik ve sosyal amaçlar taşımasında 1929 ekonomik buhranının da büyük etkisi olmuştur. Söz konusu amaçlara ulaşmak için vergilerin miktarında ve bileşiminde yapılan düzenlemeler vergi politikasını oluşturur.

Verginin Özellikleri

Verginin özellikleri aslında vergi tanımı yapılırken kullanılan temel unsurlardır.

Vergi zora dayanır:

Bunun anlamı, vergi ile ilgili ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda kamu idaresinin zora başvurmasıdır. Bu kapsamda cezalı tarhiyat, gecikme faizi uygulaması ve cebri takip işlemleri verginin zora dayandığını gösteren unsurlardır. Vergi gönüllü olarak kişinin istediği tutarda kamuya yaptığı bir katkı değil, devletin koyduğu kurullara uygun şekilde yerine getirmek zorunda olduğu bir ödevdir. Anayasa’da vergi ile ilgili düzenlemenin yapıldığı madde başlığının “vergi ödevi” olması verginin bu özelliğini yansıtmaktadır.

Vergi kanuna dayanılarak alınır: 

Vergilerin keyfi olarak, bazı kişi veya kurumların karar ve isteklerine göre değil; parlamento tarafından yapılan kanunlara göre alınmasını ifade eder.

Bütçe hakkının gelişiminin en önemli adımı, vergilere ilişkin düzenlemelerin parlamentolar tarafından yapılmasıdır. Bu kapsamda vergilerin en önemli özelliği yasa ile konulup kaldırılmasıdır. Ancak, Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir. Aslında bu yetkinin kapsamının çok geniş tutulması vergilemede yasallık ilkesi açısından tartışmaya açıktır.

Kamu harcamalarına karşılık alınır

Verginin alınma nedeni, kamunun harcamalarını karşılamaktır.

Ödeme gücüne göre alınır

Vergilemenin ödeme gücü ilkesine yapılması Anayasamızda da yer almakla birlikte pek çok vergide, özellikle dolaylı vergilerde, ödeme gücü ilkesinin uygulanamadığı görülmektedir. Bu nedenle ödeme gücüne göre alınma, vergilemede bir ilke olmakla birlikte tüm vergiler için geçerli bir özellik olmaktan, en azından pratikte, uzaktır.

Kişisel karşılığı yoktur: 

Kişilerin ödediği vergiler nedeniyle doğrudan bir kişisel karşılık almaması demektir. Kişi vergisini öder, bu vergiler kamu harcamaları için kullanılır. Kişinin kamu harcamalarından elde ettiği fayda ile ödediği vergiler arasında doğrudan bir ilişki aranmaz. Aynı mahallede oturan iki kişiden birisi çok daha fazla vergi ödediği için çok daha fazla güvenlik hizmeti almaz. Aynı güvenlik hizmetinden ödenen vergiden bağımsız olarak herkes faydalanır. Dolayısıyla vergiler doğrudan bir hizmetin karşılığı değildir.

Parasal değerlerle alınır

Vergilerin para ile ödenmesi söz konusudur. Vergi mal veya hizmetle değil, doğrudan para ile ödenir.

Anayasa’da Vergi Ödevi

ANAYASANIN; “Vergi Ödevi” maddesi (Madde 73)

Anayasanın “Vergi Ödevi” başlıklı maddesi aslında verginin temel özellikleri konusunda önemli belirlemeler yapmaktadır. Bu nedenle aşağıda sunulmuştur.

VI. Vergi Ödevi

Madde 73

Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.

Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.

Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.

Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.

vergidosyasi.com

Hasan AYKIN


Kaynaklar: 

DİKMEN, M. Orhan. Maliye Dersleri, İstanbul, Sermet Matbaası, 1964

NADAROĞLU, Halil. “Vergi Sisteminin Etkinliği”, Kamusal Finansman Sorunları ,Türkiye II. Maliye Sempozyumu, Eskişehir, 1987.

NEUMARK, F. “Verginin Tarifi ve Mahiyeti” (Çev. Sabri ÜLGENER), İstanbul, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, Cilt: 1, Birinci Teşrin (Ekim) 1939

1 reply »

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.