KİTAPLIĞIM

Kitap Özeti: TERÖRİZM: Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimler

Kitabın Adı     : TERÖRİZM. Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimler

Editör             : İhsan BAL

Yayın Yeri       : Ankara

Yayın Tarihi    : 2006

Yayınevi         : Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK)

Hazırlayan      : Hasan AYKIN

 

Değerlendirme

Kitap, terör ve terörizm ayrımı üzerinde durarak iki kavram arasındaki farklılığa dikkat çekerek başlamaktadır. Daha sonrasında terörizmin değişik dalgalar halinde gelişiminden bahsedilerek bir tarihsel perspektif verilmekte; aynı zamanda terörizmin küresel nitelik kazanması hususu öne çıkarılmaktadır. Daha sonra küresel bir nitelik kazanan terörizmle mücadele konusunda Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İngiltere ve İspanya deneyimleri üzerinde durulmaktadır. Türkiye örneğinde ize Hizbullah terör örgütü ile mücadele ve bu konudaki başarılı uygulama işlenmektedir.

Kitap, derleme çalışması olmasına rağmen kendi içinde bütünlük arz eden, terörle ve terörizmle mücadelenin farklı şeyler olduğu, mücadelede meşru zeminde kalmanın önemi, insan haklarına saygı, uluslararası işbirliğinin önemi gibi ortak yaklaşımların paylaşıldığı, kapsamlı bir çalışmanın ürünü olarak değerlendirilmiştir. Terörizm konusu ile ilgilenen veya terörizmle mücadele edenlerce değişik ülke örneklerinden çıkarılabilecek derslerin neler olabileceğinin irdelenmesi açısından önemli bir çalışma olma özelliğine sahiptir. Özellikle terörle mücadelede nelerin yanlış ve doğru yapıldığına ilişkin önemli ipuçları sunması açısından politika yapıcıları ve uygulayıcılar için faydalanılması gerekli bir eser niteliğindedir. Aşağıdaki bölümlerde her bir makale ile ilgili kısa açıklamalara yer verilmektedir.

  1. Genel Giriş: İhsan Bal tarafından kaleme alınan bu bölümde kitabın tümünde hakim olan temel yaklaşım yer almaktadır. Bu yaklaşım, terör ve terörizmle mücadelenin birbirlerinden farklı şeyler olduğudur. Yazara göre, terörle mücadele tüm stratejileriyle pratikte yasa uygulayıcılarını, özellikle güvenlik güçlerini ve özelde ise polis birimlerini ilgilendiren bir konudur. Buna karşılık terörizmle mücadele, mücadele alanına konu olan insan topluluklarının akıl ve kalplerini kazanmaya yönelik faaliyetler toplamıdır.
  2. Terör Nedir? Neden Terörist Olunur?: İhsan Bal tarafından kaleme alınan makalede, okuyucuya terör ve terörizm konusunda tarihsel bir perspektif sunulmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda üç terör dalgasından bahsedilmekte ve son olarak yaşanan 3. terör dalgası küresel terör olarak isimlendirilmektedir. Küresel terörün günümüzde ulaştığı boyut, ürkütücü, ve teröristlerin acımazsızlığının her zamankinden daha üst seviyede olduğu bir durumu ifade etmektedir. Yazar, çalışmada aynı zamanda neden terörist olunur? Sorusuna da cevap arayarak aslında okuyucuyu küresel terörle mücadelede ne yapılması gerektiğine ilişkin bir sonuca da yönlendirmektedir. Bu ise, kişilerin neden terörist oldukları sorusuna verilen cevabın, teröristlerin propaganda eserlerinde, eylemlerinde, sosyal, politik ve ekonomik alanlardaki eksikliklerde ve teröre karşı mücadele yürüten devletlerin açmazlarında aranması gerektiğidir.
  3. Türkiye’nin Terörle Mücadele Deneyimi: Hizbullah Terör Örgütü Örneği: Yazar Türkiye’nin terörle mücadele deneyimini üç döneme ayırmaktadır: (1) güvenlik merkezli ve militarist evre, (2) halk desteği arayışının olduğu yarı militarist evre ve (3) sivil merkezli profesyonel polisiye önlemlerin olduğu evre. Yazar özellikle son evre açısından başarılı bir mücadele örneği olan Hizbullah Terör örgütüyle mücadeleyi işlemektedir. Yazar Hizbullah terör örgütüne karşı yapılan operasyonu başarılı bulmaktadır. Çünkü teröre karşı yapılan operasyonların başarılı olabilmesi büyük ölçüde, istihbaratın toplanması, analiz edilmesi, bu analiz sonuçlarına göre strateji belirlenmesi ve bu stratejinin koordineli ve planlı bir şekilde gerçekleştirilmesine bağlıdır. Tüm bu açılardan, Hizbullah operasyonları polisin tepkisel hareket etmeden, istihbarata önem vererek, tüm istihbaratın bir havuzda toplayarak ve proaktif karşı terör politikalarını hayata geçirdiği, düzenli ve planlı bir operasyonu olarak nitelendirilmektedir. Bu operasyon aynı zamanda proaktif polislik açısından psikolojik üstünlüğün güvenlik güçlerine geçmesi ve halk desteğinin sağlanması açısından da başarılı bir örnek teşkil etmektedir. Yazar, bu başarılı örneğin yeterince tartışılmamış olması hususunu da şaşırtıcı bulmaktadır.
  4. Ebu Gureyb Hapishanesi: Terörle Mücadelede Yanlış Strateji: Emre Özkan ve Ömer Faruk Kotan tarafından yapılan çalışmada Amerika’nın terörle savaş kapsamında Afganistan’dan sonra işgal ettiği Irak’taki Ebu Gureyb hapishanesindeki uygulamaları terörle mücadele stratejisi açısından incelenmektedir. Amerikan askerleri Irakta insanları, haklarında somut suçlama olmaksızın apar topar cezaevlerine koymuşlardır. Bu kişilerin büyük çoğunluğu da asker değil sivillerdir. Bu hapishanelerden biri olan Ebu Gureyb’te Iraklılara sistematik işkence yapılmış, işkence yapılırken coğrafyadaki hakim değerler ve dini inançlar üzerinden kişiler aşağılanmış, cinsel istismara tabi tutulmuşlardır. Terörle mücadele kapsamında yapılmaması gereken tüm yanlışlar yapılmış ve teröristler tarafından kullanılabilecek pek çok propagandaya kaynaklık edilmiştir. Yazarlara göre bu tür yanlışlar devam edilerek ABD’nin terörle başarılı bir şekilde mücadele etmesi güç gözükmektedir. Tavsiye ise ABD’nin uyguladığı politikaları gözden geçirmesi, dünya kamuoyunun da desteği alınarak yeni bir strateji geliştirmesi ve bu bölgede demokrasiyi yaymaya çalışmasıdır.
  5. 11 Eylül 2001 Sonrası Fransız Terörle Mücadele Politikası: Fatih Yamaç tarafından kaleme alınan makalede, Fransa’nın 11 Eylül öncesi güvenlik politikaları çok detaylı olmayan bir şekilde işlendikten sonra 11 Eylül sonrasında güvenlik politikalarının oluşturulma süreci politik ve yasal yönleri ile ele alınmıştır. Ayrıca, bu politikaların iç güvenlik ve dış politika alanlarındaki yansımalarına ilişkin değerlendirmeler de yapılmıştır. Tüm bu değerlendirmeler sonrasında yazarın ulaştığı sonuç, Fransa’da terörle mücadele politikasının gerek politik, gerekse operasyonel düzeyde öncelikli bir konu olmadığıdır. 11 Eylül terör saldırısı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan güvenlik tedbirleri de kamuoyu oluşturmada önemini yitirmiş, medya bu konuya fazlaca yer vermemeye başlamıştır. Fransızların gerek ABD’de gerçekleşen 11 Eylül terör saldırısını gerekse yanı başında Madrit’te gerçekleşen terör olaylarını unutmaya başlamışlardır.
  6. İspanya Terörle Mücadele Tecrübesi: Medeniyetler İttifakı Olabilir mi? : Ömer Yılmaz tarafından yazılan makale esas itibariyle üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, İspanya’nın teröre karşı göstermiş olduğu tepki ve verdiği karşılıklar ulusal perspektif açısından ele alınmaktadır. Bu bölümde, ulusal terörün birinci maddesi olan Bask Milliyetçiliği ve ETA üzerinde durulmaktadır. ETA ile mücadele kapsamında, terörle mücadele eden kurumlara, teröristlerin bağlantılarına ve teröristlere yönelik alınan tedbirler ayrı ayrı incelenmektedir. İkinci bölümde ise, 11 Eylül ve 11 Mart saldırıları sonrasında İspanya’nın küresel terörizmle mücadele politikasındaki değişimler üzerinde durulmaktadır. Yazar tarafından terörle mücadele açısından İspanya ile ABD yaklaşımının karşılaştırılması yapılmaktadır. İspanya, insan hakların saygılı, meşruiyet kaygısı güden, BM’nin önderliğini arayan, sağduyulu bir yaklaşım sergilerken, ABD tüm bunların tersi bir yaklaşıma sahiptir. Son bölümde ise, Madrid Zirgesinde dile getirilen İspanyol yaklaşımı ile BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın teklif ettiği “Terörizmle Mücadelede Küresel Strateji” incelenmektedir.
  7. Terörizm ve Amerika Birleşik Devletleri: 11 Eylül Öncesi ve Sonrası Terörle Mücadele Politikalarının Değerlendirilmesi: Süleyman Özeren ve Hüseyin Cinoğlu tarafından yapılan çalışma, ABD’nin terörle mücadele anlayışını yansıtmak amacıyla 11 Eylül saldırıları öncesi ve sonrasındaki terörle mücadele politikalarını değerlendirmektedir. Çalışmada, ilk önce, genel bir kavram olarak terörizm incelenmekte ve terörizmle mücadele stratejileri tartışılmaktadır. Bu kapsamda, aktif ve pasif metotlardan bahsedilmekte ve küresel nitelik kazanan terörizmle mücadelede uluslararası işbirliği üzerinde durulmaktadır. Çalışmanın temel konusunu ABD’nin terörle mücadelesi oluşturmaktadır. ABD’nin terörle mücadele stratejisinin temel köşe taşları, ABD’nin teröre muhatap olma nedenleri, ulusal güvenlik stratejisi, 11 Eylül olayları ve bir kriz durumu olan bu olayın öncesinde ve sırasında yapılan hatalar, 11 Eylül sonrasında ABD’nin uluslararası terörizm konusuna bakışındaki değişim, ülkede terörizmle mücadele için yapılan reformlar çalışmada sistematik bir şekilde sunulmaktadır. Çalışma PATRIOT Kanunu olarak kısaltılan ve bireysel hak ve özgürlükler alanına terörizmle mücadele amacıyla getirilen önemli sınırlamalar üzerinde de temel bir perspektif sunmaktadır. ABD’nin terörle mücadelede özellikle Irak işgali ile artan olumsuz imaj sorununu çözmesi, uyguladığı dış politika tercihlerinin teröre muhatap olması ile ilişkisini görmesi önem arz etmektedir. Yazarlar, küresel bir tehditle karşı karşıya bulunulduğu için buna küresel bir cevap verilmesi gereğini vurgulamaktadırlar.
  8. Avrupa Birliği ve Küresel Terörizmle Mücadele: Mehmet Özcan ve Serkan Yardımcı tarafından yapılan çalışma Avrupa Birliğinin 11 Eylül öncesi ve sonrasında güvenlik politikalarına bakışı ana hatları ile ortaya koymakta; özellikle 11 Eylül sonrasında daha önceleri büyük oranda bir iç güvenlik sorunu olarak görülen terörizmin daha global bir çerçevede ele alındığı vurgusu yapılmaktadır. Teröre karşı mücadele kapsamında yapılan düzenlemeler, yapısal oluşumlar, artan işbirliği üzerinde durulmaktadır. AB’nin terörizmle mücadelesi, uluslararası işbirliği ve konsensüsü artırmak, terörün finans kaynakları ile mücadele etmek, terörle mücadele kapasitesini artırmak, sınır kontrollerini sıkılaştırmak ve saldırı sonrası zararları en aza indirmek gibi temel hedefler üzerinde yürütülmektedir. Çalışma, 11 Eylül öncesi ve sonrasında AB’nin terörizme bakışını ortaya koymakta ve daha önceleri bir ulusal mesele olarak görülen terörizmin uluslararası güvenlik sorunu olarak kabul etme yönündeki değişimi vurgulamaktadır.
  9. Orta Asya’da Radikalizm, Otokrasi ve Terör: M. Turgut Demirtepe tarafından yapılan çalışma, Orta Asya’da ortaya çıkan radikal eğilimli grupların genel mahiyeti ve bunlara karşı baskıcı rejimlerin nasıl bir tavır takındığını görme açısından önem arz etmektedir. Terörizm sorununa karşı uygulanan politikaların sorunu çözmek yerine daha fazla sorun üretecek bir nitelikte olduğu görülmektedir. Terörizm sorunu, baskıcı uygulamalarla halkı sindirme şeklinde uygulanmakta, adeta bir cadı avına dönüştürülmektedir. Pek çok insan hakkı ihlali ile birlikte yürütülen mücadeleye uluslararası alandaki baskı, ABD’nin Afganistan Savaşı nedeniyle bu bölgeye ihtiyaç duymasının bir sonucu olarak, etkili olamamaktadır. Çalışma özellikle terörle nasıl mücadele edilmemesini görme açısından çarpıcı bir örnek sunmaktadır.
  10. Terörle Mücadelede Yasal Önlemler: İngiltere Örneği: Sedat Laçiner tarafından yapılan çalışma, uzun yıllar IRA terör örgütü ile mücadele eden İngiltere’nin terörizmle mücadelede amacıyla yaptığı yasal düzenlemeleri sistematik bir şekilde sunmaktadır. 11 Eylül olaylarının hemen öncesi ve sonrasında özellikle pek çok bireysel özgürlük alanına müdahale etmeye imkan veren terörizmle mücadele düzenlemelerinin nasıl bir süreçten geçerek yapıldığı konusu ayrıntılı olarak sunulmaktadır. Tüm bu düzenlemeler sırasında İngiltere’de yaşanan güvenlik-özgürlük ikilemi üzerindeki tartışmalar özgün bir şekilde yansıtılmıştır. Çalışma aynı zamanda İngiltere’nin terörle mücadele düzenlemelerinin ve uygulamalarının Türkiye’ye örnek teşkil edip etmeyeceği konusunu da incelemiş ve çalışmada sıralanan çok inandırıcı nedenlerle İngiltere’nin terörizmle mücadele açısından Türkiye’ye örnek olamayacağı sonucu net bir şekilde ortaya konulmuştur.
  11. Sonuç: Editör İhsan Bal tarafından kaleme alınan sonuç bölümü bir yandan kitaptaki çalışmaların genel çerçevesini özetlemekte, diğer yandan “Terörle Mücadele Manifestosu” ortaya konmaktadır. Bu manifesto, teröristler üzerinden çıkar sağlamaktan vazgeçilmesi, terörle mücadele deneyimlerinin paylaşılması, teröristlere propaganda imkanı sağlayan yanlışlardan kaçınılması, hukuk dışılığın terörizmle mücadeleye zarar verdiği, uluslararası işbirliğinin önemi, mücadelenin meşru zeminde yürütülmesi, mücadelenin askeri güçle başarılabileceği yanılgısının terk edilmesi, uluslararası düzeyde ortak eğitim kurumlarının oluşturulması, tartışmaların soyuttan somuta dönüştürülmesi, uluslararası toplumun ortak bir paydada ve cephede buluşturulması gibi temel unsurları içermektedir.

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.