MESLEK MENSUPLARI

SMMM’LERE KDV İADE RAPORU YETKİSİ NE ANLAMA GELİYOR? DÜZENLEMENİN GEREKÇESİ

Aşağıdaki yazı, Torba Yasa Tasarısı aşamasında kaleme alınmıştır. SMMM’lere KDV İade raporu düzenlettirme yetkisi veren maddenin 7104 sayılı Kanunla yasalaşması sonrası yaptığımız değerlendirme için aşağıdaki linke tıklayınız:

TASARI AŞAMASINDAN KANUNİ DÜZENLEMEYE SMMM’LERE KDV İADE RAPORU DÜZENLETTİRME YETKİSİ VE İKİ TESPİT



 

SMMM’LERE KATMA DEĞER VERGİSİ (KDV) İADE RAPORU DÜZENLEME YETKİSİ

Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Meclise sevk edildi. Tasarıda meslek mensupları açısından yeni ve önem taşıyan düzenleme Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlere (SMMM) KDV İade Raporu düzenleme konusunda yetki verilebilmesine ilişkin 19 uncu madde düzenlemesi.

Tasarının 19 uncu maddesi ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 8 inci maddesinden sonra gelmek üzere 8/A maddesi eklenmektedir. Tasarıda 8/A maddesinin başlığı yer almamaktadır. Komisyon veya Genel Kurul aşamasında maddeye uygun bir başlık konulması beklenebilir. Yürüklük tarihi 01.01.2019 olarak belirlenen söz konusu iade raporu düzenlemeye ilişkin yetki veren maddenin metni aşağıdaki gibidir:

“MADDE 8/A- Maliye Bakanlığı, bu Kanun kapsamında yetki almış serbest muhasebeci mali müşavirlere, beyannamelerini imzaladıkları dönem ve mükelleflerle sınırlı olmak kaydıyla, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununu kapsamında yapılacak iadeye dayanak teşkil edecek rapor düzenlettirmeye, bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türlerini ve azami iade tutarlarını tespite ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. 

Serbest muhasebeci mali müşavirler, iadeye ilişkin düzenledikleri raporların doğru olmasından sorumludurlar. Düzenledikleri raporun doğru olmaması halinde, rapor kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olurlar.”

İADE RAPORU DÜZENLEME YETKİSİ NE ANLAMA GELİYOR?

İade raporu düzenleme yetkisinin ne anlama geldiği sorusu, yetkinin amacı ve kapsamına ilişkin belirlemeler ile birlikte cevaplanabilir.

Yukarıdaki madde metnine göre SMMM’lere KDV iadeleri konusundaki yetki ile ilgili olarak şu tespitleri yapmak mümkün:

1- KDV İADESİNE İLİŞKİN OLARAK SMMM’LERE VERİLMESİ ÖNGÖRÜLEN YETKİNİN KAPSAMI ÇOK SINIRLI TUTULMUŞTUR.

KDV iade raporu düzenlenmesi konusunda SMMM’lere verilmesi öngörülen yetkinin kapsamı, mükellef, dönem, iade türü ve iade tutarına ilişkin olarak sınırlanmıştır.

SMMM’ler sadece beyannamelerini imzaladıkları dönem ve mükelleflere ilişkin KDV iade raporu düzenleyebilecek.

Bu sınırlamanın yanında Maliye bakanlığı;

  • Rapor düzenlenebilecek iade türlerini ve
  • İade tutarlarını

da tespite yetkili.

Başka bir deyişle, yukarıdaki sınıra ikincil düzenlemelerle daha fazla kapsam sınırlaması yapılması mümkün ve muhtemel. 

2- KDV İADE RAPORU DÜZENLEME YETKİSİ TÜM SMMM’LERE VERİLMEYEBİLİR.

Madde metninde rapor düzenleyecek SMMM’lerde aranacak nitelik ve şartlar konusunda Maliye bakanlığına usul ve esas belirleme yetkisi veriliyor. Bu kapsamda, Maliye Bakanlığı öğrenim şartı, meslekte belli kıdeme sahip olma ve benzeri şartlar öngörmek suretiyle, KDV İadelerine ilişkin yetkiyi tüm SMMM’lere vermeyebilir.

3- SMMM’LER KDV İADE RAPORLARINDAN  DOLAYI MÜŞTEREK MÜTESELSİL SORUMLU OLACAKLAR.

Meslek mensuplarına verilen her yetki ve görevin ardından, vazgeçilmez bir kural, mütemmim cüz gibi “sorumluluk” konusu yer alır. Bu durum KDV iade raporlarında da değişmemiş.

Serbest muhasebeci mali müşavirler, iadeye ilişkin düzenledikleri raporların doğru olmasından sorumludurlar. Düzenledikleri raporun doğru olmaması halinde, rapor kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziya uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olacaklar.

BÖYLE BİR DÜZENLEMEYE NEDEN GEREK DUYULDU?

KDV sisteminde yapılması öngörülen köklü düzenlemeler, özellikle devreden KDV sorununu çözmeye yönelik yeni getirilen sistem nedeniyle ortaya çıkan işyükü böyle bir düzenlemenin nedeni.

KDV iade işleri öyle büyük bir işyükü oluşturacak ki, bunun paylaşılması gerekiyor. Tasarıda bu yükün bir kısmı Vergi Denetim Kurulu Bünyesinde KDV iadeleri için özel Grup Başkanlığı kurulması ile paylaşılmaya çalışılacak.

Ama asıl önemli yükü SMMM’ler taşıyacak. Bu paylaşımlar sonrası en çok tartışılacak konunun: kimin ne kadar yük paylaştığı ve paylaşım sonucu katlanılan yükle mütenasip bir gelir elde edilip edilmeyeceği olacağını söylemek kehanet olmayacak. 

Yukarıda belirttiğimiz hususları KDV iadesinde SMMM’lere yetki düzenlemesi yapan Tasarının 19 uncu maddesinin gerekçesinde de görmek mümkün. Gerekçe metninini aynen sunuyoruz (Aşağıdaki metindeki koyu yazım tarafımızdan yapılmıştır.):

“Bu Tasarıda öngörülen düzenlemeyle, katma değer vergisi iade sisteminde, indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin sonraki dönemlere devretmesi ve iade edilmemesi kuralı 1/1/2019 tarihinden itibaren kaldırılacaktır. Bu nedenle, bu tarihten sonra indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin iadesi ile bu tarihten önceki devreden katma değer vergisinin yetki çerçevesinde iade edilmesi durumunda ortaya çıkacak ilave iş ve işlemlerin hızlı ve doğru bir şekilde yapılabilmesini teminen, Maliye Bakanlığına, serbest muhasebeci mali müşavirlere maddede öngörülen sınırlar dahilinde iade raporu düzenlettirebilme konusunda yetki verilmektedir.”

Yukarıdaki gerekçede de yeni sistemle ortaya çıkan işyükü, SMMM’lere iade raporu yetkisi verilmesinin temel saiki.

DÜZENLEMEDEN YMM’LER NASIL ETKİLENİR?

Diğer merak edilen bir soru, SMMM’lere verilen KDV iade raporu düzenleme yetkisinin YMM’lerin iade piyasasından aldığı payı etkileyip etkilemeyeceği. Biz bu yetkilendirmeden YMM’lerin olumsuz etkilenmeyeceğini değerlendiriyoruz. Çünkü, iade raporu düzenleme piyasası büyüyor. Başka bir deyişle, pasta büyüyor. Bu kapsamda, piyasaya yeni aktörlerin girmesi kaçınılmaz.

Burada önemli konu, iktisattaki yaygın tabirle, piyasaya giriş şartları ve kısıtlamalar. Bu kapsamda ikincil düzenlemeler hayati. Önümüzdeki dönemde, büyüyen pastadan kimin, hangi maliyetle ne kadar pay alabileceği konusu temel tartışma alanlarından birisi olacak. 

Yeni düzenlemenin, mükellefler, idare ve meslek mensupları için en güzel neticeleri vermesini temenni ederiz.

28.02.2018

Hasan AYKIN

vergidosyasi.com

NOT: Tüm hakları yazarına aittir. Yazar adı ve yazının vergidosyasi.com adresindeki AKTİF LİNKİ’ne yer verilmek suretiyle alıntı yapılabilir. AYNEN YAYIMLANAMAZ. 

 

KONUNUN TARTIŞMALARA NEDEN OLACAĞI AÇIKTI. AŞAĞIDA KONUYA İLİŞKİN GÖRÜŞ BELİRTEN TARAFLARIN GÖRÜŞLERİNİ YORUM KATMADAN TIRNAK İÇERİSİNDE AYNEN SUNACAĞIZ. BİLGİMİZE GİREN KURUMSAL NİTELİKTEKİ AÇIKLAMALARI KRONOLOJİK OLARAK BU YAZININ SONUNA EKLEYECEĞİZ. AMAÇ KONUYA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİN BİR ARADA GÖRÜLMESİ: (Bizim dikkatimizden kaçan görüşler için yorumlar kısmından bizi haberdar edebilirsiniz.)


1- ANKARA YMM ODASI BAŞKANININ 28 ŞUBAT 2018 TARİHLİ AÇIKLAMASI

Kaynak: http://www.ankaraymmo.org.tr/#!/haber/5a969649ed9c26058a56ad5c

 

27.02.2018 TARİHİNDE TBMM’NE SUNULAN “KATMA DEĞER VERGİSİ VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI” HK BAŞKANIN MESAJI

Değerli Meslektaşlarım,

27.02.2018 tarihinde TBMM’ne sunulan “Katma Değer Vergisi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda,  33 yıldan beri uygulamada olan KDV Kanununda çok önemli ve çok gerekli değişikliklerin yapılması önerilmektedir. Kuşkusuz bu değişikliklerin en önemlisi, devreden KDV’nin iade edilemeyeceğine ilişkin hükmün kaldırılmasıdır. Bu değişiklik KDV teorisine uygundur ve gereklidir. Buna göre, 31.12.2018 tarihi itibarıyla, KDV beyannamelerinde görünen devreden KDV tutarları muhasebe kayıtlarında ayrı bir hesapta izlenecek ve bu tutar 01.01.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak ve indirilecek KDV hesaplarıyla ilişkilendirilmeyecek; bütçe imkanları dikkate alınarak ya mükelleflere iade edilecek ya vergi borçlarına mahsup edilecek ya da gelir/kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak değerlendirilebilecektir. Böylelikle KDV Kanununun yürürlüğe girdiği 1985 yılından beri indirim veya iade edilemediği için beyannamelerde görünen yaklaşık 150 milyar TL devreden KDV tutarı tasfiye edilmiş olacaktır. 01.01.2019 tarihinden itibaren ise devreden KDV tutarı mükelleflere iade edilebilecektir. Kanun Tasarısında devreden KDV konusu dışında pek çok tartışmalı konu da KDV teorisine ve mükelleflerin lehine çözüme kavuşturulmaktadır. Bu yönleriyle KDV Kanununda yapılması istenen değişiklikleri birkaç husus hariç olumlu bulmaktayız.

Ancak, söz konusu Tasarı ile 3568 sayılı Meslek Yasamıza eklenen 8/A maddesi ile serbest muhasebeci mali müşavirlere de katma değer vergisi iadesi raporu düzenleme yetkisi verilmektedir. Tasarıda, serbest muhasebeci mali müşavirler beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleyebileceklerdir. Bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türü ve iade tutarı Maliye Bakanlığınca belirlenecektir.

Bu düzenleme defter tutma ve denetim fonksiyonunu birbirinden ayıran ve bu görevleri farklı meslek mensuplarına tahsis eden meslek yasasının özüne aykırıdır. Rapor düzenleme işi bir denetim faaliyetidir. Kural olarak, defteri tutan ve beyannameyi düzenleyen kendi tuttuğu defteri ve kendi düzenlediği beyannameyi denetleyemez. Tasarı bu yönüyle uluslararası denetim ilkesini (standardını) ihlal etmektedir.

Serbest muhasebeci mali müşavirlere verilmesi öngörülen rapor düzenleme yetkisi, kuşkusuz yeminli mali müşavirlerin iş alanını olumsuz etkileyecektir. Bugüne kadar Maliye Bakanlığınca iade edilen KDV’nin yaklaşık yarısı yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen tasdik raporlarıyla yerine getirilmektedir. Bu yönüyle yeminli mali müşavirler Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadır. KDV iadelerinin yerine getirilmesinde YMM’lerden kaynaklanan bir gecikme söz konusu değildir. Eğer bir gecikme söz konusu ise İdarenin kendi prosedürlerinden kaynaklanmaktadır.

Söz konusu değişikliğin gerekçesi Tasarıda tam olarak açıklanmamış olmakla birlikte, yetkililerin beyan ve ifadelerinden; önerinin gerekçesinin KDV tasdik ücretlerinin yüksek olduğu yönündedir. Söz konusu düzenlemenin esas amacının ücret rekabeti yaratmak olduğu açıktır. Bu yöndeki iddia ve söylemler gerçeği yansıtmamaktadır.  Şöyle ki, 2018 yılı asgari ücret tarifesinde bütün itirazlarımıza rağmen Maliye Bakanlığınca yapılan %35’e, üst dilimlerde %50’ye varan indirim ile ücret/iade oranı binde beşin altına çekilmiştir. Yüksek tutarlı iade işlemlerinde bölgelere göre ücretin yapılan iadeye oranı binde 2-3’lere kadar gerilemiştir. Bu ücretlerle kaliteli hizmet sunma imkanı ortadan kalkmıştır. Olası ücret rekabetinden Devletin zarar göreceği uzun olmayan bir zaman dilimi içinde görülecektir. Bu rekabetten serbest muhasebeci mali müşavirler de zarar görecektir.

Yeminli mali müşavirlik, özel uzmanlığın yanında yüksek ahlak ve tecrübe sahibi olmayı da gerektirmektedir. Bilindiği gibi yeminli mali müşavir olabilmek için 10 yıl serbest muhasebeci mali müşavirlik yapmış olmak ve zorlu bir sınavı başarmak gerekmektedir. Kanun Tasarısında rapor düzenleyecek mali müşavirlerin niteliklerini belirleme konusunda Maliye Bakanlığına bazı yetkiler tanınmış olmakla birlikte, Kanunda açıkça yer almayan niteliklerin belirlenmesinin idarenin inisiyatifine bırakılması ilerde hukuksal tartışmalara ve anlaşmazlıklara neden olacaktır.

Değerli Meslektaşlarım,

Esas itibarıyla, mükelleflerin vergi iade alacağının Devlet tarafından ücretsiz olarak, makul bir sürede yerine getirilmesi gerekmektedir. Bugüne kadar YMM’ler Devlet tarafından yerine getirilmesi gereken bu hizmeti başarılı ve dürüst bir şekilde Devlete yük olmadan yerine getirmiş ve getirmektedir. Bu konuda YMM’ler devletin ve mükelleflerin haklı güvenini kazanmıştır. Bu güven yaklaşık 30 yıllık bir birikimin ve emeğin ürünüdür. Bu birikimin yok edilme girişimi hepimizi derinden üzmektedir. YMM’ler kamu görevlisi sayıldığı için söz konusu kamusal hizmeti ifa etmektedirler. Kamu görevlisi niteliklerine ve ehliyetine sahip olmayan kişilere verilecek yetkiler, ilerde telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına neden olacaktır. Bu kapsamda zorunlu mesleki sorumluluk sigortası mutlaka devreye sokulmalıdır.

Değerli Meslektaşlarım,

TBMM’ne sunulan Kanun Tasarısı ile 3568 sayılı Kanuna eklenmesi istenen söz konusu 8/A maddesindeki düzenlemenin mesleğimize, meslektaşlarımıza ve Mali İdareye vereceği zararın farkında olduğumuzu ve konunun takipçisi olacağımızı bilmenizi isteriz. 28.02.2018

Saygılarımızla.

Sakıp ŞEKER

Başkan 


 

2- GAZİANTEP YMM ODASI AÇIKLAMASI 28.02.2108

Açıklamanın word formatı için TIKLAYINIZ.

27.02.2018 TARİHİNDE TBMM’NE SUNULAN “KATMA DEĞER VERGİSİ VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI” HK BAŞKANIN MESAJI

Değerli Üyelerimiz,

27.02.2018 tarihinde TBMM’ne sunulan “Katma Değer Vergisi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda,  33 yıldan beri uygulamada olan KDV Kanununda çok önemli ve çok gerekli değişikliklerin yapılması önerilmektedir. Kuşkusuz bu değişikliklerin en önemlisi, devreden KDV’nin iade edilemeyeceğine ilişkin hükmün kaldırılmasıdır. Bu değişiklik KDV teorisine uygundur ve gereklidir. Buna göre, 31.12.2018 tarihi itibarıyla, KDV beyannamelerinde görünen devreden KDV tutarları muhasebe kayıtlarında ayrı bir hesapta izlenecek ve bu tutar 01.01.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak ve indirilecek KDV hesaplarıyla ilişkilendirilmeyecek; bütçe imkanları dikkate alınarak ya mükelleflere iade edilecek ya vergi borçlarına mahsup edilecek ya da gelir/kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak değerlendirilebilecektir. Böylelikle KDV Kanununun yürürlüğe girdiği 1985 yılından beri indirim veya iade edilemediği için beyannamelerde görünen yaklaşık 150 milyar TL devreden KDV tutarı tasfiye edilmiş olacaktır. 01.01.2019 tarihinden itibaren ise devreden KDV tutarı mükelleflere iade edilebilecektir. Kanun Tasarısında devreden KDV konusu dışında pek çok tartışmalı konu da KDV teorisine ve mükelleflerin lehine çözüme kavuşturulmaktadır. Bu yönleriyle KDV Kanununda yapılması istenen değişiklikleri birkaç husus hariç olumlu bulmaktayız.

Ancak, söz konusu Tasarı ile 3568 sayılı Meslek Yasamıza eklenen 8/A maddesi ile serbest muhasebeci mali müşavirlere de katma değer vergisi iadesi raporu düzenleme yetkisi verilmektedir. Tasarıda, serbest muhasebeci mali müşavirler beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleyebileceklerdir. Bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türü ve iade tutarı Maliye Bakanlığınca belirlenecektir.

Bu düzenleme defter tutma ve denetim fonksiyonunu birbirinden ayıran ve bu görevleri farklı meslek mensuplarına tahsis eden meslek yasasının özüne aykırıdır. Rapor düzenleme işi bir denetim faaliyetidir. Kural olarak, defteri tutan ve beyannameyi düzenleyen kendi tuttuğu defteri ve kendi düzenlediği beyannameyi denetleyemez. Tasarının bu yönüyle uluslararası denetim ilkesini (standardını) ihlal ettiği kanısındayız.

Serbest muhasebeci mali müşavirlere verilmesi öngörülen rapor düzenleme yetkisi, kuşkusuz yeminli mali müşavirlerin iş alanını olumsuz etkileyecektir. Bugüne kadar Maliye Bakanlığınca iade edilen KDV’nin yaklaşık yarısı yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen tasdik raporlarıyla yerine getirilmektedir. Bu yönüyle yeminli mali müşavirler Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadır. KDV iadelerinin yerine getirilmesinde YMM’lerden kaynaklanan bir gecikme söz konusu değildir. Eğer bir gecikme söz konusu ise İdarenin kendi prosedürlerinden kaynaklanmaktadır.

Söz konusu değişikliğin gerekçesi Tasarıda tam olarak açıklanmamış olmakla birlikte, yetkililerin beyan ve ifadelerinden; önerinin gerekçesinin KDV tasdik ücretlerinin yüksek olduğu yönündedir. Söz konusu düzenlemenin esas amacının ücret rekabeti yaratmak olduğu açıktır. Bu yöndeki iddia ve söylemler gerçeği yansıtmamaktadır.  Şöyle ki, 2018 yılı asgari ücret tarifesinde bütün itirazlarımıza rağmen Maliye Bakanlığınca yapılan ilk dilimlerde % 12,5-% 25, ortalama %35’e, ve üst dilimlerde %50’ye varan indirim ile ücret/iade oranı binde beşin altına çekilmiştir. Yüksek tutarlı iade işlemlerinde bölgelere göre ücretin yapılan iadeye oranı binde 2-3’lere kadar gerilemiştir. Bu ücretlerle kaliteli hizmet sunma imkanı zorlanmaktadır. Olası ücret rekabetinden Devletin zarar görme ihtimali fazladır.

Aslında SMMM.lere kendi mükellefleri için Maliye Bakanlığınca belirlenecek sınırlarda KDV. İade Raporu düzenleme yetkisi verilmesi ilk bakışta SMMM.lere bir hak kazanımı gibi görülmesine rağmen, SMMM.lerin Muhasebe ücretini almada zorlanmasını dikkate aldığımızda, Rapor ücreti almada zorlanacağı gibi bir de üstüne MÜTESELSİL SORUMLULUK ekleneceğinden bu düzenlemeden SMMM.ler sonuçta  zarar görecektir.

Yeminli mali müşavirlik, özel uzmanlığın yanında yüksek ahlak ve tecrübe sahibi olmayı da gerektirmektedir. Bilindiği gibi yeminli mali müşavir olabilmek için 10 yıl serbest muhasebeci mali müşavirlik yapmış olmak ve zorlu bir sınavı başarmak gerekmektedir. Kanun Tasarısında rapor düzenleyecek mali müşavirlerin niteliklerini belirleme konusunda Maliye Bakanlığına bazı yetkiler tanınmış olmakla birlikte, Kanunda açıkça yer almayan niteliklerin belirlenmesinin idarenin inisiyatifine bırakılması ilerde hukuksal tartışmalara ve anlaşmazlıklara neden olabilecektir.

Değerli Üyelerimiz,

Esas itibarıyla, mükelleflerin vergi iade alacağının Devlet tarafından ücretsiz olarak, makul bir sürede yerine getirilmesi gerekmektedir. Bugüne kadar YMM’ler Devlet tarafından yerine getirilmesi gereken bu hizmeti başarılı ve dürüst bir şekilde Devlete yük olmadan yerine getirmiş ve getirmektedir. Bu konuda YMM’ler devletin ve mükelleflerin haklı güvenini kazanmıştır. Bu güven yaklaşık 30 yıllık bir birikimin ve emeğin ürünüdür. Bu birikimin yok edilme girişimi hepimizi derinden üzmektedir. YMM’ler kamu görevlisi sayıldığı için söz konusu kamusal hizmeti ifa etmektedirler. Kamu görevlisi niteliklerine ve ehliyetine sahip olmayan kişilere verilecek yetkiler, ilerde telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına neden olacaktır. Bu kapsamda zorunlu mesleki sorumluluk sigortası mutlaka devreye sokulmalıdır.

Değerli Üyelerimiz,

TBMM’ne sunulan Kanun Tasarısı ile 3568 sayılı Kanuna eklenmesi istenen söz konusu 8/A maddesindeki düzenlemenin mesleğimize, meslektaşlarımıza ve Mali İdareye vereceği zararın farkında olduğumuzu ve konunun takipçisi olacağımızı bilmenizi isteriz. 28.02.2018

Saygılarımızla.

ALİ İHSAN KAYA

Başkan 

 

3- 02.03.2018 ANKARA YMM ODASI BAŞKANI “BAŞKANIN MESAJI” Başlıklı bir mesaj yayımladı:

Kaynak: http://www.ankaraymmo.org.tr/#!/haber/5a99337e8d8bf005762a8a17 

BAŞKANIN MESAJI

Değerli Meslektaşlarım,

 28.02.2018 tarihli mesajımızdaki “yeminli mali müşavirliğin özel uzmanlığın yanında yüksek ahlak ve tecrübeyi de gerektirdiği” ifadesinin bazı serbest muhasebeci mali müşavir arkadaşlarımızı üzdüğünü öğrenmiş bulunmaktayım.

Kural olarak bütün bireylerin yüksek ahlak sahibi, yani “iyi insan” olması beklenir. Buna rağmen, Cumhurbaşkanlığı, Bakanlık, Milletvekilliği, bilirkişilik, hakimlik, yeminli mali müşavirlik gibi kamusal görevleri ifa edecek olanlara göreve başlamadan önce toplum veya mahkeme önünde “yemin merasimi” yaptırılarak bu görevleri yapanların görevlerinde daha dikkatli, dürüst ve adil davranmalarının sağlanması arzu edilmektedir. Yemin, ahlaklı olmanın bir ölçüsü olmamakla birlikte, yemin ritüelinin kişileri daha sorumlu ve dikkatli olmaya zorladığı bütün dünyada kabul edilmektedir.

Özetle “yüksek ahlak” ifadesi yeminli mali müşavirlerin yasa gereği yaptıkları yemine dikkat çekmek amacıyla kullanılmıştır. Amacımız hiç kimseyi daha ahlaklı veya daha az ahlaklı şeklinde kategorize etmek değildir. Söz konusu ifadelerin bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir.  02.03.2018

Saygılarımızla,

Sakıp ŞEKER


4- İSTANBUL SMMMO TARAFINDAN ANKARA YMM ODASINCA YAPILAN AÇIKLAMAYA KARŞI YAPILAN AÇIKLAMA YAZISI AŞAĞIDA SUNULMUŞTUR. 

KINAMA YAZISI 

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEĞİ VE KDV
İADESİ RAPORLAMASI

27.02.2018 tarihinde TBMM’ne sunulan “Katma Değer Vergisi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda, KDV Kanununda değişikliklerin yapılması önerilmektedir.

Mesleğimizi ilgilendiren en önemli değişiklik ise 3568 sayılı Meslek Yasamıza eklenen 8/A maddesi ile serbest muhasebeci mali müşavirlere de katma değer vergisi iadesi raporu düzenleme yetkisi verilmektedir. Tasarıda, serbest muhasebeci mali müşavirler beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleyebileceklerdir. Bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türü ve iade tutarı Maliye Bakanlığınca belirlenecektir.

YMM’LERE VERİLEN TAM TASDİK VE KDV İADESİ YETKİSİ 

3568 Sayılı Kanun 12. maddesinin ilk iki fıkrasında;

Yeminli malî müşavirler gerçek ve tüzelkişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin malî tablolarının ve beyannamelerinin mevzuat hükümleri, muhasebe prensipleri ile muhasebe standartlarına uygunluğunu ve hesapların denetim standartlarına göre incelediğini tasdik ederler.

Yeminli malî müşavirlerin tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları ile tasdike ilişkin usul ve esaslar; gerçek ve tüzelkişilerin mükellefiyet şekilleri, iş kolları ve ciroları, döviz kazandırıcı işlemleri, ithalat ve ihracatları, yatırımın miktarları ve nevileri ile belgelerin ibraz edileceği merciler esas alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir….”

Maliye Bakanlığı madde metninde belirtilen yetkisini kullanarak 02/01//1990 tarih ve 20390 sayılı Resmi gazetede yayımlanan “Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği” yayımlamıştır.

Söz konusu yönetmelikte; 3568 Sayılı yasanı 12. Maddesinde YMM lerin KDV iadesi incelemesi ve raporlaması açıkça yazılmamasına rağmen yönetmeliğe göre iade raporu yazma yetkisi yıllardır YMM ler tarafından kullanılmaktadır.

Yine bilindiği gibi VUK 340 Numaralı Genel Tebliği ile YMM’ ler tam tasdik ve danışmanlık sözleşmesi yaptıkları mükelleflerin tüm beyannamelerini kendi şifreleri ile göndermektedirler. 

SMMM’LERİN YETKİLERİ

3568 sayılı yasanın 2/A. maddesinde SMMM, “MESLEĞİN KONUSU” aşağıdaki gibi belirlenmiştir. 

2/ A) Muhasebecilik ve malî müşavirlik mesleğinin konusu:

Gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin;

a) Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço kâr-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak.

b) Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, malî mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak.

c) Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, malî tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak. 

ANKARA YMM ODASININ TALİHSİZ AÇIKLAMASI

Durum böyle olduğu halde SMMM odaları olarak yıllardır aynı çatı altında birlikte olmak adına, yanlış ve haksız uygulamaları polemik konusu yapmazken, Ankara YMM Odası Başkanı’nın “Bu düzenleme defter tutma ve denetim fonksiyonunu birbirinden ayıran ve bu görevleri farklı meslek mensuplarına tahsis eden meslek yasasının özüne aykırıdır.” şeklindeki talihsiz açıklaması, hem bir anlayışı hem de önemli bir bilgi eksikliğini ortaya
koymaktadır.

Bundan daha vahim olanı ise; Ankara YMM Odası Başkanının “Kamu görevlisi niteliklerine ve ehliyetine sahip olmayan kişilere verilecek yetkiler…” şeklindeki ifadesi ise, yıllardır yasadan gelen yetkilerini kullanarak vergi beyannamelerini düzenleyen ve gönderen, görevlerini kamu yararı doğrultusunda büyük bir özveri ve titizlikle yürüten SMMM’lerin yüksek ahlak ve tecrübe sahibi olmak gibi temel niteliklerden yoksun olduğunu ima eden açıklamaları, aynı nitelikleri zorlayan ve bir Meslek odası başkanına yakışmayan açıklamalarıdır.

Elbette bütün YMM’lerin ve YMM odalarının hukuku kendi menfaatlerine göre çarpıtarak, kendilerini mesleğin ELİT leri gibi gören bu çürümüş zihniyet içinde olmadıklarını biliyoruz. 

Ankara YMM odası başkanının tasarıdaki, “… Serbest muhasebeci mali müşavirler beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleyebileceklerdir…” ifadesini içine sindiremeyen ve çarpıtarak 105.000 SMMM’ ye adeta hakaret eden açıklamasını şiddetle kınıyoruz.

İSMMMO’nın yukarıdaki Kınama Yazısının PDF Formatı için TIKLAYINIZ.


5- TÜRMOB’UN SMMM’LERE KDV İADE RAPORU DÜZENLEME YETKİSİ İLE İLGİLİ TARTIŞMALAR ÜZERİNE ODA BAŞKANLARINA YAZISI 03.03.2018 TARİHLİ

türmob SMMMLERE KDV İADE YETKİSİ İLE İLGİLİ ODALARA DUYURUSU.jpg


ANKARA YMM ODASI BAŞKANI SAKIP ŞEKER’İN 03.03.208 TARİHLİ AÇIKLAMASI (Özür Yazısı)

BAŞKANIN MESAJI

Değerli Meslektaşlarım,

TBMM’ne sevk edilen “Katma Değer Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” hakkındaki görüş ve düşüncelerimizi 28.02.2018 tarihinde sizlerle paylaşmıştık.

Bu paylaşımın ardından, özellikle mali müşavir meslektaşlarımız ile bazı SMMM Odalarından alınan tepkiler üzerine konu hakkında yeni bir açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur. Daha önce yaptığımız açıklamada, Tasarının 8/A maddesi ile 3568 sayılı Meslek Yasamızda yapılmak istenen düzenlemenin;

Mali müşavirlere beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleme yetkisi veren 8/A maddesinde, rapor düzenleyebilecek mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor türü ve iade tutarını belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmesinin,  ileride hukuksal tartışmalara yol açacağı, yapılan bu düzenlemenin; kendi tuttuğu defteri aynı kişinin denetleyemeyeceğine ilişkin uluslararası denetim ilkesine aykırı olduğu ve 3568 sayılı Meslek Yasamızın temel kurgusunu bozduğu belirtilmiştir.

Bu görüşlerimizi açıklarken kullandığımız ifadelerin bazı mali müşavirler tarafından maksadını aşan şekilde yanlış anlaşıldığını ve yorumlandığını üzülerek gözlemlemiş bulunmaktayız. Bugüne kadarki mesleki duruşumuz, muhtelif ortamlarda mesleğimiz ve meslek yasamız hakkındaki açıklamalarımız ve mali müşavirler hakkındaki olumlu düşüncelerimiz ortadadır.  Söz konusu açıklamamızda kullanılan bazı ifadelerin, kendimiz kadar ahlaklı ve erdemli olduğuna inandığımız mali müşavir meslektaşlarımızı küçük düşürücü veya hakaret edici ifadeler şeklinde algılanması bizleri çok üzmüştür.

Diğer taraftan, son günlerdeki gelişmelerin; ayrıştırıcı değil birleştirici olunması ve birbiriyle çatışan değil, kucaklaşan bir yaklaşımın gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Söz konusu açıklamalarımızla yanlış anlamalara ve değerlendirmelere sebebiyet verdiysek; mesleğimizin icrası sırasında sürekli olarak birlikte çalıştığımız ve bizler açısından çok değerli olan mali müşavir meslektaşlarımızdan özür dilemeyi erdem kabul ediyoruz. Ankara, 03.03.2018

Saygılarımızla.

Sakıp ŞEKER

Başkan 

 

 

3 replies »

  1. Düzenleme, kdv devir sisteminin kaldırılması ve iade sistemine geçilmesi üzerine kurulu idi. Ancak söz konusu sistem hayata geçmedi. Bu nedenle, iade yetkisi biraz ölü doğdu. Ayrıca, Maliye Bakanlığına iade yetkisi verme konusunda o kadar pek çok yetki verilmiş. Bu yetkinin nasıl kullanılacağı meslek mensuplarını doğrudan etkileyecek. Yorumunuz için teşekkürler. Selam ve saygılar.

  2. kdv iade raporu hazırlama yetkisi bütün smmm lere verilmeli aksi taktirde yeni mesleğe başlamış yeni büro açmış mali müşavirler bu durumdan olumsuz etkilenecektir.Çünkü bu yetki maliye bakanlığınca belirli kriterlere uygun smmm lere vereceği yönünde.

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.