Miras hukukunda külli halefiyet ilkesi geçerlidir. Bu ilke gereği mirasçı terekedeki tüm hak ve alacaklar ile birlikte borçlara da mirasçı olur. Yine miras hukukuna göre, yasal ve atanmış mirasçılar miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanırlar. Mirasçılık sıfatının kazanılması ile terekedeki borçlardan sorumluluk sadece tereke ile değil şahsi mal varlığı ile de sorumluluk söz konusu olur.

Miras hukukunun yukarıdaki nitelikleri dikkate alındığında kişiler, terekenin borca batık olması durumunda mirası reddetme tercihini kullanmak isterler. Bu durumda, süresi içinde mirasın reddedilmesi gerekir.

Mirasın reddi; miras bırakanın ölümü üzerine yasal veya atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirasın hak ve yükümlülüklerini reddetmesidir. Mirasın reddi, reddi-miras olarak da anılmaktadır.

Mirasçı miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine yazılı veya sözlü olarak beyanda bulunmak suretiyle mirası reddedebilir(TMK. m. 609) Mirasın reddi, mirasın tümünü kapsayacak şekilde kayıtsız ve şartsız beyan şeklinde olur. Bu kapsamda miras kısmen reddilemez. Kısmen red tarzında yapılan red beyanları geçersiz olduğundan, mirasın kabulü sonucunu doğurur.

22.09.2020

vergidosyasi.com

Kaynak: Sefa Bayram, “Reddi Miras (Mirasın Reddi) Nedir?”, https://barandogan.av.tr/blog/medeni-hukuk/reddi-miras-nedir.html