Giriş
Takdir komisyonlarının kuruluşu ve çalışma esaslarına ilişkin düzenlemeler 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yapılmıştır. Takdir komisyonunun; yetkili makamlar tarafından istenilen matrah, servet takdirlerini yapmak ve vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek görev ve yetkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla mükellefin vergisel yükümlülüklerini doğrudan etkileyen önemli bir komisyondur. Vergi incelemesine konu olabilecek pek çok konunun takdir komisyonuna sevk edilmesi nedeniyle bu önem daha da artmaktadır.
Takdir komisyonunun oluşumunda seçilmiş sivil üyelerin bulunması düzenlemenin mükellef hakları açısından en kritik noktalarından birisidir. Peki, takdir komisyonlarının seçilmiş üyelerinin varlığı takdir komisyonu kararlarının daha gerçekçi ve mükellef haklarını da gözetir şekilde tecelli etmesine yol açıyor mu? Aşağıda bu soruya cevap arayacağız.
Takdir Komisyonunun Oluşumu ve Seçilmiş Üyeler
Takdir Komisyonu, illerde vergi dairesi başkanının, başkanlık bulunmayan yerlerde defterdarın, ilçelerde malmüdürünün (müstakil vergi dairesi olan ilçelerde ilgili vergi dairesi müdürünün) veya bunların görevlendireceği memurların başkanlığı altında ilgili vergi dairesinin yetkili iki memuru ile seçilmiş iki üyeden kurulur.
Seçimle gelecek, memur olmayan başka bir deyişle sivil üyeler; VUK’nun 73. maddesine göre, tüccarlar için ticaret odalarınca, diğer sanat ve meslek erbabı için mesleki teşekküllerce kendi üyeleri arasında veya haricen seçilmektedir. Ticaret odası ve mesleki teşekkülü olmayan yerlerde seçim belediyece yapılır.
Takdir Komisyonlarındaki Seçilmiş Sivil Üyelerin Varlık Nedeni ve Uygulamadaki Sonuç
Vergi Usul Kanununda yasa koyucu takdir komisyonunun oluşumunda, üye yapısı itibariyle hem işin mahiyetini analiz edebilecek hem de mükellefin haklarını savunabilecek sivil, seçilmiş kişilerin de komisyonda yer almasına özen gösterilmiştir. Özellikle komisyonda yer alacak kişilerin takdir kararı verilecek mükellefin niteliği ve konunun özelliği ile alakalı olmasına büyük önem atfedilmiştir.
Takdir komisyonununda seçilmiş sivil üyelerin yer almasına ilişkin düzenleme, mükellef hakları açısından ve gerçek durum kavrayacak takdir kararlarının verilmesi açısından önemlidir. Ancak bu noktada uygulamanın niteliği belirleyici olmaktadır. Peki, uygulamada durum nedir? Seçilmiş üyeler, takdir kararlarında gerçek durumun tespitine yönelik olarak bulundukları kesim veya sektöre ilişkin tecrübe ve birikimlerini kararlara yansıtıyorlar mı? Seçilerek gelen bu kişiler mükellefin hukukunu gözetme sorumluluklarını yerine getiriyorlar mı? Yoksa etkisiz elemanlar mı? İdarece hazırlanarak önlerine gelen takdir komisyonu kararlarına imza atmakla iktifa etmektedirler?
Takdir komisyonu uygulamaları maalesef yukarıdaki soruların çoğuna seçilmiş üyeler lehine cevaplar vermeyi güçleştirmektedir. Takdir komisyonu kararlarının çoğu kez eksiklikler içermesi, mükellefin gerçek durumunu veya sektörün yapısını kavramaya yönelik hususları içermemesi gibi hususlar en azından seçilmiş üyelerin takdir komisyonlarında etkilerinin bulunmadığına işaret ediyor. Başka bir deyişle, Yasa koyucunun takdir komisyonlarının oluşumunda seçilmiş üyelerin bulunması yönündeki amacı pek de hasıl olmuyor. O zaman “Takdir komisyonlarında seçilmiş üyeler niye var ki?” sorusu haklı olarak soruluyor mükellefler tarafından.
Sonuç
Zeki GÜNDÜZ Üstadın aşağıdaki cümleleri konu üzerine çok daha fazla söz söylemeyi gereksiz kılıyor (Gündüz, 2013) (koyu yazım tarafımızdan yapılmıştır):
“Takdir Komisyonu’nun beş üyesinden ikisi konusuna göre oda veya mesleki teşekküllerden seçilip gönderilirler. Bu iki üye bir bakıma mükellef temsilcisi veya Mali İdare dışından, sivil görevliler olmaları hasebiyle önlerine gelen konularda mükellef hukukunu da gözetme sorumluluğunda olmaları gereken kişilerdir. Ancak uygulamada Mali İdare’nin takdir komisyonlarını inceleme elemanlarının, inceleme işleminin görevlisi gibi kullandığı durumlara şahit oluyoruz. Aşağıda zikredeceğim ve benzeri durumlarda takdir komisyonları inceleme elemanlarınca talep edilen konularda, talep edildiği şekliyle kararlar alıyor ve sivil üyeler de bu konuda bu zamana kadar benim bildiğim tek bir muhalefet şerhi dahi yazmadılar.
…
Benim şikayet ettiğim husus, sivil, memur olmayan, bir nev’i mükellef temsilcisi ya da objektif uzman olması gereken kişilerin çok fazla idarenin elemanı gibi, hiçbir konuda farklı görüş öne sürmeden hareket ediyor görüntüsü çizmesi. Şayet bu müessese bu şekliyle çalışmıyorsa hiç olmazsa o iki sivil üye de olmasın. Yok oradalarsa da biraz daha sivil, objektif, bağımsız, uzman, mükellef hakkını da gözetir davransınlar.”
23.01.2018
Dr. Hasan AYKIN
vergidosyasi.com
Dipnot:
Zeki GÜNDÜZ, “Takdir Komisyonu kararları alındığı tarihte mi geçerli?” Dünya Gazetesi, 17.04.2013.