EKONOMİK GÜVENLİK

ULUSLARARASI REKABETTE EKONOMİK İSTİHBARATIN ARTAN ÖNEMİ

 Hasan AYKIN

PDF Formatı

Giriş

İstihbarat kelime anlamı ile haberler, yeni öğrenilen bilgiler veya haber almadır. Teknik anlamda ise, bir amacı gerçekleştirecek hedeflere ulaşmayı engelleyen veya kolaylaştıran unsurlar hakkında her türlü bilgi ve malumatın toplanması, tasnifi, yorumlanması, değerlendirilmesi ve ilgili yer ve makamlara zamanında ulaştırılması şeklinde tanımlanmaktadır[1].

Eskiden daha çok insan kaynaklı bilgi toplama (humint) ve casuslukla birlikte ele alınan istihbarat tür, yöntem ve araçlarına her geçen gün yenileri eklenmektedir. Bu kapsamda ekonomik istihbarat, önemi son 20 yılda hızla artan bir istihbarat türü olarak ortaya çıkmıştır.

Özellikle gelişmiş ülkeler, uluslararası ekonomik çıkarlarının korunması, ülkenin ekonomik gelişme ve refahının korunarak geliştirilmesi, ülkenin büyüme ve gelişmesine engel teşkil edebilecek tehditlerin bertaraf edilmesi, rekabet gücünün korunması ve artırılması için ekonomik istihbaratı bir araç olarak kullanmaya başlamışlardır.

Ekonomik İstihbarat

Ekonomik istihbarat (economic intelligence), gerek açık kaynaklardan gerekse diğer yollardan elde edilen finansal, ticari, teknolojik, politik veri ve bilgilerin toplanması, analiz edilmesi ve sonrasında ilgili hükümet veya özel kesim kurum ve kuruluşlarının hizmetine sunulmasına ilişkin çalışmaları içermektedir.

Günümüzde pek çok finansal ve ekonomik veri açık kaynaklardan kolaylıkla temin edilebilmektedir. Sorun bu bilgilerin doğru analizi ve uygun sinyallerin ekonomi birimlerine iletilmesi ile ilgilidir. Açık kaynakların yanı sıra, büyük ihaleler, müşteri araştırmaları, ülkelerin uluslararası yatırım ve ticaret görüşmeleri ve gizli anlaşmaları, ekonomi politikalarına ilişkin önemli kararlar da çeşitli istihbari yöntem ve tekniklerle elde edilmeye çalışılarak ekonomik istihbarat üretme faaliyetlerinde kullanılmaktadır.[2]

Ekonomik İstihbaratın Önem Kazanması

Ekonomik istihbaratın önem kazanmasındaki en önemli etken, uluslararası alanda askeri ve politik güvenliğin yanında ekonomik güvenliğin (economic security) ön plana çıkmasıdır. Bir ülkenin uluslararası alandaki gücünü ve etkisini belirlemede ekonomik faktörler eskisine oranla daha önemli hale gelmiştir. Soğuk Savaşın sona ermesi, küreselleşme ve ülkeler arasında karşılıklı bağımlılıkların (interdependency) artması nedeniyle küresel rekabet, mücadele ve hatta çatışma alanı ekonomi olmuştur. ABD Başkanı Bill Clinton’ın 1994 yılında belirttiği üzere ulusal güvenlik aynı zamanda ekonomik güvenlik anlamına da gelmektedir.[3] Bu nedenle, Clinton’un güvenlik stratejisi, politik-askeri güvenlikten ziyade ekonomi güvenliğe önem verme şeklinde tezahür etmiştir[4].

İngiltere her dönemde ekonomik güvenliğe önem vermiştir. Son olarak 2010 yılı Ekim ayında parlamentoya sunulan Ulusal Güvenlik Strateji belgesinde[5] ekonomik güvenlik vurgusu çok  net bir şekilde yapılmıştır. Belgede, “İngiltere’nin ulusal güvenliğinin ülkenin ekonomik güvenliğine, ekonomik güvenliğinin de ulusal güvenliğine” bağlı olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda ekonomik açıkların aynı zamanda birer güvenlik açığı olduğu ifade edilmiştir.

Ulusal güvenlik ile ekonomik güvenlik arasındaki artan ilişkinin yansıması olarak, uluslararası ekonomik rekabet ortamında ekonomik istihbarat faaliyetlerinin önemi artmıştır.

Küreselleşme ve uluslararası politik ve ekonomik sisteminde meydana gelen dönüşümler nedeniyle askeri güç, ulusal gücün en önemli belirleyicisi olmaktan çıkmıştır. Bunun yerine ekonomi, bilim ve teknoloji, dünya üzerindeki rekabet ve etkide bulunma gibi unsurlar artan oranda önem kazanmıştır. Bu durum, ülkelerin karşılaştırmalı güçlerini ölçme için geliştirilen endekslere de yansımıştır. Örneğin Kapsamlı Ulusal Güç (Comprehensive National Power-CNP) endeksine göre ekonomik faktörlerin ulusal güç içindeki ağırlığı %41 seviyesinde iken, askeri kapasite %10 seviyesinde kalmaktadır. (Tablo 1).

Tablo 1: CNP Yöntemine Göre Ulusal Gücün Temel Unsurlarının Toplam Güç İçindeki Ağırlıkları

ulusal gücün unsurları.PNG

Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, dışa açılma, ülke ekonomik sistemlerinin birbirlerine yakınlaşması ve ülkelerin pek çok ekonomik verisine açık kaynaklardan ve hatta internet üzerinden erişimin mümkün hale gelmesi ekonomik istihbarat imkânlarını artıran bir unsur olmuştur.

Ekonomik İstihbarat Kaynakları

Aşağıda ekonomik istihbarat kaynakları ana başlıkları ile aşağıdaki gibi sıralanabilir[6]:

Yeşil Bölge : (Temel İstihbarat Alanı):  Bilgiye erişim, uzmanlık ve özel çaba gerektirmeyen basit prosedürle gerçekleşir. Bilgiye ilgili kurumların internet sitelerinden, faaliyet raporlarından ya da basılı kaynaklardan erişilir. Bu bölgedeki bilgiler tamamıyla herkese açıktır.

Sarı Bölge (İkincil İstihbarat Alanı): Bilgilere erişim imkanı bulunmasına rağmen, bilginin temini yüksek maliyetlidir veya kamuoyuna sınırlı düzeyde açıklanmaktadır. Bilgilerin anlaşılması önemli bir uzmanlık bilgisi gerektirebilmektedir. Üyelere özel hazırlanan, yüksek abonelik bedeli gerektiren sektör analizleri, makroekonomik trend analizleri bu tür ekonomik istihbarat kaynağıdır. Bilgi belli bir maliyet veya uzmanlık gerektirse de %90’lar seviyesinde herkese açıktır.

Kırmızı Bölge (Taktik Alan): Bu alandaki bilgiler hizmete özel niteliktedir. Ülke ekonomi politikalarının şekillenmesi açısından politikacılar için oluşturulmuştur. Bu bölge, kısmen erişilebilir hassas bilgileri içermektedir. İzinsiz erişim hukuki yaptırım gerektirebilir.

Siyah Bölge (Gizli Alan): Ülkenin stratejik öncelikleri ile ilgili olan bu alana erişim çok büyük uzmanlığı gerektir. Erişim güç ve izin verilmediği sürece yasaktır. İzinsiz erişim ceza ve hukuk davalarına konu olur. Bilgilere yetkilendirilmiş kişiler dışındaki erişim daha çok klasik casusluk fiilleri ile fiziki veya elektronik sızmalarla yasadışı olarak gerçekleşir.

Ekonomik istihbarat üretmede bilgilerin büyük bölümü yeşil ve sarı bölgeden sağlanmaktadır. Kamuya açık olan ve kolayca ulaşılan bu alandaki verilerin uygun tekniklerle analizi aslında kırmızı ve siyah bölgeye ilişkin bilgiler konusunda tahminlerde bulunmaya da imkan tanımaktadır. Kırmızı ve siyah bölge bilgileri klasik istihbarat tekniklerinin daha yoğun olduğu alanlardır. Ülkeler özellikle karşı ekonomik istihbarat (contr-economic intelligence) faaliyetleri ile diğer ülke istihbarat birimlerinin bu alanlara sızmalarını önlemeye çalışmaktadırlar. Örneğin 1996 yılında yapılan bir incelemede Amerika’da yıllık 24 milyar dolar değerindeki ekonomik bilginin çalındığı tespit edilmiştir.[7] Buna paralel olarak istihbarat örgütleri, ulusal rekabet gücünü sürdürme adına sanayi casusluğu veya bu casusluğu önleme faaliyetlerine başlamışlardır[8].

İstihbarat Örgütlerinin Fonksiyonlarının Ekonomik İstihbarat İçin Yeniden Şekillenmesi

Ekonomik güvenlik tehditlerinin tanımlanması ve önem kazanması ile birlikte büyük askeri ve istihbarat toplama kapasiteleri için yeni roller aranmaya başlanmıştır. Görev tanımlarını gözden geçiren CIA son dönemde, askeri alan dışındaki pek çok gri alanla ilgili tehdit öncelikleri belirlemiştir. Bu durum dünyada güvenlik konseptindeki değişime paraleldir. Narkotik suç ekonomisinin tüm dünyada entegre hale gelmesi, askeri teknolojinin yayılması, uluslararası iş aleminde yaşanan sabotaj ve casusluklar, kara para aklama ve organize suçlar, göçmenler, sınır aşan sular gibi pek soruna bağlı olarak istihbarat ve askeri birimlerin güvenlik önceliklerinde kaymalar yaşanmaktadır.[9] Bu kayma kapsamında İstihbarat örgütlerinin görev tanımlarında ekonomik istihbarat önemli bir unsur olmaya başlamıştır.[10] 1991 yılında CIA başkanı Robert M. Gates, CIA’den talep edilen ekonomik istihbaratın diğer istihbarat türlerini aştığını belirtmiştir[11].

Ekonomik güvenlikte ülke firmalarının uluslararası alandaki rekabetçiliği büyük önem taşır. Nerdeyse kuralsız işleyen bu rekabet ortamında, firmalar endüstri casusluğu yoluyla önemli kaynak gerektiren araştırma harcamalarına girmeden diğer ülke firmaları aralarındaki rekabet gücü farkını kapatmaya çalışmaktadırlar. Casusluk faaliyetlerine bazen kamu kurumları da yardımcı olmakta ve bu trend büyüme eğilimi göstermektedir. Ülke istihbarat birimleri bu tür casusluk faaliyetlerine doğrudan destek vermediği durumda bile ülke firmalarının casusluğa maruz kalmamaları için karşı önlemler geliştirme açısından bu alana dahil olmaktadırlar.[12] Örneğin ABD’de Ekonomik Güvenlik Yasası (Economic Security Act) ülke firmalarının yabancı şirketlerin casusluk faaliyetlerinden korunmasına yönelik düzenlemeleri içermekte ve ülke istihbarat birimlerine bu konuda görevler yüklemektedir.

Dış istihbarat kadar iç istihbarat birimleri de ekonomik istihbarat amacıyla, özellikle de karşı-ekonomik istihbarat için kullanılmaktadır. Örneğin, Soğuk Savaş sonrası dönemde FBI ulusal güvenliği korumaya yönelik stratejilerini yeniden değerlendirmiştir. Tehdit unsurları kimyasal, biyolojik ve nükleer silahların yayılmasından kritik teknolojilerin başkalarının eline geçmesi, önemli ticari sırların ve bilgilerin elde edilmeye çalışmasının önlenmesini de kapsayacak şekilde genişletilmiştir.[13]

Ekonomik İstihbaratın Politik Karar Alma Süreçlerinde Kullanımı

Ekonomik istihbarat sofistike ve etkili bir istihbarat biçimidir. Stratejik veriler üretmeye imkan vereceği gibi ülkelerin önemli ekonomik kazanç elde etmesine de yardımcı olacak çıktılar verebilmektedir. Hatta ülkelerin açık olarak ortaya koyduğu veya gizli bir şekilde izlemekte olduğu politikaların analizi açısından da etkili bir araç olarak kullanılabilmektedir. Örneğin, Türkiye’nin 1990’lı yıllarda Kafkasya ve Orta Asya bölgelerinde etkinlik alanı oluşturmaya yönelik politikalar başlatması üzerine Batılı ve Doğulu istihbarat servislerinin yaptığı ilk analizlerden birisi Türkiye’nin ekonomik gücünün böyle bir politika izlemeye yeterli olup olmadığıdır.[14] Yapılan bu analize göre Türkiye’nin bu politikaları ile ilgili önlemlerin boyutu belirlenmiştir.

İstihbarat birimleri kendi ülkelerinin şirketlerinin uluslararası işlerde ihale kazanması için ciddi istihbarat faaliyetleri yürütmeye başlamıştır. Örneğin, Suudi Havayolları’nın AB Airbus firmasından uçak satın alma konusundaki 6 milyar dolarlık ihalesinin Amerikan Boeing Corporation ve McDonnel-Douglas lehine bozulmasında CIA’in Avrupa konsorsiyumu ile Suudi yetkililer arasındaki rüşvet ilişkisine ait telefon ve faks trafiğini ortaya çıkarması etkili olmuştur. Benzer bir olay, Fransız Thomson-CFS konsorsiyumuna verilen Amazon bölgesindeki gözetleme sistemi kurma işi ile ilgili 1,3 milyar dolarlık ihalenin Brezilya hükümet yetkililerinin rüşvet aldıklarının kanıtlanması sonrasında Amerikan şirketlerine verilmesidir.[15]

GATT ticari görüşmelerinde üstünlüğü sağlamak için CIA, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu üyelerinin 5000’e yakın elektronik postasını ele geçirmiştir. ABD’nin görüşmelerde önemli avantaj sağlamaya başlamasından sonra yürütülen araştırmalarda konu ortaya çıkmıştır.[16]

Askeri uydu imkanları da istihbarat birimleri tarafından ekonomik istihbarat üretme amacıyla kullanılmaktadır. Örneğin 1990’lı yıllarda CIA’a ait uydular Çin’in tahıl ekimi yaptığı alanlarda yeraltı sularının seviyesinin azaldığını tespit etmişlerdir. Bunun üzerine Çin’de azalacak tahıl üretimi nedeniyle tahılın dünya piyasasındaki fiyatının artacağı istihbaratı oluşturulmuştur.[17] Söz konusu istihbarat tahıl borsalarında ileriye yönelik alım satım yapıldığı bir ortamda, bu istihbarata sahip olanlara önemli ekonomik menfaat sağlamaktadır.

Ekonomik istihbarat üretmeye yönelik faaliyetler ABD’ye özgü değildir. Pek çok ülke bu alanda önemli çalışmalar yürütmektedir. Clerc 1997 yılındaki “Ekonomik İstihbarat” isimli çalışmasında, ABD, Fransa, Almanya, Japonya ve Çin başta olmak üzere çeşitli ülkelerin ekonomik istihbarat sistemlerini incelemektedir. Bu çalışmadan, ekonomik istihbaratın ABD’ye özgü bir husus olmadığı pek çok ülkenin konunun öneminin farkına vararak kurumsal yapılar oluşturduğu veya mevcut istihbarat örgüt yapılarının fonksiyonlarında dönüşüm gerçekleştirdikleri görülmektedir.

Sonuç

Ülkenin ekonomik refahının korunması ve geliştirilmesi için uluslararası rekabet gücünün artırılması önemli bir unsurdur. Uluslararası güç mücadelesinin artan oranda ekonomik rekabete dönüşmesi, ekonomik istihbarat faaliyetlerini artırmıştır. Ülkeler ekonomik istihbarat üretmek için yeni kurumsal yapılar oluşturmakta veya mevcut istihbarat kurumlarının fonksiyonlarına ekonomik istihbaratı da eklemektedirler.

Ekonomik istihbarat, geleceğe yönelik daha geniş bir perspektif edinilmesi, uluslararası ekonominin yönü, yönelinmesi gereken sektörlerin neler olduğu, Türkiye’nin ekonomik anlamda rekabet içinde olduğu ülkelerdeki gelişmelerin analizi ile Türkiye’ye yönelik ekonomik istihbarat çalışmalarına karşı önlemler geliştirebilmek için kullanılması gerekli bir araçtır. Bölgesinde önemli bir aktör olma gayreti içinde olan, dünyanın 15. Büyük ekonomisi[18] konumunda bulunan ve dünyanın en büyük ilk on ekonomisinden biri olmayı  hedefleyen[19] Türkiye’nin artan uluslararası rekabet ortamında ekonomik istihbarat konusundaki gelişmeleri dikkate alarak bu yönde uygun politikalar oluşturması ve istihbaratla ilgili kurumsal yapıları gözden geçirerek gerekli uyarlamaları yapması önem taşımaktadır.

 

¨ Bu çalışmadaki görüşler yazarın şahsi görüşleri olup, çalıştığı kurumu bağlamaz. Çalıştığı kurum veya yaptığı görevle ilişki kurulmak suretiyle herhangi bir şekilde kullanılamaz.

[1] Tağma, K. (2001), Yeniden Yapılanma Kuralları, İstanbul: Timaş Yayınları, s. 124.

[2] Clerc, Philippe, (1997),  “Economic Intelligence”, World Information Report 1997-1998, (Eds Yves Courrier ve Andrew Large) UNESCO, 304-317.

[3] Samuels, Richard J., (2006), Encyclopedia of United States National Security, Thousand Oaks: SAGE Publications, s. 256.

[4] Ralph, Jason, (2000), “Persistent Dilemmas: US National Security Policy in the Post-Cold War Era”, International Security in a Global Age- Securing the Twenty-first Century, (Eds. Clive Jones ve Caroline Kennedy-Pipe), London: Frank Cass, s.33.

[5] HM Government, (2010), A Strong Britain in an Age of Uncertainity: The National Security Strateji, Her Majesty Government.   http://www.direct.gov.uk/prod_consum_dg/groups-/dg_digitalassets/@dg/@en/documents/digitalasset/dg_191639.pdf Erişim 14.02.2011

 

[6] Potter, Evan H., (1998), “The System of Economic Intelligence-Gathering In Canada”, Economic Intelligence &National Security, (Ed. Evan H. Potter), Montreal: McGrill-Queen’s University Press, ss. 39-41.

[7] Miman, Ahmet Tarık, (2007), Küreselleşmenin Ordusu Ekonomik İstihbarat, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, s.106.

[8] Dalby, Simon, (1997), “Contesting an Essential Concept: Reading the Dilemmas in Contemporary Security Discourse”, Keith Krause ve Michael C. Williams (Eds.), Critical Security Studies, Minnesota:University of Minnesota Press, ss. 3-32, s.13.

[9] Cable, Vincent, (1995), “What is International Economic Security?”, International Affairs, Vol. 71, No 2 (Apr. 1995), s. 306.

[10] Dalby, a.g.m, s.3.

[11] Özdağ, Ümit, (2008), İstihbarat Teorisi, Ankara: Kripto Kitaplar, s. 87.

[12] Neu, Carl. R. ve Wolf, Jr. Charles,(1994), The Economic Dimension of National Security, Santa Monica: RAND, s. 74.

[13] Samuels, a.g.e., s. 256.

[14] Özdağ, a.g.e., s. 86.

[15] Todd, Paul ve Bloch, Jonathan (2006) Küresel İstihbarat Günümüzde Dünya Gizli Servisleri, Truva Yayınları, ss. 107-108.

[16] Miman, a.g.e., s. 149.

[17] Özdağ, a.g.e., s. 86.

[18] http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/16377639.asp (Erişim 01.09.2011)

[19] http://www.sabah.com.tr/Gundem/2010/11/05/dunyanin_ilk_10_ekonomi_arasina_girecegiz# (Erişim 01.09.2011).

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.