HATALI OLARAK UZLAŞILAN VE KESİNLEŞEN VERGİ VE CEZALAR DÜZELTİLEBİLİR Mİ?
Dr. Hasan AYKIN
Uzlaşma müessesesi 1963 yılında hukuk sistemimize girmiştir. Vergi ihtilaflarını en aza indirerek, kamunun alacağını bir an önce alması gibi amaçlara matuftur. Bu nedenledir ki, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalara karşı (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine karşı) dava açamaz (VUK, Ek m.7). Başka bir deyişle uzlaşma ile birlikte uzlaşılan tutar üzerinden vergi ve cezalar kesinleşir.
Peki, uzlaşılan ve bu suretle kesinleşen vergilerde hata yapıldığının anlaşılması durumunda ne olacaktır. Mükellef vergi idaresine başvurarak yapıldığı iddia edilen hatanın düzeltilmesini isteyebilecek midir?
Bilindiği üzere vergi hatası, vergiye mütaallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.(VUK, m. 116). VUK 120 nci madde uyarınca, vergi hatalarının düzeltilmesine, ilgili vergi dairesi müdürü karar verebilmektedir. Hatanın mükellef aleyhine yapılmış olması halinde, fazla vergi aynı düzeltme fişine dayanılarak terkin ve tahsil olunmuş ise mükellefe reddolunmaktadır.
Vergi ve cezalarda uzlaşan bir mükellefin, VUK’ta yer alan vergi hatalarının yapıldığını uzlaşmadan sonra fark etmesi durumunda düzeltme talebinde bulunması mümkün müdür? Bu konuda aşağıda ye alan muktezalar (özelgeler) yol gösterici mahiyettedir.
Aşağıda yer verilen özelgelerde esas itibariyle, VUK’un Vergi Hatalarını Düzeltme ve Reddiyat başlıklı bölümündeki türden vergi hatalarının bulunması durumunda, uzlaşmanın vaki olarak vergi ve cezaların kesinleşmesi durumunda dahi düzeltme işlemlerinin yapılabileceğine ilişkindir.
MB Gelirler Genel Müdürlüğünün 20/04/2005 tarih B.07.0.GEL.0.40/4001-115/17574 ve sayılı özelgesinde;
“…uzlaşmaya mevzuu edilmiş ve üzerinde uzlaşılmış olması ve bu hatalı durumun da uzlaşma sırasında dikkate alınmamış olması hallerinde, söz konusu hataların 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümleri çerçevesinde düzeltilmesi mümkün bulunmaktadır.
Ödevlinin elde ettiği faiz gelirine ilişkin hazine bonosunun herhangi bir değere endeksli olmayıp TL cinsinden olduğu belirtildiğinden, indirim oranı uygulanması gerekmektedir. Bu durumda 2000 yılma ilişkin indirim oranının l’den büyük olduğu dikkate alındığında beyanname verilmeyecek olup, gerekli düzeltme işleminin yapılması gerekmektedir.”
değelerdirmesi yapılmıştır.
MB Gelirler Genel Müdürlüğünün 02/12/1998 tarih ve B.07.0.GEL.0.28/2880-5314 sayılı Özelgesinde;
“Bu itibarla, uzlaşma yoluyla kesinleşen ve Vergi Usul Kanununun 118/2 ve 3 maddelerinde belirtilen şekilde vergilendirme hatası yapılan tarhiyatın, Vergi Usul Kanununda yer alan düzeltme hükümlerine göre düzeltilmesi gerekmektedir.”
ifadelerine yer verilmiştir.
MB Gelirler Genel Müdürlüğünün 09/12/2001 tarih ve B.07.0.GEL.0.44/4417-324/66094 sayılı Özelgesi ise aşağıdaki gibidir:
“İlgi (c) de kayıtlı yazınız ve eklerinin incelenmesinden; …….. Vergi Dairesi Müdürlüğü mükelleflerinden …….Sanayi Tic. Ltd. Şirketi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 13 numaralı bendinde zikredilen “diğer kişiler” statüsünde bulunan satıcıdan satış bedeli üzerinden tevkifat yaparak, ilgili vergi dairesine süresinden sonra muhtasar beyannameyi verdiği, kanuni süresinden sonra verilen beyanname üzerine adına cezalı tarhiyat yapılarak uzlaşma sağlandığından, konunun 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378 inci maddesi ve 205 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle eklenen “uzlaşma” konulu bölümün Ek Madde 6’ya göre yeniden değerlendirilmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanunun Ek 1-12 nci maddesinde uzlaşmaya ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, Ek 1 inci maddesinde re’sen veya ikmalen tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezalar hususunda idare ile mükellefin uzlaşabileceği esasına yer verilmiştir. Ek 6 ncı maddesinde ise uzlaşmaya varılması halinde, “…tutanakla tespit olunan hususlar hakkında dava açılamaz ve hiçbir mercie şikayette bulunulamaz…” hükmü bulunmaktadır. Bu hükme göre, uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde uzlaşma tutanağının mükellefe tebliğ ile üzerinde uzlaşılan vergi kesinleşmektedir.
Ancak, vergi sistemimizde “hata üzerinden vergi alınmaması” esası açık bir şekilde benimsenmiş olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116, 117 ve 118 inci maddelerinde belirtilen vergi hatalarının düzeltme hükümleri çerçevesinde düzeltilmesine imkan tanınmıştır.
Bu hata türlerinden sadece aşağıda belirtilen;
– Vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden muaf olanlara yapılmış olan tarhiyatların,
– Vergiye tabi olmamaları gerekenler adına yapılan tarhiyatların,
– Aynı vergilendirme dönemi için yapılan mükerrer tarhiyatların,
Uzlaşma mevzu edilmiş ve üzerinde uzlaşılmış olması ve bu hatalı durumun da uzlaşma sırasında dikkate alınmamış olması halinde, söz konusu hataların, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümleri çerçevesinde düzeltilmesi şeklinde bir uygulama yapılması yönünde, Bakanlık Makamından onay alınmış ve uygulamaya bu şekilde yön verilmiştir.
Bu uygulama, kısmi vergi hatası tarhiyatlarının düzeltilmesine imkan tanımamakta ancak, vergi kanunlarının mevcut hükümleri karşısında hiç yapılmaması gerektiği halde yapılmış olup, uzlaşma yolu ile kesinleşen tarhiyatların düzeltilmesini kapsamaktadır.
Bu durumda, tarhiyat sonrası uzlaşma yoluyla kesinleşen herhangi bir vergilendirme olayında yukarıda üç şekilde sayılmış olan hata türlerinden herhangi birinin yapıldığının tespit edilmesi halinde Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümlerine göre düzeltilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bu nedenle, vergilendirme işleminde uzlaşmaya konu edilmiş ve uzlaşmanın sağlanması sonucu kesinleşmiş bulunan tarhiyatta yapılmış olan mevzu hatasının uzlaşma görüşmeleri sırasında dikkate alınmamış olması nedeniyle, hatalı olarak uzlaşma yoluyla da kesinleşen miktarların düzeltme zamanaşımı hükümleri dikkate alınarak düzeltilmesi imkan dahilindedir.”
Vergi idaresi, kısmı vergi hatası taşıyan tarhiyatların düzeltilmesinin mümkün olmadığı yönünde görüş vermektedir. Kısmi hataya ilişkin olarak verilmiş olan MB Gelirler Genel Müdürlüğünün 09/11/2004 tarih ve B.07.0.GEL.0.28/2880-5855/52886 sayılı özelgesi aşağıdaki gibidir:
“Tayin edilen uzlaşma gününde uzlaşmanın vaki olması sonucu 27.08.2004 tarih ve 2004/118 sayılı uzlaşma tutanağı düzenlenmiş ve üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar tahakkuk ettirilmiştir
Daha sonra mükellef ilgili vergi dairesine vermiş olduğu 14.09.2004 tarih ve 2874 sayılı dilekçesinde, söz konusu raporda bulunan 10.577.047.720 lira matrah farkı üzerinden 2.851.950.000 lira gelir vergisi ile 285.185.000 lira fon payı tarh edilmesinin öngörülmesi ve bunlar üzerinden 4.188.025.000 lira vergi ziyaı cezası kesilmesinin istenmesi gerektiği halde, sehven 19.550.920.000 matrah üzerinden 5.992.882.000 lira gelir vergisi ile 599.282.000 lira fon payının tarh edilmesinin öngörüldüğü ve bunlara ilişkin olarak 8.569.735.460 lira vergi ziyaı cezası kesilmesinin istenildiğini ve tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmesi sırasında bu hususun dikkate alınmadığını iddia ederek bu hatanın düzeltilmesini talep etmiştir. Vergi dairesince bu talep reddedilmiştir.
…
Uzlaşma mevzuu edilmiş ve üzerinde uzlaşılmış olması ve bu hatalı durumun uzlaşma sırasında dikkate alınmamış olması hallerinde, söz konusu hataların Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümleri çerçevesinde düzeltilmesi seklinde bir uygulama yapılması Bakanlığımızca benimsenmiş olup, uygulamaya bu şekilde yon verilmiş bulunulmaktadır.
Bu uygulama, yapısında kısmi vergi hatası taşıyan tarhiyatların düzeltilmesine imkan tanımamakta ancak vergi kanunlarının mevcut hükümleri karşısında hiç yapılmaması gerektiği halde yapılmış olup, uzlaşma yolu ile kesinleşen tarhiyatların düzeltilmesini kapsamaktadır.
Bu durumda, tarhiyat öncesi uzlaşma yolu ile kesinleşen herhangi bir vergilendirme olayında yukarıda 119 şekilde sayılmış olan hata türlerinden herhangi birinin yapıldığının tespit edilmesi halinde Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümlerine göre düzeltilmesi mümkün bulunmaktadır.
Olayda, tarhiyat öncesi uzlaşma konusu yapılarak üzerinde uzlaşmanın sağlandığı tarhiyatta. Vergi Usul Kanununun 117 inci maddesinin birinci bendinde tanımlanmış, olan matrah hatası yapıldığı anlaşılmaktadır. Başka bir ifade ile söz konusu tarhiyat, yapısında kısmi vergi hatası taşımaktadır.
Bu nedenle, bu vergilendirme işleminde tarhiyat öncesi uzlaşmaya konu edilmiş ve uzlaşmanın sağlanması sonucu kesinleşmiş bulunan tarhiyatta yapıldığı belirtilen hata, yukarıda 119 bent halinde tanımlanmış olan hata türlerinden herhangi birinin kapsamında değerlendirilemeyeceğinden dolayı bu tarhiyatın Vergi Usul Kanun/düzeltme hükümlerine göre düzeltilmesi imkanı bulunmamaktadır.
SONUÇ
Vergi Usul Kanunu uyarınca uzlaşılan vergi ve cezalar kesinleşir. Bu vergi ve cezalara karşı dava açılamaz. Ancak uzlaşma vaki olduktan sonra anlaşılan VUK’ta düzenlenmiş “vergi hataları”nın bulunması durumunda vergi idaresi düzeltme hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu yönünde görüş vermektedir. Buna göre, üzerinde uzlaşılarak kesinleşmiş bulunan vergiler düzeltme hükümlerine göre terkin, tahsil edilmişse mükellefe iade edilecektir.
İdare, VUK’ta tanımlanan türden bir vergi hatası kapsamında olmayan kısmi nitelikte bir hatanın bulunması durumunda uzlaşılan ve kesinleşen vergi ve cezalar için düzeltme hükümlerinin uygulanmayacağı görüşündedir.
NOT: Bu yazının tüm hakları yazarına aittir. Yazar adı ve yayım yeri gösterilmeksizin alıntı yapılamaz.
Categories: VERGİ USUL
2 replies »