AKLAMA VE TERÖRÜN FİNANSMANI

Terör Anonim Şirketi

I- GİRİŞ

Terör örgütleri halkı korkutmak ya da bir hükümeti veya uluslararası örgütü herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye veya gerçekleştirmekten kaçınmaya zorlamak amacını güderek şiddet eylemleri gerçekleştirmektedirler. Terör örgütleri teorik olarak politik bir ajandaya sahiptir. Bu nedenle asıl amaçları gelir elde etmek değildir. Ancak bu örgütler faaliyetlerini devam ettirmek için önemli miktarda fona ihtiyaç duyarlar. Terör örgütlerinin faaliyetlerinin finansmanı için fon sağlanması, toplanması, bu fonların muhafaza edilmesi, değerlendirilmesi ve terör eylemleri ve diğer ihtiyaçları için örgüt üyelerine ulaştırılması terörün finansmanı olarak isimlendirilebilir.

Mali yönden önceleri büyük oranda yabancı ülkelerin desteğine bel bağlayan terör örgütleri, zaman içinde kendilerine yeni gelir alanları bulmuşlardır. Son dönemde, başta uyuşturucu ticareti olmak üzere çıkar amaçlı organize suç örgütlerinin pek çok faaliyet alanında terör örgütleri de boy göstermeye başlamıştır. Yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelirin büyüklüğü, sürekliliği, suç gelirlerinin aklanarak yasal ekonomik sistemde değerlendirilmesi terör örgütlerine yeni nitelikler eklemiştir. Aklanarak yasal ekonomik sistemde değerlendirilen fonlarla birlikte terör örgütlerinin mali kanadı artık bir Anonim Şirket (A.Ş), hatta bazen holding hüviyeti kazanmaya başlamıştır. Bu çalışmada terör örgütlerinin yasal ekonomik sistemdeki yapılanmalarını kısaca “Terör A.Ş.” olarak isimlendireceğiz.

II- SUÇ PİYASASINDA TERÖR ÖRGÜTLERİ

Suç piyasası önemli bir büyüklüğe sahiptir. Uluslararası yasadışı uyuşturucu ticaretinin tahmini değeri 2005 yılı için 320 milyar, insan ticaretinden elde edilen tahmini gelir ise 32 milyar ABD dolarıdır. Sahtecilik suçlarından yılda 150 ila 470 milyar, yasadışı hafif silah ticaretinden ise 1 ila 4 milyar ABD doları arasında suç geliri elde edildiği tahmin edilmektedir. Uluslararası Para Fonuna göre bir yılda sadece aklanan suç geliri miktarı dünya gayrisafi hasılası toplamının yüzde 2’si ila 5’i arasında değişmektedir. Bu ise yaklaşık 2006 yılı için 1,2 ila 3 trilyon ABD doları arasında bir rakamı ifade etmektedir.

Terör örgütleri her dönemde faaliyetlerini finanse etmek amacıyla suç piyasasından pay almışlardır. Ancak son dönemlerde terör örgütlerinin organize suç örgütlerine benzer şekilde, başta uyuşturucu ticareti olmak üzere, gelir getirici yasadışı alanlara yoğun olarak yöneldikleri görülmektedir. Terör örgütlerinin pek çok organize suç türü ile iç içe olması ve elde edilen gelirin büyüklüğü bazen terör örgütünün şekil değiştirerek organize suç örgütü haline gelmesine neden olabilmektedir. İlk ortaya çıktıklarında politik bir ajandaya sahip olan Çin Triadları, Burma KMT’si ve Sicilya Cosa Nostra’sı zaman içinde birer suç örgütü hüviyetine bürünmüşlerdir. Terör örgütlerinin artan oranda suç piyasasına yönelmelerinde iki husus etkili olmuştur:

(1) Yabancı devlet desteklerindeki nispi gerileme

(2) her geçen gün büyüyen yüksek getirili suç piyasasının cazibesi.

Günümüzde uyuşturucu ticareti, silah ticareti, fidye için adam kaçırma, haraç, kalpazanlık, dolandırıcılık, gasp gibi pek çok suç faaliyetinden elde edilen gelir terörün finansmanı için önemli bir kaynak haline gelmiştir. Teröristlerin, yasadışı olarak ticareti en kolay yapılan ve çok karlı olan uyuşturucu ticarine artan oranda karıştıkları pek çok ülkede tespit edilmiştir.

Uyuşturucu ticaretinin terör örgütlerince önemli bir finansman aracı olarak kullanılması narkoterörizm ve narkoterörist örgütler kavramlarını gündeme getirmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı raporlarına göre, dünyanın en büyük 25 terörist grubunun en az bir düzinesinin dünya çapındaki uyuşturucu ticaretiyle bağları vardır. Bu terörist grupların bazıları, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC), Kolombiya Birleşik Savunma Grupları (AUC), Ulusal Özgürlük Ordusu (ELN), Parlayan Yol, Filistin İslami Cihat, El-Kaide, Özbekistan İslami Hareketi, Hizbullah, Kürdistan İşçi Partisi (PKK), Bask Vatan ve Özgürlük (ETA) Tamil El-amin Özgürlük Kaplanları ve Abu Sayyaf’tır.

Kuzey İrlanda Organize Suç Görev Gücüne göre IRA, kara para aklama, KDV ve diğer vergi dolandırıcılıkları, soygun, adam kaçırma, gümrük kaçakçılığı, sahtecilik gibi pek çok suç türünü işlemektedir. IRA’nın sadece işlediği suçlar nedeniyle her yıl 10 milyon sterlinin üzerinde yasadışı kazanç elde ettiği ileri sürülmektedir.

Terör örgütleri Türkiye’de de uyuşturucu ticaretinden önemli miktarda gelir elde etmektedirler. Türkiye’de güvenlik kuvvetlerince PKK/KONGRA-GEL, ASALA, TKP/ML ve DHKP/C terör örgütleriye bağlantılı olduğu tespit edilen uyuşturucu madde kaçakçılığı 1984-2005 arasında 333 adettir.

Terör örgütü PKK-KONGRA/GEL, mali desteğinin en büyük bölümünü uyuşturucu kaçakçılığından sağlamaktadır. Terör örgütü tarafından uyuşturucu ticaretinden sağlanan gelirin miktarını tam olarak hesaplamak güçtür. PKK’nın uyuşturucu ticaretinden elde ettiği gelirin 2001 yılında 60 milyon dolar olduğu yönündeki tahminler medyada yer almıştır. Bu konuda resmi yetkililerce dile getirilen son rakamlar bu tutarın çok üzerindedir. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin SAYGUN, Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi (TMMM) Komutanlığı’nın 2008 yılında ikincisini düzenlediği, “Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu”nun kapanış konuşmasında; terör örgütünün, başta uyuşturucu olmak üzere, insan, sigara, akaryakıt ve silah kaçakçılığı, haraç toplama, sahtecilik ve kara para aklama gibi yasa dışı faaliyetler yoluyla mali kaynak temin etmekte olduğunu belirtmiştir. SAYGUN tarafından aynı konuşmada, terör örgütünün bu şekilde elde ettiği yıllık gelirin 400-500 milyon avro civarında olduğu, bunun 200-250 milyon avrosunun uyuşturucudan, 100-150 milyon avrosunun kaçakçılıktan (akaryakıt, sigara, insan kaçaklığı gibi) 15-20 milyon avrosunun toplanan yardımlardan ve 20-25 milyon avrosunun da diğer faaliyetlerden sağlandığı değerlendirmesi yapılmıştır.

III- YASAL EKONOMİK PİYASADA TERÖR A.Ş’LER

Terörizmin şiddet ve korku araçlarını kullanmak suretiyle politik amaçlarına ulaşmayı hedeflediği kabul edilir. Bunun için de sivillerin öldürülmesi, kaçırılması, bombalama gibi pek çok şiddet eylemine başvururlar. Terör örgütlerinin bu geleneksel özellikleri devam etmekle birlikte günümüzde artan oranda daha sofistike hale geldikleri gözlenmektedir. Artık terör örgütleri elinde silah olan bir kaba güç olmanın yanında işletme veya şirket imajını da bünyelerinde barındırmaya başlamışlardır.

Örneğin, IRA yasadışı gelirlerini özellikle nakit girişi fazla olan küçük süpermarket, kafe, pub ve otel gibi işletmelerde kullanmaktadır. Örgütün yasal işletmeleri ve gayrimenkul geliştirme işinden elde ettiği gelirin yasadışı kaynaklardan elde ettiği gelirin iki katı oluğu ileri sürülmektedir. IRA’nın yasal nitelikli işletmeleri içinde özel güvenlik firmaları, vergi otoritelerine yıllık geliri 1 Milyon dolar civarında bildirilen 300 taksiden oluşan bir kooperatif, inşaat firması, sokak arası marketler, lokanta, pub, pansiyon, galeri ve yedek parça, kurye hizmeti işletmeleri bulunmaktadır. Hatta IRA’nın Derry’de çok fazla sayıda iş yeri sahibi olması sonrasında, kendi işyerlerini bombalama ihtimali nedeniyle Derry’de işyeri bombalama kampanyasına son verdiği belirtilmektedir. Bu haliyle IRA’nın İrlanda’da küçük bir imparatorluğa sahip olduğu söylenebilir.

IRA’nın Gizli Tarihi adlı kitabında Ed Moloney, IRA’nın satın aldığı işletmelerin, satın alınma işleminden bir hafta sonra işlem hacimlerinin birden bire altı yedi kat arttığını, bunun yasal görünümlü fon üretme metodu olarak kullanıldığını ifade etmektedir.

Daha önceleri koruma adı altında toplanan haraçlar, bugün yasal görünüm altında yapılmaktadır. Terör örgütleri özellikle özel güvenlik şirketi yapılanmasını sıklıkla kullanmaktadırlar. Bu yeni yapılanma ile elde edilen gelirler terör örgütlerinin önemli bir gelir kaynağını oluşturmaktadır. Gerçekten yasal olarak kurulmuş özel güvenlik şirketlerinin terörist gruplarca desteklenen veya kontrol edilen özel güvenlik şirketleri ile rekabet edebilmeleri de söz konusu değildir. Rekabet edememek fiyat politikasından değil, terör örgütüne rağmen bir işi almanın oluşturduğu gizli veya açık tehditten kaynaklanmaktadır.

Terörün finansmanında büyük ve uluslararası nitelikteki paravan şirketlerin yanı sıra küçük çaplı şirketlerin de kullanıldığı bilinmektedir. Nitekim Oslo polisi tarafından yürütülen iki yıllık bir çalışma sonucunda hazırlanan bir raporda; küçük gazete bayilerinin ve kebap dükkânlarının da terörün mali kaynakları arasında yer aldığı, bu yolla toplanan paraların terör örgütlerine transfer edildiği belirtilmiştir.

Teröristler ve terör örgütleri, paravan şirketleri ya sıfırdan kurmakta ya da hâlihazırda kurulmuş bir şirketi satın almaktadırlar. Bu şirketlerde herhangi bir suç kaydı bulunmayan kişiler çalıştırılmakta ve yasal belgeler üzerinde bu kişilerin ismi kullanılmaktadır. Ancak kimi zaman da çalıştırılan kişiler için sahte isimler kullanılabilmektedir. Bu şirketler çoğunlukla uluslararası alanda faaliyetlerde bulunmakta ve değeri yüksek hacmi küçük malların ticareti ile uğraşmaktadırlar.

Terör örgütlerinin şirket sahibi olarak ekonomiye sızmalarının arkasında yatan tek neden gelir elde etmek değildir. Aynı zamanda aşağıdaki faydaların da sağlanması söz konusudur.

Elde edilen muazzam suç gelirlerinin aklanması: Terör örgütlerinin yasal ticari faaliyet alanında bulunmasının en önemli nedenlerindendir. Böylece yasal görüntü kazanmış suç geliri rahat bir şekilde harcanır, işlenen öncül suçun delili niteliğindeki kirli paradan uzaklaşmak suretiyle asıl suçtan uzaklaşılır. Bir yandan işlenen öncül suç nedeniyle soruşturma geçirme ihtimali azaltılırken diğer yandan suç gelirinin müsaderesinin önüne geçilir.

Yasadışı faaliyetlerin işlenmesini kolaylaştırmak ve terör örgütünün faaliyetlerine destek vermek: Örneğin uyuşturucu ticareti ile de uğraşan terör örgütleri yasal taşıma şirketi işletmeciliği yaparak, bu araçlar vasıtasıyla uyuşturucu sevkiyatına lojistik destek sağlar. Uluslararası inşaat şirketi faaliyeti yapılırken, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve diğer kaçakçılık türleri gerçekleştirilebilir. Terör örgütü yandaşlarının ve üyelerinin yurtdışına inşaat çalışanı sıfatı ile çıkarılması sağlanır. Turizm acenteleri aynı zamanda örgüt üyelerinin uluslararası gidiş gelişlerini kolaylaştırmak amacıyla sık bir şekilde kullanılmaktadır.

Ceza soruşturmalarına engel olmak: Yasadışı nitelikteki bazı işlemler şirket üzerinden yapılmak suretiyle, bireysel olarak cezaya muhatap olmama gibi amaçlar güdülmektedir. Büyük bir şirketin patronu veya işadamı kimliği ile birçok kamu yetkilisine ulaşma ve ilişki kurma imkânları da artmaktadır.

Terör örgütü tarafından kurulan veya işletilen bu şirketler yasal görünümlüdür ve kullandıkları banka hesapları da beyan edilen faaliyetlerini teyit eder niteliktedir. İthalat ve ihracat işleriyle uğraşan söz konusu şirketler, sattıkları mallara ilişkin müşterilerine fatura düzenlemekte, satın aldıkları mallar karşılığında fatura temin etmekte, ödemelerini bankacılık sistemi üzerinden yapmakta ve bankacılık dokümanlarıyla yaptıkları işleri ispat edebilmektedirler. Yani yaptıkları işler tamamen yasal görünümlüdür. Ama gerçekte; firmanın mal satın aldığı kişiler finanse edilmesi gereken terörist ve terör örgütleri, firmadan mal satın alan müşteriler ise terör örgütlerine fon sağlamak isteyen destekçiler olabilmektedir. Ama ne firmanın mal satın aldığı kişiler ne de müşteriler şüpheli görünmektedir. Çünkü her türlü işlem yasal görünüm altında gerçekleştirilmektedir. Kurulan bu paravan şirketler, web sitesi kurmak, mallarına ilişkin kataloglar bastırmak gibi yollarla yasal görünümünü daha da pekiştirebilmektedir. Bu şirketler ayrıca vergilerini de ödemekte ve kanunlar kapsamında üzerine düşen her türlü görevi yerine getirmek suretiyle yasal mercilerin denetiminden kurtulabilmektedirler.

IV- TERÖR A.Ş. İLE MÜCADELE

Terör örgütleri elde ettikleri muazzam suç gelirleri ile ekonomik olarak her geçen gün büyümektedir. Bu fonlarla bir taraftan terör finanse edilirken diğer taraftan da bu gelirlere yasal görüntü kazandırılmaya, ekonomik sisteme sızılmaya çalışılmaktadır. Ekonomik sisteme sızan terör örgütleri satın aldıkları veya kurdukları Terör A.Ş.’lerle daha da büyüyerek kökleşmektedirler.

Terör örgütlerinin ekonomik sisteme sızmaları önemli bir tehlike oluşturmaktadır. Bu tehlike sadece ekonomik sisteme yönelik risklerden değil aynı zamanda ülke güvenliği açısından oluşturduğu risklerden kaynaklanmaktadır. Çünkü terör örgütü, Terör A.Ş.’ler aracılığı ile faaliyetlerini, fon hareketlerini gizleyebilmekte, devletin pek çok birimine rahat bir şekilde ulaşma imkanı elde etmektedir. Bu nedenle terör örgütleri ile yapılacak çok boyutlu mücadele stratejisi içinde, bu örgütlerin yasal alandaki faaliyetlerinin tespit edilerek engellenmesi de büyük önem taşımaktadır.

Karapara aklama ile mücadele için 1989 yılında oluşturulan Mali Eylem Görev Gücü’nün (Financial Action Task Force, FATF) aklama ile mücadele kapsamındaki Tavziyeleri Terör A.Ş’lerin tespit ve engellenmesi açısından bazı araçlar sunmaktadır. Bu araçları şöyle sıralayabiliriz:

1- Müşterinin tanınması: FATF tavsiyelerinde başta finansal kuruluşlar olmak üzere yükümlü olarak isimlendirilen kişi ve kuruluşlardan sürekli iş ilişkisine girdikleri müşterilerinin kim olduğunu bilmeleri ve müşterilerinin kimliği, adresi, faaliyet alanı ile ilgili bilgi ve belgeleri temin etmeleri istenilmektedir. Bu bilgi ve belgelerin doğruluğunun teyidi ise en önemli aşama olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirketin paravan bir şirket olup olmadığı, verilen adreste faaliyet gösterip göstermediği gibi hususların teyidi şirketin gerçek anlamda tanınması açısından önemlidir.

2- Müşterilerin ve işlemlerinin yakından takip edilmesi: Terör A.Ş., faaliyette bulunan ve düzgün bir geçmişi olan şirketleri de satın alabilmektedir. Böylece örneğin banka öteden beri iş yapmakta olduğu bu şirketten şüphelenmeyecektir. Bu nedenle finansal kuruluşlar ve diğer yükümlülerin müşterileri ile ilk defa ilişki tesis ederken gösterdikleri dikkatin yanında, müşterinin daha sonraki işlemlerini ve ortaklık yapısındaki önemli değişiklikleri de yakından takip etmeleri gerekmektedir. Yükümlülerin sürekli iş ilişkisi içinde oldukları müşteriler için müşteri kabul politikası oluşturmaları, müşterilerinin risk profillerini çıkarmaları, işlemin gerçek sahibi veya faydalanıcısını (beneficial owner) tanımaya yönelik önlemler almaları FATF tavsiyelerinde istenilmektedir. Söz konusu tedbirler etkin bir şekilde uygulandığında göstermelik olarak kurulan, faaliyet alanı veya işlem hacmi ile orantısız gelir elde eden veya harcama yapan, ihracat yapmadığı halde yurt dışına önemli miktarda para havale eden veya yurtdışından şirkete önemli miktarda para gönderilen şirketlerin tespiti söz konusu olabilecektir. Özellikle şirketin gerçek sahipliği konusunda edinilecek bilgiler ve bunun teyidine yönelik çabalar Terör A.Ş.lerin tespitinde önemli bir araç olacaktır.

3- Şüpheli işlemlerin tespiti ve yetkili otoritelere bildirilmesi: Finansal kuruluşlar ve diğer yükümlülerin aklama ve terörün finansmanı açısından yüklendikleri en önemli görev, işleme konu fonların suç geliri olduğu veya terörün finansmanı amacıyla kullanılacağı yönünde bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir durumu tespit etmeleri durumunda bunu ülkenin mali istihbarat birimine bildirmeleridir. Mali istihbarat birimi (Financial Intelligence Unit-FIU), aklama ve terörün finansmanı ile ilgili şüpheli işlem bildirimlerini ve ilgili diğer bildirim ve ihbarları alan, analiz eden ve ulaştığı sonuçları ilgili diğer kamu birimleri ile paylaşan ulusal merkezi otorite olup Türkiye’de Mali Suçları Araştırma Kurulu’dur (MASAK). Şüpheli işlem bildirimi, aklama ile ilgili durumların yanında, terörün finansmanı ile mücadele kapsamında Terör A.Ş’lerin tespiti açısından da önemli araçlardan birisidir. Yükümlülere yol gösterici mahiyette şüpheli işlem tipleri yayımlanmaktadır. Terörün finansmanı ile ilgili şüpheli işlem tiplerine Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi’nde yer verilmiştir. Bu konudaki en son düzenleme ise, 07.11.2007 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Terörün Finansmanına Yönelik Şüpheli İşlemlerin Bildirimi Genel Tebliği’dir. Tebliğ’de terörün finansmanı ile ilgili genel açıklamaların yanında terörün finansmanı ile ilgili olarak yükümlülere yol gösterici mahiyette şüpheli işlem bildirimlerine yer verilmiştir.

4- Tüzel kişilerin tescil işlemlerinin yakından izlenmesi: Tüzel kişilerin tescil işlemlerinde, tüzel kişiliğin gerçek sahiplerinin belirlenmesine yönelik önlemler gerek aklayıcılar, gerekse terörü finanse edenlerin tüzel kişilikleri kötüye kullanma çabalarını önleme açısından büyük önem arz etmektedir.

Yukarıdaki önlemlere ilave olarak, Terör A.Ş.’lerin tespiti açısından vergi inceleme elemanlarına da önemli görevler düştüğü düşünülmektedir. İncelenen mükellefin bir Terör A.Ş. olup olmadığı hususuna yönelik bazı şüphe veya tespitler söz konusu olabilir. İşletme büyüklüğü ile işletmenin cirosu veya geliri arasındaki orantısızlık, hesap hareketlerinin işletmenin faaliyetleri ile ilişkisiz olması, işletme sahiplerinin daha önceki iş geçmişi ve gelirleri ile işletmenin sermayesi arasındaki nispetsizlik durumları, ticari işlemlerle ilişkisi kurulamayan para transferleri, bağış adı altında yapılan ödemeler bir Terör A.Ş. ile karşı karşıya olunup olunmadığı konusunda bazı ipuçları verebilir. İnceleme elemanlarının aklama ve terörün finansmanı ile ilgili olduğundan şüphelendikleri durumları MASAK’a bildirmeleri ile sistemin işleyişine katkı sağlanabilir. Nitekim Aklama Suçu İncelemesi Hakkında Yönetmelikte denetim elemanlarının, kendi birimlerinden verilen görevlerini yaparken, aklama veya terörün finansmanı suçunun işlendiğine dair ciddi şüphe ve emarelere rastlamaları halinde konuyu kendi birimleri aracılığıyla MASAK Başkanlığı’na iletecekleri düzenlemesi yer almaktadır.

V- SONUÇ

Terör örgütleri gelir getirici yasadışı faaliyetler nedeniyle büyük ekonomik güce kavuşmuşlardır. Terör örgütleri, başta uyuşturucu ticareti olmak üzere, insan, silah, sigara kaçakçılığı, kalpazanlık, gasp, soygun gibi pek çok suçtan elde ettikleri büyük miktardaki kara parayı aklayarak ekonomik sisteme sokmakta ve işletme sahibi olarak ekonomik yaşama girmektedirler. Terör A.Ş.’ler ile terör örgütüne ve üyelerine lojistik destek sağlanabilmekte, kolluk ve diğer birimlerin dikkatini çekmeden para, silah, uyuşturucu ve insan hareketleri yönetilebilmektedir. Terör A.Ş.’ler sayesinde iş adamı hüviyetine bürünen terör örgütü üye veya yandaşları yargı, bürokrasi ve siyaset alanındaki pek çok kanala rahat bir şekilde ulaşma imkanı kazanmaktadır. Bu nedenle tıpkı kara para aklayan organize suç örgütleri ile mücadelede olduğu gibi, terör örgütlerinin sahip oldukları Terör A.Ş.’lerle de etkin mücadele gerekmektedir. Bu etkin mücadelede, FATF’in müşterinin tanınması, müşterilerin iş ve işlemlerinin yakından izlenmesi, şüpheli işlem bildirimi, tüzel kişilerin gerçek sahipliğinin tespitine yönelik tavsiyelerinin uygulanması önem arz etmektedir. Buna ilave olarak vergi inceleme elemanları ile şirketler üzerinde çeşitli mevzuatla denetim yetkisine sahip kişilerin inceleme ve denetimlerinde şirketlerin iş, işlem ve şirket sahipliği üzerinde gösterecekleri hassasiyet ve karşılaşacakları terörün finansmanı ile ilgili şüpheli durumları yetkili birimlere raporlamaları mücadeleye katkı sağlayacaktır.

KAYNAKLAR

UNODC, 2007 World Drug Report, United Nations Office on Drug and Crime, s. 170.

Kimberley THACHUK, “Terörizme Destek Veren Kaynaklarla Mücadele”, Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu (Ankara 23-24 Mart 2006), Genelkurmay Başkanlığı Terörizme Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Yayını, Genelkurmay Basımevi. 2006, s. 60-61.

GILMORE, William C. (2004), Dirty Money, Council of Europe Publishing.

Council of Europe, Organised Crime Situation Report 2005 Focus on the Threat of Economic Crime, Strasbourg, Council of Europe, 2005, s. 21.

FATF, Terrorist Financing, Paris, FATF/OECD, 2008, s. 15; United Nations, Uniting against terrorism: recommendations for a global counter-terrorism strategy, Report of the Secreteray-General, 25 April 2006, A/60/825, 2006, s. 8.

GAO, Terrorist Financing, United States General Accounting Office, GAO 04-163, 2003, s. 11.

Angelique CHRISAFIS, “Spotlight turns to slick IRA Money-making machine”, The Guardian, 19 Şubat, 2005.

KOM, Faaliyet Raporu 2005, Ankara, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, 2006, s. 176.

Emin DEMİREL, Terör, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2002, s. 700.

http://ntvmsnbc.com/news/131593.asp erişim 10.04.2008.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8433527.asp?m=1 erişim 10.05.2008.

John HORGAN ve Max TAYLOR, Max (1999), “Playing the “Green Card”-Financing the Provisional IRA:Part1”, Terrorism and Political Violence, Vo. 11, No. 2 (Summer 1999) (Published by Frank Cass) London, 1999.

Peter LILLEY, Dirty Dealing, The Untold Truth About Global Money Laundering, London and Philadelphia, Kogan Page, 2006, s. 142.

FATF, The Forty Recommendations, (Incorporating the Amendments of 22 October 2004) Paris, FATF/OECD, 2003.

FATF, Special Recommendations on Terrorist Financing, Paris, FATF/OECD, 2004.

EGMONT GROUP, Statement of Purpose of the Egmont Group of Financial Intelligence Units, Guernsey, 2004.

5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, madde 19.

MASAK, Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi, Ankara, Mali Suçları Araştırma Kurulu Yayın No.9, 2006.

Hasan AYKIN, MASAK E. Başk. Yard.

Bu yazı : E-Yaklaşım / Temmuz 2008 / Sayı: 60’ta yayımlanmıştır.

04.03.2017

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.