VERGİ POLİTİKASI

Vergi Rekabetinde Dibe Doğru Yarış (Race to Bottom)

VERGİ REKABETİ SIFIR TOPLAMLI BİR OYUNA MI DÖNÜŞÜYOR?

Ülkelerin sermaye ve tasarruf yetersizlikleri yabancı sermayeye olan ihtiyacı artırmaktadır. Bu nedenle pek çok gelişmekte olan ülke ile bazı gelişmiş ülkeler yabancı sermayeyi ülkeye çekebilmek için vergi oranlarını bir araç olarak kullanmakta, özellikle kurumlar vergisi oranlarını önemli ölçüde indirmektedir.

Bir ülke tarafından vergi oranlarında indirim şeklindeki politikalar, kısa süre içinde yabancı sermayeyi ülkeye çekme gayreti içinde olan diğer ülkelerce takip edilmekte ve böylece uluslararası alanda bir vergi indirimi yarışı başlamaktadır. Özellikle rakip ülkelerin vergi oranları arasındaki farkın büyüklüğü, yatırım tercihi üzerinde etkili olduğundan vergi oranı indirimi konusunda ülkeler birbirlerine izleme gereği hissetmektedirler.

Vergi rekabeti sonucu, ilgili tüm ülkelerde vergi oranları hızla aşağı çekildiğinden bu durum bir tür “dibe doğru yarış” (race to bottom) olarak isimlendirilmektedir. (Jensen, 2008:1). Dibe doğru yarış, taraf tüm ülkelere ekonomik ve mali açıdan zarar verecek bir sürecin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. (Jensen, 2008:7)

Ülkelerin zararlı düzeylere varacak vergi rekabetine girerek yabancı yatırımları ülkelerine çekmek istemelerinin ardında bu konuda küresel düzeyde ve sürekli yaşanan rekabet etkili olmaktadır.

Hükümetler, diğer ülkelerin uyguladığı ekonomi politikalarını ve ekonomik ortamı dikkate alarak vergi oranlarını indirmek, çalışma hayatına ve çevreye ilişkin zorlayıcı unsurları gevşetmek ve genel olarak yabancı yatırımcılar için dost bir yatırım ortamı sunmak yoluyla diğer ülkelerle yarış içine girmektedirler.(Jensen, 2008:57). Bu yarışın sıfır toplamlı bir oyun olduğu, daha fazla yatırım çekmek için vergi oranlarını indiren ülkelerin diğer ülkelerin yatırım imkânlarını azalttığı, dolayısıyla vergi indirimi ile elde edilen DYS yatırımının diğer ülkenin kaybı pahasına gerçekleştiği belirtilmektedir.

Uluslararası ekonomik baskıların etkisi ile artan vergi rekabeti nedeniyle kurumlar vergisi oranları 1980’lerin ortalarından itibaren pek çok ülkede düşmüştür.

Rodrik’e (1997:42) göre sermaye kontrollerindeki rahatlama, ülkelerin vergi rekabetini hızlandırmış, böylece gerek kanuni gerekse efektif vergi oranlarında düşüşler yaşanmıştır.

Slemrod (2004:43) uluslararası rekabet baskınının sermayenin dışa açıklığı ile birlikte vergi oranlarında aşağı yönlü bir rekabeti artırdığı sonucuna ulaşmaktadır.

Winner (2005), yirmiüç OECD ülkesini kapsayan çalışmasında, sermaye hareketliliğindeki artışın, ülkeler üzerinde kurumlar vergisi oranlarını düşürme yönünde baskı oluşturduğunu, bu durumun emek geliri üzerinden alınan efektif vergi oranlarının artmasına yol açtığını ortaya koymuştur.

Tablo : Ülkelerin Kurumlar Vergisi Oranlarındaki Değişim

Ülkeler 2000 2002 2004 2006 2008 2009
Fransa 37.8 35.4 35 34.4 34.4 34
Belçika 40.2 40.2 34 33.9 33.9 34
Kanada 43.6 38.6 36 36.1 33.5 31
Luksemburg 37.5 30.4 30 30.4 30.4 29
Kore 30.8 29.7 30 27.5 27.5 24
Meksika 35.0 35.0 33 29 28 28
İtalya 37.0 36.0 33 33 27.5 28
Portekiz 35.2 33.0 28 27.5 26.5 27
Finlandiya 29.0 29.0 29 26 26 26
Avusturya 34.0 34.0 34 25 25 25
Yunanistan 40.0 35.0 30 29 25 25
Çek Cumhuriyeti 31.0 31.0 28 24 21 20
Türkiye 33.0 33.0 33 20 20 20
Polonya 30.0 28.0 19 19 19 19
Slovakya 29.0 25.0 19 19 19
İzlanda 30.0 18.0 18 18 15 15
İrlanda 24.0 16.0 13 12.5 12.5 13

Kaynak: OECD (http://www.oecd.org/dataoecd)

Şekil : Yıllar itibariyle 26 OECD Ülkesinin Kurumlar Vergisi Oranları Ortalamaları (%)

dibe doğru yarış

VERGİ REKABETİNİN BAZI ETKİLERİ

Doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekme amacına yönelik olarak uluslararası alanda yaşanan vergi rekabeti çeşitli yollarla ülkenin ekonomik güvenliği, refah ve gelişimi üzerindeki etkileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Vergi rekabeti, vergi matrahının aşınmasına ve vergi erozyonuna neden olmaktadır (Buchanan ve Musgrave, 2001; Shön, 2000).
  • Vergi rekabeti ile düşen vergi gelirleri sosyal amaçlı programlar dahil kamu hizmetlerinin kısılmasına neden olmaktadır. (Tanzi, 1996 ve Shön, 2000).  Örneğin, uluslararası vergi rekabetinin kamu yatırımları üzerindeki etkisini inceleyen bir çalışmada, uluslararası vergi rekabeti nedeniyle vergi oranlarının %45’lerden %30’lara inmesinin kamu yatırımlarında uzun dönemde GSYİH’nın %0.4 ü oranında azalışa neden olduğu şeklinde ilişki tespit edilmiştir. Kısa dönemde kamu yatırımlarındaki azalış %0.6 ila %1,1 arasında değişmektedir. (Gomes ve Peuget, 2008).
  • Küreselleşme ve yatırımların yer tercihlerini etkilemek için ülkeler tarafından girişilen teşvik yarışı, ülkelerin birbirlerinden bağımsız bir şekilde vergi politikası izlemesini engellemektedir.
  • Vergi rekabeti nedeniyle indirilen vergi oranlarının yüklediği maliyetler, ülkeye yapılan yatırımın getirisini aştığında bu durum ülke refahını azaltıcı etkiler ortaya çıkarmaktadır. Örneğin, İngiltere Gelir İdaresi (Inland Revenue) tarafından yapılan bir çalışmada, yatırım teşviklerinin toplam yatırımlara ek olarak yeni yatırımlara neden olabileceği, ancak teşvik nedeniyle yapılan ilave yatırım miktarının, teşvikler nedeniyle katlanılan gelir kaybından daha az olduğu sonucuna ulaşmıştır. (Inland Revenue, 1987).
  • Ayrıca dibe doğru yarışın ortaya çıkaracağı vergi geliri kaybı diğer mükellefler için ilave yükümlülükler konulmasını gerektireceğinden, bu yarış yerli yatırımcıları doğrudan etkileyecek, eğer vergi diğer mükelleflerden alınma yoluna gidilmezse kamu hizmetlerinin kısılması söz konusu olacaktır.
  • Vergi rekabeti aynı zamanda, vergi teşviki kollayan sermayenin kâr motifinden uzaklaşmasına neden olmak suretiyle, kaynakların optimal dağılımı üzerinde olumsuz etkide bulunmaktadır. (Teather, 2002). Böylece, vergi politikası, sermaye açısından bir rant kollama aracı haline gelmektedir. (Shön, 2000).

VERGİ TEŞVİKLERİNİN YABANCI YATIRIMCI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ABARTILIYOR MU?

Jensen’e göre (2008:1), doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını (DYS) ülkeye çekmede vergi indirimi politikası abartılı bir şekilde uygulanmaktadır. Yatırımcı için vergi oranı indirimi sanıldığı kadar cezbedici değildir. Çünkü, doğrudan yatırımlar nispeten kalıcı nitelikte olup, uzun sürelidir. Ev sahibi ülke hükümetinin ekonomik performansı, politikaları, gelecekle ilgili beklentileri bugünkü yatırım kararında etkili olur. Bu kapsamda politik nitelikli unsurlar, özellikle hükümetlerin yabancı sermaye ile ilgili uzun dönemli taahhütleri, yabancı sermayenin yatırım kararında çok daha etkilidir. Hükümetlerin, piyasa dostu politikalar uygulama yönündeki taahhüt ve icraatları sistematik biçimde çok daha fazla yabancı sermayeyi ülkeye çekecektir. Çünkü, çokuluslu şirket yatırımları, yatırım yeri tercihi aşamasında göreli olarak akışkandır. Ancak yatırım yerinin belirlenmesi ve yatırım faaliyetlerine girişilmesi sonrasında bu akışkanlık azalmaktadır. Bu nedenle çokuluslu şirketler, yatırım yapmadan önce önemli düzeyde pazarlık gücüne sahip olmalarına karşın, yatırım yapıldıktan sonra şirketlerin bu güçleri azalmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak, çokuluslu şirketler esas itibariyle, ev sahibi ülkelerin yatırım sonrası politikalarını öngörmeye çalışmaktadırlar. Yatırım sonrası için güvenilir, politik istikrara sahip, taahhütlerinin arkasında olacak hükümetlerin bulunduğu ülkeler daha cazip hale gelmektedir. Yatırım için politik riskin en aza indirilmesi, DYS yatırımları için yatırım yapma isteğinde önemli bir unsurdur. Piyasa dostu politikalar uygulama ve piyasa odaklı bir ekonomik ortam oluşturmanın garanti edilmesi, yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. (Jensen, 2008:6).

Onbeş OECD ülkesinin 1960-1993 tarihleri arasındaki DYS yatırımı giriş rakamları dikkate alınarak DYS yatırımlarının vergi oranları ve kamu harcamaları ile ilişkisini araştıran bir çalışmada, çokuluslu şirketlerin yatırım tercihlerinde düşük vergi oranlarının ne derecede etkili olduğu hususu sorgulanmıştır. Ampirik sonuçlar, hükümetlerin yabancı sermayeyi teşvik için uyguladığı mali nitelikli politikaların rolünün aşırı derecede abartıldığı, bu nedenle de dikkatin DYS yatırımlarının önemli belirleyicilerinden olan kurumsal unsurlardan uzaklaşmaya neden olduğu yönündedir. (Jensen, 2008:54).

DYS yatırımlarının belirleyicileri üzerine yapılan çeşitli araştırmalarda da vergi dışı unsurların yabancı yatırımları ülkeye çekmede çok daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin, Mutti’ye göre (2003), ekonomideki rantlar, doğal kaynaklar, coğrafik avantaj unsurları DYS yatırımlarının temel belirleyicileridir.

Gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülke örnekleri üzerinde yapılan bir araştırmada, yatırımlarla teşvikler arasında negatif ilişki bulunmuştur. Buradan hareketle, teşvikleri, olumsuz yatırım ortamının olumsuzluklarını azaltmaya yönelik bir çabanın göstergesi olduğu kanaatine ulaşmıştır. (Lim, 1983).

Gelişmekte olan ülke örnekleri üzerindeki bir çalışmada, (Wallace 1990) yatırımcıların % 60’ının tüm vergi sisteminin bir bütün olarak yatırım kararı üzerinde etkili olduğunu belirttiklerini buna karşılık yatırımcıların % 28’inin spesifik teşviklerin yatırım kararında belirleyici olduğu görüşünde oldukları tespit edilmiştir. OECD (1995) tarafından geçiş ekonomileri esas alınarak ve özel sektör temsilcileri ile anket yapılmak suretiyle yapılan kapsamlı bir çalışmada, ülkedeki temel ekonomik, siyasal ve kurumsal eksikliklerin varlığı gibi olumsuzları telafi için vergi teşviklerinin kullanılması durumunda, vergi sisteminin yabancı sermayeyi ülkeye çekmede göreli olarak daha az bir öneme sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

 

KAYNAKLAR:

Buchanan, James ve Musgrave, Richard, (2001), Public Finance and Public Choice: Two Constrating Vision of State, Dördüncü Baskı, Cambridge: The MIT Press.

Gomes, Pedro ve Peuget, Francais, (2008), Corporate Tax Competition and the Decline of Public Investment, Working Paper Series No: 298, Frankfurt: European Central Bank.

Inland Revenue, (1987), Fiscal Incentives for R&D Spending: An International Survey, London: Inland Revenue and HM Treasury.

Jensen, Nathan M., (2008), Nation-States and Multinational Corporations A Political Economy of Foreign Direct Investment, Oxfordshire: Princeton University Press.

Lim, D., (1983),  “Fiscal Incentives and Direct Foreign Investment in LCD’s”, Journal of Development Studies, C.19, S.2.

Mutti, John, H., (2003), Foreign Direct Investment and Tax Competition, Washington, D.C.: Institute for International Economics.

Rodrik, Dani, (1997), Has Globalization Gone Too Far?, Washington, D.C.:Institute for International Economics.

Shön, W, (2000), “Tax Competition in OECD-The Legal Perspective”, EC Tax Review, 2000-2, ss 90-105.

Slemrod, J., (2004), “Are Corporate Tax Rates or Countries Converging?”, Journal of Public Economics, 88, pp. 1169-1186.

Tanzi, Vito, (1996), “Globalization, Tax Competition and Future of Tax Systems”, IMF Working Paper, December.

Teather, Richard, (2002), “Harmful Tax Competition”, Economic Affairs, C.22, S.4, ss. 58-63.

Wallace, C.D., (1990), Foreign Direct Investment in the 1990’s, Dordrecht-Nijhoff.

Winner, H. (2005), “Has Tax Competition Emerged in OECD Countries? Evidence from Panel Data”, International Tax and Public Finance, 12:667-687.

10.03.2017

Dr. Hasan AYKIN