MESLEK MENSUPLARI

GRESHAM YASASI MUHASEBECİLER İÇİN DE GEÇERLİ Mİ?

GRESHAM YASASI DA NEDİR?

“Gresham Yasası” iktisat literatürüne ait bir kavramdır.  “Kötü para iyi parayı kovar.” cümlesi ile özetlenir. İngiltere’de Kraliçe I. Elizabeth’in mali danışmanı Sir Thomas Gresham’ın (1519-1579) adıyla anılmaktadır.

Gresham’ın yaşadığı dönemde madeni para geçerli idi. Para basma yetkisi olan derebeyleri kendi çıkarları için yeni bastıkları paralarda değerli maden (örneğin altın) miktarını azaltırlardı. Böylece piyasada nominal değeri aynı olan ancak içindeki değerli maden miktarı farklı iki para bulunurdu.

Osmanlı İmparatorluğunda “Tağşiş” denilen işlem de aynı şeydir. Mali açıdan zorlanan devlet piyasadan altın ve gümüş paraları toplar, bunları yeniden basar. Ancak yeni paralarda değerli maden miktarı azaltılır. Örneğin gümüş akçede Orhan Bey döneminde 1.04 gr. Gümüş var iken, bu 1580 yılında 0,61 grama kadar düşmüştür. Hatta yapılan tağşiş işleminin abartılması üzerine Yeniçeriler ayaklanmış, Beylerbeyi Vakası’nda para işleri sorumlusu Rumeli Beylerbeyi Mehmed Paşa’nın kellesi istenmiş, Padişah Paşayı asmıştır

Gresham, külçe değeri düşük parayı “kötü para” olarak isimlendirir. Teorisi şudur; bireyler ellerindeki külçe değeri yüksek parayı saklar, külçe değeri düşük parayı piyasaya sürerlerdi. Bu durumda, kötü para piyasayı kaplar; iyi para ise piyasadan kovulurdu.

Günümüzde bile bu durum geçerli. Elinizde yırtık pırtık eski bir on lira ve gıcır gıcır on lira var. Dolmuşa para uzatırken hangisini tercih edersiniz. Elinizdeki eski, Gresham’ın deyimiyle “kötü parayı” dolmuş şoförüne verirsiniz.

Uzun uzun, Gresham Yasasından bahsettik. Bizim buradaki sorumuz şu: “Gresham Yasası muhasebeciler için de geçerli midir?”. Yasayı uyarlarsak; “Kötü muhasebeci iyi muhasebeciyi piyasadan kovar mı?”. Peki, bunun nedenleri nedir? Ne yapılabilir? Hangi sistemik önlemler geliştirilebilir?

Yukarıdaki soruların tamamına çok ayrıntılı ve herkesi tatmin edecek cevaplar bulma iddiamız yoktur. Burada, konuyu gündeme getirip konunun tartışılmasını sağlama ve çözüm geliştirme çabalarına küçük de olsa katkı yapma amacı güdülmüştür.

KÖTÜ MUHASEBECİ İYİ MUHASEBECİ

Her mesleğin iyileri, kötüleri vardır. Bazıları gerçekten elittir. Pareto’nun elitler kuramında 10 üzerinden 10 alacak derecede iyidir. Pareto’nun elitler kuramında elit; hangi alanda olursa olsunişini en iyi yapan kişidir. Bu çöpçü de  olabilir, başbakan da. Maliye bakanı da olabilir, mali müşavir de.

Piyasada muhasebe mesleğinin yüz akı, pek çok “elit muhasebeci” var. Mevzuatı iyi takip eder, özümser, yorumlar. Kıskanç değildir, bildiğini paylaşır. Mükellefi doğru yönlendirir. Mümkün olan en az hata ile çalışır. İşinin başındadır, çalışanlarına rehberlik eder. Bu da yetmez diğer meslektaşlarının da yardımına koşar.

Peki “kötüler” yok mu? Bir yıldaki her bir işgününden daha fazla mükellefe sahip, işlerini yanındaki elemanlara emanet etmiş, bilanço esasına geçecek mükellefi işletme hesabı defteri tasdik ettiren, mükellefi her konuda yanıltan, tek amacı fazla müşteri, çok para kazanmak olan muhasebeciler elbette var. Ruhsatını kiraya verenler, işyerine uğramayanlar, muhasebe mesleği standardına uymayan her ücrete atlayanlar….

KÖTÜ MUHASEBECİ İYİ MUHASEBECİYİ PİYASADAN KOVUYOR MU?

İşini iyi yapan muhasebeciler elbet kazanıyorlar. Uzun vadede az da olsa, dürüst ve sürekli bir müşteriye sahip olabiliyorlar. Ama piyasa çok çetin, rekabet çok yüksek. Her geçen gün, meslek mensubu sayısı hızla artıyor. Arz-talep dengesi sıkıntılı. İşletmelerin ömürleri sanıldığından daha kısa.  Her yıl açılan ve kapanan işletme istatistiklerine bakmak yeterli bunu görmek için.

Yukarıdaki şartlarda, “Kötü muhasebeci” özellikleri taşıyan muhasebeci sayısı artıyor. Bu durumda, işinin ehli, dürüst ve çalışkan muhasebeciler hak ettikleri müşteri kapasitesine ulaşamıyorlar. Potansiyellerine uygun iş hacmini realize edemiyorlar.

Gözlemimiz, Gresham Yasasının muhasebecilik mesleği için de geçerli olduğu yönünde. Evet, “Kötü muhasebeci iyi muhasebeciyi piyasadan kovuyor.” İstisnalar elbette var. Ancak kaideyi bozmuyor bunlar.

PEKİ, SORUN NEREDE? NE YAPILABİLİR?

Muhasebecilik mesleği, pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de “Profesyonel” meslek grubuna giriyor. Mesleğe başvurmak için bile belli bir eğitim seviyesinde olmanız lazım. Stajı, sınavları derken uzun bir yoldan geçilerek meslek mensubu olunuyor.

Profesyonel meslek olan muhasebecilikte “Gresham Yasası”nın işlemesine neler neden oluyor? Gözlemlediğimiz bazı sorun alanlarına işaret edelim.

1- Mesleğin bazı uygulama standartlarının geliştirilmesi ihtiyacı var:

Mesleğe giriş standartları, staj ve sınav konuları oluşturulmuş. Daha da iyileştirilebilir. Ancak, işin yürütülmesine ilişkin standartlarda atılması gereken adımlar var. Özellikle muhasebecilik mesleğinin hakkıyla yapılmasına yönelik olarak bir muhasebecinin yüklenebileceği iş yüküne ilişkin objektif kriterler geliştirilmesi şart. Bu kriterlerin oluşturulması kadar takibi de hayati.

Burada iş yükü standardında, sadece mükellef sayısından bahsetmiyoruz. Öyle mükellef vardır ki; iş hacmi, çalışan sayısı, bayileri, ihracat, ithalat ve benzeri işlemleri ile yüz mükellefe bedel olabilir.

İş yükü standardında, iş hacmi, işletmenin türü, bulunduğu sektör, çalışan sayısı, şube sayısı ve benzeri pek çok kriterin ağırlandırılmış ortalamasının alınması gerekir. Böylece, bir muhasebecinin kaç mükellefe hizmet verdiği değil; ne kadar iş yükünün altına girdiğine bakılır. Muhasebe bürosundaki çalışan sayısı dikkate alınarak yüklenilebilinnecek iş yükünde belli oranlarda artırım olabilir. Ancak bu artırıma belli bir üst limit koymak gerekecek. Tabi ücret tarifelerinin de bu iş yükü standardına uygun şekilde yeniden tanzimi şart.

2- Kötü muhasebeciyi hızlı şekilde sistem dışına atacak mekanizmaların etkin işletilmesi gerekir:

İşini kötü yapanların piyasadan doğal seleksiyonla ayıklanması güç gözüküyor. İktisadi tabirle bu konuda piyasa başarısızlığı (market failure) söz konusu.

Gerek meslek örgütünün gerekse Vergi Denetim Kurulu gibi muhasebecilerin iş ve işlemlerini doğrudan veya dolaylı olarak denetleyen birimlerin, mevzuata ve standartlara uygun davranmayanların sistem dışına atmaya ilişkin mekanizmaları etkinleştirmeleri gerek.Günümüzde, muhasebecilik ruhsatının kiraya verilebiliyor olması, bu mekanizmanın güçlendirilmesi gereğine işaret etmektedir. Şifresini yanında çalışanlara verip, bürosuna uğramayanların yaygınlığı da başka bir konu.

3- Mesleğin, kayıt tutmaktan (bookkeeping) mali müşavirlik (financial consultancy) fonksiyonuna doğru evrilmesi gerekir.

Meslek mensupları, ağırlıklı olarak defter tutma boyutu ile gündeme gelmektedir. Oysa gelişmiş ülke örneklerinde muhasebeci sizin finansal danışmanınız gibidir. Özellikle hangi tür yatırım araçlarını kullanacağınız, hangi işlemleri yaptığınızda, vergi idaresi ile karşı karşıya gelmeden, en az vergi yükü ile karşılaşacağınız konusunda vazgeçilmez profesyonellerdir.

Muhasebecilik mesleğinin kayıt tutmaktan gerçek anlamda mali müşavirliğe evrilmesi tek başına meslek mensuplarının çabalarına bağlı değildir. Vergi sistemi temel belirleyicidir.

Vergi sisteminde, gerçek durum üzerinden vergileme fonksiyonu arttıkça muhasebecilik mesleği mali müşavirliğe doğru gelişir. Çünkü, gelişmiş vergi sistemlerinde beyannameli mükellefiyet yaygındır. Ücretlisi dahil hemen herkes beyanname verir. Örneğin ücretliler, gelirleri üzerinden stopaj yapılırken pek çok giderini kazancından indirme imkanına sahip değildir. Oysa, verilen beyanname ile pek çok giderini de gelirleri ile birlikte beyan etme imkanı elde edilir. Böylece, ödenmesi gereken gerçek vergi miktarına ulaşılır. Çoğu kez de iade söz konusu olur.

Vergi sisteminin beyanname üzerine ve gerçek vergiyi kavramaya dayandığı sistemlerde muhasebeciler büyük önem kazanır. Bir taraftan piyasa büyür. Diğer taraftan kalite ihtiyacı artır. Çünkü, iyi bir muhasebeci ödemeniz gereken vergi miktarında veya alacağınız iade tutarında muazzam farklar yaratır. Bu nedenle kendinizi paspal, işi anlamaz birine değil; işinin uzmanı, uzun vadede sizi vergi idaresi ile uğraştırmadan size maksimum faydayı sağlayacak birine teslim etmeyi tercih edersiniz.

12.03.2017

Dr. Hasan AYKIN

NOT: Bu yazının tüm hakları yazarına aittir. Yazar adı ve vergidosyasi.com sitesindeki aktif link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Aynen yayımlanamaz. 

 

 

 

 

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.