ÖZELGELER

IPA Çerçeve Anlaşması kapsamında Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı ile imzalanan hibe sözleşmesine göre alınan hibelerin kurumlar vergisi ve veraset ve intikal vergisi karşısındaki durumu

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı : 62030549-125[2-2014/118]-59020                    16/05/2016

Konu : IPA Çerçeve Anlaşması kapsamında Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı ile imzalanan hibe sözleşmesiyle ilgili olarak beyanname verilip verilmeyeceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçenizin incelenmesi neticesinde; 5824 sayılı Kanun ile Onaylanması Uygun bulunan IPA Çerçeve Anlaşması Çerçevesinde KDV İstisna Sertifikasının düzenlenerek tarafınıza verildiği, bu kapsamda Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı ile aranızda düzenlenen “Hayatboyu Öğrenme Programı Grudtvig Çalışma Grubu Hibe Sözleşmesi” ile ilgili olarak beyanname verilip verilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN

18.04.2013 tarih ve 28622 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6456 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 84 üncü maddede;

“Avrupa Birliği organlarıyla akdedilen ve usulüne göre yürürlüğe konulan anlaşmalar çerçevesinde proje karşılığı sağlanan hibeler, özel bir fon hesabında tutulur ve gelir olarak dikkate alınmaz. Söz konusu hibelerle gerçekleştirilecek projelere ilişkin olarak bu fondan yapılan harcamalar, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider ve maliyet olarak dikkate alınmaz. Proje sonunda herhangi bir şekilde harcanmayan ve iade edilmeyen tutarın kalması hâlinde bu tutar gelir kaydedilir.

Birinci fıkra çerçevesinde sağlanan hibelerle finanse edilen yıllara sâri inşaat ve onarım işlerine ilişkin ödemeler üzerinden ve yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden, fon hesabından yapılan harcama tutarları ile sınırlı olmak üzere, 94 üncü maddenin birinci fıkrasının (2) ve (3) numaralı bentleri ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri uyarınca vergi kesintisi yapılmaz.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “2.4. Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler” başlıklı bölümünde, iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerektiği, aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyeceği ifade edilmiştir.

İktisadi işletmenin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.

Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade etmektedir. Aynı hesap döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda devamlılık unsurunun varlığı kabul edilir.

Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu takdirde bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı kabul edilir.

Belediye Başkanlığınız, tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefi olmayıp devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai faaliyetlerin mevcudiyeti halinde Başkanlığınıza bağlı oluşacak iktisadi işletmeler kurumlar vergisine tabi olacaktır.

Dilekçenize konu “Hayatboyu Öğrenme Programı Grudtvig Çalışma Grubu Hibe Sözleşmesi”nin incelenmesinden, hibeye konu projenin, uluslararası işaret dilinin öğrenilmesine yönelik pedagojik ve kültürel bir eğitim programı olduğu ve proje bütçesinin Avrupa Birliği tarafından finanse edileceği anlaşılmıştır. Ayrıca, 30.10.2014 tarihli ek dilekçenizde, hibe sözleşmesine ilişkin faaliyetlerin Belediyeniz tarafından yürütüldüğü belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, proje konusu faaliyetiniz dolayısıyla Belediyenize bağlı bir iktisadi işletme oluşmayacağından, bu faaliyet nedeniyle kurumlar vergisi beyannamesi verilmesine gerek yoktur.

VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN

Bilindiği üzere, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin (a) fıkrasında, amme idareleri, emekli ve yardım sandıkları, sosyal sigorta kurumları, umumi menfaate hadim cemiyetler, siyası partiler ve bunlara ait olan veya bunların aralarında kurdukları teşekküllerden kurumlar vergisine tabi olmayanların, veraset ve intikal vergisinden muaf oldukları hüküm altına alınmıştır.

5824 sayılı Türkiye-Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Çerçeve Anlaşması 1 Seri No.lu Genel Tebliğinin, “Veraset ve İntikal Vergisi İstisnası ve Uygulaması” başlıklı 4.6.1.bölümünde: “IPA Çerçeve Anlaşması’nın 26/2-e maddesinde; “Katılım Öncesi Yardım Aracı kapsamındaki proje ve/veya sözleşme ve/veya faaliyetlerden faydalananlar, Katılım Öncesi Yardım Aracı kapsamında ne şekilde olduğuna bakılmaksızın kendilerine transfer edilen mal ve/veya hak ve/veya sağlanan olanaklar ve/veya fonlar ile ilgili olarak doğan ‘Veraset ve İntikal Vergisi’nden muaf olacaklardır” hükmü yer almaktadır.

Aynı Tebliğ’in “İstisnanın Uygulanması” başlıklı 4.6.2.bölümünde de; “Avrupa Birliği veya Türkiye ile Avrupa Birliği ortak katkısı ile finanse edilen AT Sözleşmesi ile ilgili olarak herhangi bir şekilde karşılıksız olarak kendilerine transfer edilen mal ve/veya hak ve/veya sağlanan olanaklar ve/veya sağlanan fonlar ilgili olarak hibe yararlanıcıları, veraset ve intikal vergisinden veya bu vergi yerine ihdas edilecek vergiden istisna tutulacaktır. Dolayısıyla söz konusu bu transferlerle ilgili herhangi bir veraset veya intikal vergisi beyanında bulunulmayacaktır.” denilmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, 5824 sayılı Türkiye-Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Çerçeve Anlaşması kapsamında, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik programları Merkezi Başkanlığı ile Belediye Başkanlığınız arasında imzalanan Hayatboyu Öğrenme Programı Grundtvig Çalışma Grubu hibe sözleşmesi gereği Belediyenize yapılan hibeye ilişkin olarak, gerek (IPA) Çerçeve Anlaşması 1 Seri No.lu Genel Tebliği kapsamında, gerekse Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin (a) fıkrası kapsamında, Belediyeniz veraset ve intikal vergisinden muaf bulunmaktadır. Dolayısıyla söz konusu hibe ile ilgili olarak Belediyeniz tarafından veraset ve intikal vergisi beyanında bulunulmayacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.