Vergilendirmede Hukuka Aykırılık
Vergilendirme idari bir işlemdir. Bu nedenle vergilendirme işleminde hukuka aykırılıktan bahsedebilmek için yapılan vergilendirme işleminin;
- Yetki
- Konu
- Şekil
- Sebep
unsurlarından biri veya birkaçı açısından hukuka aykırı olması gerekir. Bunları aşağıda başlıklar halinde inceleyeceğiz.
Vergilendirme İşleminin Yetki Bakımından Hukuka Aykırılığı
Vergilendirme yetkisi, vergi idaresinin kanunlara uygun şekilde işlem yapabilme güç ve yeteneği ile ilgilidir. Vergi idaresinin yetkisi üç bakımdan ele alınabilir. Bunlar:
1- Konu bakımından yetki
2- Zaman bakımından yetki
3- Yer bakımından yetki.
Örneğin emlak vergisi konusunda yetkisi olmayan bir idarenin bu konuda vergilendirme işlemi yapması konu bakımından yetki ihtilafına yol açar. Benzer şekilde, vergilendirmenin belli sürelere bağlandığı durumlarda bu sürelerin dışında işlem yapılması işlemi yine yetki açısından sakatlar. Örneğin tarh zamanaşımı süresinden sonra vergi tarhiyatı yapmak veya tahsil zamanaşımı geçtikten sonra cebri takibe girişmek işlemi gibi. Vergi dairelerinin yer bakımından yetkili kılındıkları alan dışındaki mükelleflere ilişkin vergilendirme işlemleri de yer bakımından yetkisizlik nedeniyle hukuka aykırıdır.
Yetkiye ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğu için, konusu yetki ile ilgili olan kurallar uyuşmazlığın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınabilmektedir.
Vergilendirme İşleminin Konu Bakımından Hukuka Aykırılığı
Verginin konusu, üzerine vergi konulan ve bu nedenle doğrudan ya da dolaylı bir şekilde verginin kaynağını oluşturan ekonomik unsurdur. Bu kapsamda, verginin neyin üzerinden alınacağı, yasa koyucu tarafından belirlenmedikçe ilgili unsur üzerinden vergi alınamaz. Verginin konusuna benzer diğer konular kıyas yoluyla vergilendirilemez. Bu vergilendirmede kıyas yasağı ilkesine tekabül eder.
Verginin konusu kavramı Vergi Usul Kanununda tanımlanmamıştır. Verginin konusunu maddi vergi kanunlarında görmek mümkün.
Örneğin Katma Değer Vergisi Kanununda verginin konusu birinci maddede yer almaktadır. Buna göre; Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir:
- Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler,
- Her türlü mal ve hizmet ithalatı,
- Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler (Alt bentler halinde sıralanmıştır.)
Benzer şekilde özel tüketim vergisinin konusu da Özel Tüketim Vergisi Kanununun birinci maddesinde düzenlenmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun birinci maddesi “Mevzuu” başlığı ile gelir vergisin konusunu düzenlemektedir. Buna göre gelir vergisinin konusu, gerçek kişilerin elde etiği gelirlerdir. Gelir ise, bir gerçek kişilin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Kanunda aynı zamanda gelire giren kazanç ve iratlar ikinci maddede tadat edildiği için, gelir vergisinin konusunu bir gerçek kişinin ikinci maddede sayılan gelir unsurları üzerinden bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı oluşturmaktadır.
Vergilendirme İşleminin Şekil Bakımından Hukuka Aykırılığı
Vergi mevzuatı vergilendirme işlemleri sırasında idarenin uyması zorunlu şekil unsurları belirlemektedir. Vergi idaresinin uymakla zorunlu olduğu şekil unsurlarına uymaksızın vergileme işlemi ve uygulamaları gerçekleştirmesi durumunda yapılan işlemin şekil bakımından hukuka aykırılığı söz konusu olur.
İdarenin uyması gereken usul veya şekil kuralları mükelleflerin hukuki güvenliği açısından önem taşır. Aynı zamanda idarenin işlemlerini bir düzen içinde gerçekleştirmelerine hizmet eder.
Örneğin, Vergi Usul Kanununun 14 üncü maddesine göre, Kanunda yazılı olmayan hallerde ilgili idarenin mükellefe 15 günden az olmamak üzere bir süre vermesi gerekir. Buna aykırı işlem, şekil açısından işlemi sakatlar.
VUK 35 inci maddede belirtilen muhteviyatı içermeyen ihtarname şekil açısından sakattır.
Vergilendirme İşleminin Sebep Bakımından Hukuka Aykırılığı
İdareyi belli bir işlem yapmaya yönelten ve bir idari işlemin yapılmasından önce mevcut olan hukuki durum ve maddi olaya idari işlemin sebep unsuru denilmektedir.
Vergilendirmenin tarh işleminde sebep unsuru “hukuki sebep” ve “maddi sebep” olmak üzere iki başlık altında incelenebilir. Yürürlükteki kanun hükmü hukuki sebebi, vergiyi doğuran olay ise maddi sebebi ifade eder. Vergilendirme işleminin sebep unsuru açısından sakat olmaması için, vergiyi doğuran olay ve hukuki durumun yürürlükteki mevzuata uygun olması gerekir. Başka bir deyişle, maddi olayın kanun hükmüne uygun olması olarak ifade edilen “tipiklik” unsurunun oluşması gerekir.
17.07.2017
vergidosyasi.com
Categories: VERGİ AKADEMİ