Anayasa Mahkemesi vergi ile ilgili normların denetimi ile bu normların uygulamasına ilişkin denetim konusunda yetkileri olan mahkeme olarak vergi ihtilafları açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle aşağıda Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri sıralandıktan sonra “Norm Denetimi” ve “Bireysel Başvuru” görev ve yetkileri ile ilgili açıklamalar yer verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin Görev ve Yetkileri
- Norm Denetimi
- Bireysel Başvuru
- Yüce Divan Yargılamaları
- Siyasi Parti Kapatma Davaları
- Siyasi Partilerin Mali Denetimi
- Yasama Dokunulmazlığı İşleri
- Milletvekilliğinin Düşmesi İşleri
- Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Seçimi
şeklinde sıralanabilir.
Anayasa Mahkemesi gerek norm denetimi gerekse bireysel başvuru kapsamında vergileme ilgili konularda özellikle mülkiyet hattının ihlali kapsamında kararlar vermektedir. Bu nedenle aşağıda bu görev ve yetkilere ilişkin açıklamalar yer verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin Norm Denetimi
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.
Ancak, olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesine dava açılamaz. Ayrıca usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar hakkında da Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
Norm denetiminde “iptal davası” ve “itiraz yolu” olmak üzere iki tür başvuru usulü vardır. İptal davası yoluna “soyut norm denetimi” itiraz yoluyla denetime ise “somut norm denetimi” de denilmektedir. Çünkü itiraz yolunda, başvuru konusu normun anayasaya uygunluğunun denetimi, görülmekte olan bir dava aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde iptal davası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir. Bu yolda dava açma süresi genel olarak iptali istenen normun Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altmış gündür. Ancak kanunlara ve Anayasa değişikliklerine karşı şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açma süresi on gündür. Şekil bakımından denetleme sadece Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir.
İtiraz yoluna ise ancak kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri konu olabilir. Kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil bakımından Anayasaya aykırılığı da itiraz yolunun konusu olamaz. Bu yolda, bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Bu çerçevede itiraz yolunun koşulları şunlardır:
– Bakılmakta Olan Bir Dava Olmalıdır,
– Davaya Bakmakta Olan Bir “Mahkeme” Olmalıdır,
– Davada Uygulanacak bir Kanun ya da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi Hükmü Olmalıdır,
– Mahkeme Uygulanacak Hükmü Anayasa’ya Aykırı Görmeli veya Aykırılık İddiasının Ciddi Olduğu Kanısına Varmalıdır.
Anayasa Mahkemesi iptal ve itiraz yolunda “ret” ya da “iptal” kararı verebilir. Ret kararı ilk ya da esas inceleme aşamasında verilebilir.
Anayasa Mahkemesinin Bireysel Başvuruları Değerlendirme Yetkisi
Türkiye Cumhuriyeti Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne 1954 yılında taraf olmuş; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru hakkını 1987’de, zorunlu yargılama yetkisini ise 1990 yılında kabul etmiştir. 2004 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle de başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelere, kanunların üzerinde bir değer atfedilmiştir. Temel haklarla ilgili “evrensel ölçütlere” atıf yapan değişikliklerin son halkasını ise, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun açılması oluşturmuştur.
Bireysel başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle, kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlallerine karşı 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren anayasal yargı denetimi başlatılmıştır. Buna göre, 23 Eylül 2012 tarihi itibarıyla herkes, Anayasa’mızda güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmektedir.
10.08.2019
vergidosyasi.com
Kaynaklar:
1982 Anayasası
wwww.anayasa.gov.tr
Categories: VERGİ YARGI ORGANLARI