İşletmeler zaman içinde, ticari hayatın getirdiği kimi nedenlere dayalı olarak; sektörden çekilme, ekonomik kriz, tasfiye, devir, birleşme vs. nedenlerle faaliyetini sonlandırmak zorunda kalabilmektedirler. Faaliyetini sona erdiren işletmenin en son döneme ilişkin verdiği KDV beyannamesinde indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin bulunması, bir başka ifade ile yüklenilen KDV’nin, hesaplanan KDV’den daha fazla olmasına bağlı olarak sonraki döneme devreden KDV’nin bulunması halinde, yüklenilen ancak indirim konusu yapılamayan KDV’nin akıbeti sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
KDVK’nın 29/2 hükmünden de anlaşılacağı üzere, bir vergilendirme döneminde yüklenilen vergilerin, vergiye tâbi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den fazla olması halinde, aradaki farkın verginin indirilmek üzere sonraki dönemlere devredilmesi gerekmektedir. Ancak, işi bırakan mükelleflerin indiremedikleri KDV’yi, işi bırakmaları
nedeniyle indirilmek üzere sonraki dönem devretmeleri mümkün değildir.
Vergi idaresi uygulamaları da bu istikamettedir. GİB, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-1875 Sayılı ve 25.10.2011 Tarihli Özelge; “İşin bırakılması veya şirketin tasfiyesi dolayısıyla indirim konusu yapılamayan KDV, sonraki döneme devreden KDV olarak kalacaktır. Sonraki döneme devreden KDV’nin, iade hakkı doğuran bir işlem bulunmaması kaydıyla, iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır”
Danıştay da kararlarında işi bırakan mükellefin indirim hakkından yararlanamayacağını şu cümlelerle ifade etmiştir: “KDV’ya göre iade ancak Kanun’un 328. maddesinde sayılan tam istisnalar ile 29/2. maddesinde belirtilen temel gıda maddesi teslimleri nedeniyle yapılmaktadır. Faaliyetin terki iade hakkı doğuran bir işlem olmadığından, indirilemeyen verginin iadesi kanunen mümkün değildir.”
Kaynak: Hasan ORAL, KATMA DEĞER VERGİSİNDE İNDİRİM MEKANİZMASI Doktora Tezi
Categories: GENEL