Kazanılmış hakların korunması ilkesi, yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre hukuka uygun olarak kazanılan hakkın, sonradan bu kural değişse veya kaldırılsa dahi korunması yükümlülüğünü ifade etmektedir. Dolayısıyla kazanılmış hak hukuka uygun olarak tamamlanmış bir duruma dayandığından, ilgilisi bakımından hem geçmişe hem de geleceğe dönük haklar sağlamaktadır.
Haklı beklenti ilkesi ise, yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre kazanılmış bir hak henüz bulunmamaktadır. Ancak ilgilisinin söz konusu hükümlere dayalı olarak bu hakkı kazanacağına ilişkin bir öngörüsü, bir beklentisi mevcuttur. İşte haklı beklentiye uygunluk da bireylerin idarenin düzenleyici işlemine, taahhüdüne veya uzun süren bir uygulamasına güvenerek çıkarlarına ya da lehlerine olan bir sonuca ulaşabileceklerini ümit etmelerinin korunmasını ifade etmektedir.
Bu kapsamda kazanılmış hakların korunması ilkesi,
- Yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun olarak doğan bir hakkın kazanılmış hak olarak değerlendirilip hem geçmiş hem de geleceğe yönelik olarak korunmasını,
- Hukuken kabul edilebilir meşru bir amaç dışında idarenin geçmişe etkili işlem yapmamasını ve sonradan yaptığı değişikliklerle kazanılmış haklara müdahale etmemesini,
- Haklı beklentiye uygunluk ilkesi ise, Hukuki belirliliği sağlamak adına süregelen uygulamaların veya düzenlemelerin kaldırılması veya değiştirilmesi durumunda bireylerin haklı beklentilerinin korunmasını içerir.
“Kazanılmış hak” kavramı, temelini Anayasanın 2’nci maddesindeki “hukuk devleti” ilkesinden almaktadır. Gerçekten de, idarenin tüm organlarının hukukla bağlı olması ve hukukun genel ilkelerine saygı göstermesi olarak özetlenebilecek olan hukuk devletinin bir özelliği, idarenin keyfi davranmasını önlemek, bir nevi gücün kötüye kullanımını engellemektir.
Bu bağlamda, hukuki ve meşru olarak kazanılmış bir hakka, hukukla öngörülmüş ve önceden belirlenmiş başka bir meşru gerekçe olmaksızın müdahale edilememesi, hukuk devleti olmanın da bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin İyi İdare Konusunda Üye Devletlere CM/REC(2007)7 sayılı Tavsiye Kararına ekli “İyi İdare Yasası”nın 6’ncı maddesinde, “İdare hukuki kesinlik ilkesine uygun faaliyette bulunur.
Hukuken meşru olan durumlar dışında geçmişe etkili kararlar alamaz. Kamu yararı mutlak olarak gerektirmediği sürece, kazanılmış haklara ve kesinleşmiş hukuksal durumlara dokunamaz.
Özellikle yeni yükümlülüklerin getirildiği bazı durumlarda, geçiş hükümleri koymak veya yeni düzenlemenin yürürlüğü için süre tanımak gerekebilir.”
ifadelerine yer verilerek kazanılmış hakların korunması usulüne değinilmiştir. “Avrupa Doğru İdari Davranış Yasası”nın “Meşru beklentiler, tutarlılık ve bilgilendirme” başlıklı 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasında, “Yetkili, kurumun geçmişteki uygulamaları ışığında, kamu üyelerinin meşru ve makul beklentilerine saygılı davranacaktır.” denilerek haklı beklentiye
uygunluk ilkesine vurgu yapılmıştır.
Kaynak: iyi-yonrtim-ilkeleri-turkce.pdf.pdf (ombudsman.gov.tr)
Categories: İYİ YÖNETİM İLKELERİ