Tarafsızlık ilkesi, idare ya da kamu görevlileri tarafından kişiler veya grupların kimlikleri, inançları, düşünceleri ve benzer özellikleri dikkate alınmaksızın objektif olarak hizmet sunulmasını ifade eder. Bu ilke,
- İdarenin ayrımcılık yasağını ve ayrıcalıklı davranmama ve eşit davranma yükümlülüğünü,
- Kamu görevlilerinin sorumlu olduğu işlerde, kişisel, ailevi ve benzeri nedenlerden bağımsız hareket etmelerini,
- Kamu görevlilerinin kendi ya da bir yakınının menfaatini etkileyecek hiçbir karar ve sürece dâhil olmamasını
gerektirir.
Tarafsızlık ilkesi, bir yandan iç hukukumuzda diğer yandan Avrupa Doğru İdari Davranış Yasasında düzenlenen temel bir ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 7’nci maddesinde, devlet memurlarının siyasi partiye üye olamayacağı, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta
bulunamayacağı; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayrım yapamayacağı kural altına alınmaktadır.
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 1’inci maddesinde de tarafsızlık ilkesinin, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olduğu vurgulanmaktadır.
Tarafsızlık ilkesinin başka bir görünümü ise idare yetkililerinin görevli olduğu işlerde kişisel, ailevi ve benzeri nedenlerden bağımsız hareket etmeleridir. Bu durum yetkililerin kendisini ya da bir yakının menfaatini etkileyecek hiçbir karar ve sürece dâhil olmamasını gerektirmektedir. Bu hususa ilişkin olarak mevzuatımızda birçok düzenlemeye yer verilmiştir.
2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 2’nci maddesinde genel bir düzenlemeye yer verilmiş, Kanunun 1’inci maddesinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarındaki görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanların, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamayacağı, taahhüde giremeyeceği,
komisyonculuk ve temsilcilik yapamayacağı ve özel kanunlarındaki yasaklayıcı hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 11’inci maddesinde ise, ihaleyi yapan idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler ile ihaleyi yapan idarenin ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanların kendileri, eşleri ve üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar
kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenlerinin ihaleye katılamayacağı düzenlenmiş, Kanunun 17’nci maddesinde bu duruma yasak fiil ve davranışlar arasında yer verilmiştir.
Yine konuyla ilgili başka bir örnek ise, Vergi Usul Kanununun 5’inci ve 6’ncı maddelerinde yer alan düzenlemelerdir. Söz konusu maddelerde vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar, vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler ile vergi işlerinde kullanılan
bilirkişilerin; kendilerine, nişanlılarına ve boşanmış olsalar bile eşlerine, kan veya sıhri usul ve füruuna, evlatlığına veya kendisini evlat edinene yahut kan hısımlığında üçüncü (Bu derece dâhil), sıhri hısımlıkta, bu hısımlığı meydana getiren evlenme ortadan kalkmış olsa bile, üçüncü (Bu derece dâhil) dereceye kadar olan civar hısımlarına ve kanuni temsilcisi
veya vekili bulundukları kimselere ait vergi inceleme ve takdir işleriyle uğraşamayacakları düzenlenmiştir.
Avrupa Doğru İdari Davranış Yasasının 8’inci maddesinde ise, yetkililerin tarafsız ve bağımsız olacağına, kamu üyelerini olumsuz yönde etkileyecek keyfi işlemden ve aynı zamanda gerekçesi ne olursa olsun ayrıcalıklı uygulamadan kaçınacağı, yetkililerin davranışının asla kişisel, ailevi ya da milli menfaatler veya politik baskılar tarafından yönlendirilmeyeceği,
yetkililerin kendisi ya da yakın bir aile ferdinin maddi bir menfaatinin olduğu hiçbir karara katılmayacağı vurgulanmaktadır.
Kaynak: iyi-yonrtim-ilkeleri-turkce.pdf.pdf (ombudsman.gov.tr)
Categories: İYİ YÖNETİM İLKELERİ