MÜKELLEF HAKLARI

MÜKELLEFLERİN OMBUDSMANA BAŞVURMA HAKKI VE HAKKIN KULLANILMA USULÜ

PDF Formatı

GİRİŞ

Ombudsmanlık kurumu bu isimle ilk defa 1713 yılında İsveç’te uygulamaya konulmuştur[1]. Ombudsmanlık, Türkiye’de 2010 yılında yapılan referandumla birlikte Kamu Denetçiliği Kurumu adı altında Anayasal bir kurum halini almıştır. Anayasanın 74’üncü maddesi uyarınca “Kamu Denetçisine başvurmak” anayasal bir hak olarak tanımlanmıştır.

6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu[2] ile 2012 yılında Kurumun teşkilat yapısı şekillendirilmiş, ardından kurumsallaşma çabaları içine girilmiştir. Kurum, 29/03/2013 tarihinden itibaren şikâyet kabul etmeye başlamak[3] suretiyle gerçek anlamda faaliyete geçmiştir. Dolayısıyla, pek çok ülkede yüzyılları aşan uzun bir tarihi geçmişe sahip olan Ombudsmanlık kurumu, ülkemizde 3 yıldır faaliyette bulunan yeni ve genç bir yapıyı temsil etmektedir.

Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurma hakkı, etkin işlemesi halinde, vergi idaresi-mükellef-vergi yargısı açısından etki doğurabilecek önemli ve yeni bir hak arama yoludur. Bu hak arama yolunun etkin işlemesi, demokratik vergilendirme taleplerini güçlendirecek, vergi alanındaki hak ihlallerini azaltacaktır. Gelişmiş ülke örnekleri dikkate alındığında bu kurumlar, vergilendirmede insan haklarına uygunluğu güçlendirici etkide bulunmaktadır. Bu nedenle, ülkemizde Kamu Denetçiliği Kurumunun sonuç veren arabuluculuğu gerçekleştiğinde, vergi idaresi ile mükellef arasındaki bazı ihtilafların yargı aşamasına geçmeden çözülmesi söz konusu olacak, vergi yargısı üzerindeki yük azalacak ve vatandaşın devlete olan güveni perçinlenecektir.

Mükelleflerin, taraf oldukları vergisel nitelikli işlemler ile vergi idare ve çalışanlarının eylem, tutum ve davranışlarından kaynaklı sorunlar veya hak ihlalleri konusunda Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurma hakları bulunmaktadır. Nitekim 29 Mart 2013 tarihi itibariyle şikâyet başvuruları almaya başlamış[4] olan Kurumun Yıllık Raporları ve internet sitesinde yayımlamış olduğu Karar örnekleri incelendiğinde, vergilendirme ve vergisel işlemlere temas eden konularda da “tavsiye” ve “ret” kararlarının yer aldığı görülmektedir.

Mükelleflerin, Kamu Denetçisine başvurma hakkını kullanırken 6328 sayılı Kanun ve ilgili ikincil mevzuatta öngörülen bir takım usul ve esaslara uymaları gerekmektedir. Yine ilgili mevzuatta hakkın kullanımı ile ilgili yer alan süre tahditlerine de riayet edilmesi icap etmektedir. Aşağıdaki bölümde, Kamu Denetçisine müracaat hakkının kullanımı, mükellefler özelinde ele alınarak incelenmekte, özellikli durumlara temas edilmektedir.

BAŞVURUDA BULUNABİLECEK MÜKELLEFLER

Anayasanın 74 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında; “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. 6328 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde ise, “Kuruma, gerçek ve tüzel kişiler başvurabilirler.” hükmü yer almaktadır. Anayasa ve Kanun uyarınca kamu denetçisine başvuracak kişiler açısından sınırlama ve ön şart getirilmemiştir.

Ancak Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte[5], gerek Anayasa gerekse Kanun hükmünde yer almayan “menfaati ihlal edilen gerçek ve tüzel kişilerin” Kuruma şikâyette bulunabilecekleri şeklinde bir sınırlama getirilmiştir. Şikâyetin insan hakları, temel hak ve özgürlükler, kadın hakları, çocuk hakları ve kamuyu ilgilendiren genel konulara yönelik olması hâlinde menfaat ihlali aranmayacağı da belirtilmiştir.

Kuruma başvurabilecek kişilere kanunda bir sınırlandırma getirilmeyip; yönetmelikte yer alan menfaat şartı aranması hususu mükelleflerin hak araması üzerinde ne şekilde etkide bulunacaktır? 213 sayılı Vergi Usul Kanununun (VUK) 377 nci maddesinde, vergi mahkemelerinde dava açabilecek kişiler, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler olarak sayılmıştır. Maddenin belirttiği kişiler, esas itibariyle vergi uyuşmazlığında menfaati ihlal edilen kişileri karşılamaktadır. Bu durumda vergi uyuşmazlıkları için kamu denetçisine başvurabilecek kişilerin kapsamı, denetçinin Kanunu ve Yönetmeliği yorumlama şekline göre değişecektir. Denetçi, başvuru koşulu olarak yönetmeliğe bakarsa menfaat ihlali arayacak ve sadece VUK 377 nci maddede sayılan kişiler başvurabilecek; denetçi, Kanunu temel alırsa kuruma, VUK’ta sayılmayan kişiler de başvurabilecektir. Vergilendirme işlemleri, kamuyu ilgilendiren düzenleyici işlemlerden farklı nitelikte olduğundan, vergilendirme işlemlerine karşı başvurular, işlemin doğası gereği menfaati ihlal edilenler tarafından yapılmaktadır. Subjektif nitelikli bir vergi işlemi hakkında menfaati ihlal edilmeyen üçüncü kişinin başvurması pek olası bulunmadığından Yönetmelikte, Kanunda getirilmeyen bir kısıtlama getirilmesi, teknik açıdan hala sıkıntılı olmakla beraber, başvuru için menfaat ihlalinin aranmasının, pek çok vergilendirme işlemi bakımından farklı bir etki yaratmayacağı iddia edilmektedir.[6]

Anayasa’da “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmesine rağmen, 6328 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde “Kuruma, gerçek ve tüzel kişiler başvurabilirler.” denilmesi hususu, vergi mükelleflerinin sadece gerçek ve tüzel kişilerden oluşmaması, tüzel kişiliği olmayan teşekkül ve grupların da mükellefiyetinin bulunması nedeniyle sorunludur.

Vergisel işlemler ile vergi idarelerinin eylem, tutum ve davranışları neticesinde idare ile sorun yaşayan, menfaatinin ihlal edildiğini düşünen gerçek veya tüzel kişi tüm mükellefler ile gerçek veya tüzel kişiliği olmasa bile herhangi bir şekilde vergi idaresinin işlemlerinden, eylem, tutum ve davranışlarından etkilenenlerin Kamu Denetçiliğine başvurma hakkını kullanma ihtiyacı söz konusu olabilecektir. Ancak, tüzel kişiliği olmayan teşekkül (apartman yönetimi, site yönetimi gibi) ve grupların (cemaatler ve benzeri) mükellef olmalarına rağmen, Kuruma şikâyet imkânlarının bulunup bulunmadığı hususunun netleştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu Konuda Anayasanın 74 üncü maddesinde “herkes” ibaresine yer verilmiş olması nedeniyle Anayasal düzeyde bir sorun yoktur. Kanun ve Yönetmelik düzeyinde yapılacak düzenlemelerle veya Kamu Denetçiliği Kurumunun üst hukuk normu olan Anayasa hükmünü esas almak suretiyle konuyu çözüme kavuşturması mümkündür. Beklentimiz, hakkaniyet kurallarına büyük önem veren Kamu Denetçiliği Kurumunun, mükellef niteliğine sahip tüzel kişiliği olmayan teşekkül ve grupların başvurularını da kabul edeceği yönündedir.

MÜKELLEFLERİN BAŞVURUYA KONU EDEBİLECEKLERİ VE EDEMEYECEKLERİ HUSUSLAR

6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kanunu ve Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesi uyarınca Kurum, inceleme ve araştırma yaparken idarenin, insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde; kanunlara uygunluk, ayrımcılığın önlenmesi, ölçülülük, yetkinin kötüye kullanılmaması, eşitlik, tarafsızlık, dürüstlük, nezaket, şeffaflık, hesap verilebilirlik, haklı beklentiye uygunluk, kazanılmış hakların korunması, dinlenilme hakkı, savunma hakkı, bilgi edinme hakkı, makul sürede karar verme, kararların gerekçeli olması, karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi, kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi, kişisel verilerin korunması gibi iyi yönetim ilkelerine uygun işlem ve eylem ile tutum veya davranışta bulunup bulunmadığını gözeterek ve iyi yönetim ilkelerine uymak durumundadır. Dolayısıyla, vergileme alanında idarenin işlem ve eylemleri, idare çalışanlarının tutum ve davranışları gibi konuların tümü için Kamu Denetçiliği Kurumuna müracaat imkânı bulunmaktadır.

Yukarıdaki mevzuat düzenlemeleri çerçevesinde, vergilendirme sürecinde usule  aykırılıktan veya vergilendirme işlemlerinde hukuka ve hakkaniyete aykırılıktan doğan hak ihlallerine ilişkin şikâyetlerin kapsama dâhil olduğu söylenebilir. Buradan hareketle, gerek usul hukukuna ve gerekse maddi hukuka aykırılık durumları Kamu Denetçiliği Kurumunun incelemesine tabidir. Vergi idaresince, özellikle denetim süreci de dâhil olmak üzere, yapılan her türlü hata, ihmal, ihlal, gecikme, adaletsiz ve ayrımcı uygulama, takdir yetkisini kötüye kullanma gibi hukuka aykırılıklar şikâyet konusu edilebilir. [7] Dolayısıyla, vergi idaresinin vergilendirme sürecindeki bütün işlem ve eylemleri, bu süreçteki hukuka aykırılıklar ve hak ihlalleri, idarenin tutumu şikâyet yoluyla müracaatın kapsamına girmektedir.

Ancak, Yönetmeliğin 5 inci maddesi hükmü uyarınca Kuruma yapılan aşağıdaki türden şikâyetler incelenmemektedir:

  • Yargı organlarında görülmekte olan veya yargı organlarınca karara bağlanmış uyuşmazlıklar hakkında Kuruma yapılan şikâyetler,
  • Sebepleri, konusu ve tarafları aynı olup incelenmekte olan veya daha önce sonuçlandırılan şikâyetler hakkında Kuruma yeniden yapılan şikâyetler,
  • Belli bir konuyu içermeyen şikâyetler.

Vergi işlemlerini yürüten Maliye Bakanlığı ve Bakanlığın Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığının gibi vergilendirme ile uğraşan birimleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Bakanlığın vergilendirme ile uğraşan birimleri, mahalli idarelerin vergilendirme ile ilgili işlem ve eylemleri Kurumun görev kapsamı içinde yer almaktadır. Dolayısıyla, vergilendirme konusu ile ilgili kurumlarla ilgili ihtilaflar, bu kurumların tutum, eylem ve davranışlarına karşı Kamu Denetçiliği Kurumuna şikâyet yolunun kullanılması mümkündür. Ancak konunun yargıya intikal etmesi aşamasından itibaren Kamu Denetçiliği Kurumuna şikâyet imkânı kalmamaktadır.

ŞİKÂYET BAŞVURUSUNUN YAPILMA USULÜ

Şikâyet başvurularının yapılma usulü, 6328 sayılı Kanun, ilgili Yönetmelik ve Kurumun internet sitesinde ayrıntıları yer alan açıklama ve dilekçe örnekleri de dikkate alınarak aşağıda özetlenmiştir.

Şikâyet başvurusu esas olarak Türkçe yazılmış bir dilekçe ile yapılır. Ancak, şikâyetçinin kendisini daha iyi ifade edebildiği başka bir dildeki başvurusu, Kurumca haklı ve makul olduğunun tespiti halinde kabul edilebilmektedir.

Şikâyet dilekçeleri, Kuruma veya Kurumun gerekli gördüğü yerlerde açtığı bürolara elden verilebileceği gibi posta, elektronik posta veya faks yoluyla da gönderilebilir. Kurum tarafından oluşturulan elektronik sistem aracılığıyla da şikâyet başvurusunda bulunulabilir. Ayrıca, illerde valilikler veya ilçelerde kaymakamlıklar aracılığıyla elden veya posta yoluyla şikâyet başvurusu yapılabilir. Valilik veya kaymakamlıklar, şikâyetleri tarih ve sayı vermek suretiyle kayıt altına aldıktan sonra şikâyet başvurusunu ve varsa eklerini en geç üç iş günü içinde doğrudan Kuruma göndermekle yükümlüdür.

Faks veya elektronik posta yoluyla yapılan şikâyet başvurularına ait dilekçe asılları, onbeş gün içinde Kuruma gönderilmedikçe başvuru geçerli sayılmamaktadır. Kayıtlı elektronik posta yoluyla yapılan başvurularda bu şart aranmamaktadır.

Şikâyet başvurusunun, Yönetmeliğin ekinde yer alan ve Kurumun resmî internet sitesinde yayımlanan “Gerçek Kişiler İçin Şikâyet Başvuru Formu” veya “Tüzel Kişiler İçin Şikâyet Başvuru Formu” doldurulmak suretiyle yapılması esastır. Ancak, Yönetmelikte belirlenen zorunlu bilgi ve belgelerin bulunması koşuluyla form kullanılmadan da şikâyet başvurusu yapılması mümkündür. Haklı bir nedenin bulunması hâlinde başvuru yapılan yerde formun doldurulmasına yardımcı olunmak suretiyle sözlü yapılan şikâyet başvuruları da kabul edilmektedir. Varsa şikâyet konusuna ilişkin bilgi ve belgelerin de başvuruya eklenmesi gerekir.

Tablo 1: Şikâyet Başvurusunda Yer Verilecek Hususlar

Gerçek Kişi Şikâyetçi Tüzel Kişi Şikâyetçi Şikâyetin Kanuni Temsilci Veya Vekil Aracılığı İle Yapılması
1) Adı, soyadı ve imzası,

2) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için vatandaşlık kimlik numarası, yabancılar için pasaport numarası, uyruğu ve varsa kimlik numarası,

3) Tebligata esas yerleşim yeri veya iş adresi,

4) Şikâyet edilen idare, şikâyet konusu ve talep,

5) İdareye başvuru tarihi ve idarenin cevap tarihi,

6) Varsa bildirime esas elektronik posta adresi, telefon ve faks numarası.

 

1) Unvanı,

2) Tebligata esas yerleşim yeri adresi, telefon numarası ve varsa elektronik tebligat adresi,

3) Yetkili kişinin adı, soyadı, unvanı, imzası ve varsa bildirime esas elektronik posta adresi, telefon ve faks numarası,

4) Şikâyet edilen idare, şikâyet konusu ve talep,

5) İdareye başvuru tarihi ve idarenin cevap tarihi,

6) Yetkili kişinin yetki belgesinin aslı veya onaylı örneği,

7) Varsa merkezi tüzel kişilik numarası.

 

1) Temsile veya vekâlete dair geçerli bir yetki belgesinin veya ispat belgesi,

2) Kanunî temsilci veya vekilin;

a) Adı, soyadı ve imzası,

b) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için vatandaşlık kimlik numarası,

c) Yabancılar için pasaport numarası, uyruğu ve varsa kimlik numarası,

ç) Tebligata esas yerleşim yeri veya iş adresi,

d) Varsa bildirime esas elektronik posta adresi, telefon ve faks numarası

şikâyet başvurusunda yer alır.

 

 

Kanunî temsilci veya vekil aracılığıyla yapılan şikâyet başvurularında tebligat bu kişilere yapılmaktadır.

Şikâyet başvurusundan herhangi bir nedenle ücret alınmayacağı Kanunun 17 nci ve Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde hüküm altına alınmıştır. Söz konusu başvurularla ilgili Harçlar Kanununda herhangi bir harç öngörülmediği için başvurular için şu an itibariyle harç da söz konusu değildir. Demokratik bir hak arama yolu öngörülen Ombudsmana şikâyet yolunun bağlayıcı niteliğinin bulunmaması nedeniyle ilerde de harç uygulamasına konu yapılmayacağı düşünmekteyiz.

ŞİKÂYET BAŞVURUSUNDA BULUNMA SÜRESİ

Kamu Denetçiliği Kurumuna şikâyet yolu ile müracaat süre sınırı getirilmiştir. Buna göre, şikâyet başvurusu için altı aylık bir süre sınırı söz konusudur. Altı aylık sürenin hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacağı önemlidir. Altı aylık süre;

  • Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12 nci maddesince idareye yapılacak başvuruya;
  1. a) İdare tarafından verilecek cevabın tebliği tarihinden,
  2. b) İdare tarafından altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten,
  • İdarenin tutum ve davranışları ile kanunlarda kesin olduğu belirtilen işlemlere karşı, tutum ve davranışın gerçekleştiği veya öğrenildiği tarihten veya işlemin tebliği tarihinden

itibaren başlamaktadır.

Başvuru tarihi, dilekçenin Kuruma, valilik veya kaymakamlıklara verildiği, diğer hâllerde başvurunun Kuruma; elektronik ortamda yapılan şikâyet başvurusunda, şikâyet başvurusunun Kurumun elektronik sistemine ulaştığı tarihtir.

BAŞVURULARIN GİZLİLİĞİ

Şikâyet başvurularının gizliliği şikâyetçinin talebine bağlıdır. Yönetmeliğin 16 ncı maddesi uyarınca, şikâyetçinin talebi üzerine şikâyet başvurusu gizli tutulur. Kurumun, şikâyet başvurusunun gizli kalmasına yönelik her türlü tedbiri alma yükümlülüğü bulunmaktadır.

 

 

Başvuruda bulunacaklar için faydalı olacak linkler:

https://www.ombudsman.gov.tr/

https://www.ombudsman.gov.tr/kamu-denetciligi-kurumuna-nasil-basvurulur/

Konuya ilişkin daha ayrıntılı çalışma için:

https://vergidosyasi.com/2016/12/30/kamu-denetciligi-kurumuna-ombudsmana-basvurma-mukellefler-icin-etkili-bir-hak-arama-yolu-olabilir-mi/

 

 

 

 

 

Not: Yazının tüm hakları yazarına aittir. Yazar adı ve vergidosyasi.com adresindeki aktif linki gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.

[1] KDK, 2013 Yıllık Raporu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Ankara, 2014, s. XVII; H. Galip Küçüközyiğit, “Ombudsmanlık Kurumu -Hukuksal ve Siyasal Bir İnceleme-, Uluslararası Hukuk ve Politika, Cilt 2, No.5, 2006, s.91.

[2] 29.06.2012 tarih ve 28338 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[3] KDK, 2013 Yıllık Raporu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Ankara, 2014, s. XVIII.

[4] KDK,  2014 Yıllık Raporu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Ankara, 2015, s. 20.

[5] 28.03.2013 tarih ve 28601 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[6] Zeynep Müftüoğlu Hoş, “Kamu Denetçiliği Kurumu ve Vergi Uyuşmazlıklarında Uygulanması”, TBB Dergisi, 2014/114, s. 304-305.

[7] Yaltı, 2012, s. 116.

 

07.02.2017

Dr. Hasan AYKIN

3 replies »

Bir Cevap Yazın