
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/206 E. , 2022/364 K. “İçtihat Metni” T.C.D A N I Ş T A YVERGİ DAVA DAİRELERİ KURULUEsas No : 2021/206Karar No : 2022/364 TEMYİZ EDEN (DAVACI) […]
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/206 E. , 2022/364 K. “İçtihat Metni” T.C.D A N I Ş T A YVERGİ DAVA DAİRELERİ KURULUEsas No : 2021/206Karar No : 2022/364 TEMYİZ EDEN (DAVACI) […]
Sirküler: Vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından açık olmayan ve tereddüt edilen konular hakkında aynı durumda olan tüm mükellef ve vergi sorumluları için uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere Gelir İdaresi […]
Özeti : Bakanlar Kurulunca tespit edilmiş olan sınırın altında kalan ve bir önceki dönemde iade yolu ile giderilememiş olan katma değer vergisinin, devreden katma değer vergisi olarak uyuşmazlık dönemi hesaplarına aktarılmasında ve dönem sonunda bu defa uyuşmazlık konusu dönem için belirlenmiş olan sınırın altında kalan ve dolayısıyla iade yolu ile giderilemeyen katma değer vergisinin devreden katma değer vergisi olarak takip eden dönem katma değer vergisi hesaplarına dahil edilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı; Bakanlar Kurulunca belirtilen sınırın altında kalan ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin artık tamamen katma değer vergisi hesaplarından çıkarılması gerektiği yolunda bir yorumla yapılan tarhiyatın yasaya uygun olmadığı hakkında.
Yukarıda aktarılan mevzuatın değerlendirilmesinden; hacizli bir aracın satışının yasaklanmadığı, ancak haciz koyduran alacaklıların korunması amacıyla aracın hacizli olarak satılabileceği ve buna bağlı olarak haciz şerhleriyle birlikte tescil edilebileceği, dava konusu olayda da davacının aracı aldığı tarihten sonra araç üzerine eski malik adına işlenen haciz şerhlerinin tescile engel olmayacağı, davacının tescili talep ettiği tarih itibariyle araç üzerindeki hacizlerle birlikte trafik tescil kaydının yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
T.C. DANIŞTAY ÜÇÜNCÜ DAİRE Esas No: 2016/16196 Karar No : 2017/233 … TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mücbir sebepler başlıklı […]
Danıştay 9. Dairesinin 24.05.2018 tarih ve .. sayılı Resmi Gazete yayımlanan E:2016/17876 ve K:2017/7223 sayılı Kamu Yararına Bozma kararında vergi/ceza ihbarnamesinde yer alan tebligat gideri için ayrı dava açılmasına gerek olmadığı yönünde hüküm tesis etmiştir.
Vergi mahkemesince verilen; ilan ve reklam vergisi ile damga vergisinin ve hesaplanan gecikme zammının davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ihbarnameye eklenen 7,00 TL tebligat gider hakkında ayrı dava açılması gerekirken, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunmayan işlemlere karşı tek dilekçeyle dava açılmasında hukuka uyarlık bulunmadığından dilekçenin reddi kararı Danıştay 9. Daire tarafından hukuka uygun bulunmamıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete ait otel işletmesinde yapılan yoklama sonucu otel personeline konaklama hizmeti verildiği halde karşılığında herhangi bir belge düzenlemediğinin tespiti üzerine bu konaklamaya ilişkin hizmetin sunulduğu Ocak ila Mayıs 2007 dönemi matrahının 3065 sayılı Kanun’un 5’inci ve 27’inci maddeleri gereği resen takdiri için konunun takdir komisyonuna sevk edildiği ve takdir komisyonunca sözü edilen dönemler için belirlenen matrah farkları dikkate alınarak yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
213 sayılı Kanun’un 30. maddesine göre, öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesi, bu kayıt ve vesikalarda vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkça ortaya konulması gerektiği, sebebi açıkça ortaya konulmadan vergi matrahının re’sen takdiri yoluna gidilemeyeceği, hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan (KU)’dan alınan faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanıp dayanmadığı hususu değerlendirilerek, buna göre re’sen tarh nedeninin var olup olmadığının ortaya konulması gerektiği hk.
Vergi Mahkemesi kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; vergi tekniği raporunun dava açıldıktan sonra müstakil olarak tebliğ edilmesinin davacıya tam ve eksiksiz bir şekilde savunma hakkı tanındığını göstermeyeceği, tarhiyata karşı dava açma yolunu kullanmak yerine tercihen uzlaşma hakkını kullanıp kullanmama noktasında yeterli ve gerekli imkan ve zamanın davacının elinden alındığı, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 18.06.2014 gün ve E. 2014/300, K. 2014/562 sayılı kararının da bu yönde olduğu
Özeti: İdarenin, “onbeş gün içinde ilgili belgelerin gerçekliğini ispat etmesi ya da sahte veya yanıltıcı belgeleri, bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde indirim hesaplarından çıkararak beyanlarını düzeltmesi gerektiğine, aksi halde özel esaslara […]