E-VERGİLEME

ÖZELGE: MALİ MÜHRÜN ÇALINMASI DURUMUNDA E-FATURA UYGULAMASI

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı : 31977385-105[MÜK.242-2014/8]-98   14.12.2016

Konu: Mali mühürün çalınması halinde e-fatura uygulaması

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, yurt içi ve yurt dışı taşımacılık faaliyetinden dolayı … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu, e-fatura sistemine kayıtlı bulunduğunuzu, 20/05/2014 tarihinde iş merkezinize hırsız girdiğini, muhasebe servisinde bulunan bilgisayarlar üzerinde takılı bulunan mali mühür flash diskinin bu bilgisayarlar ile birlikte çalındığını, güvenlik güçleri tarafından gerekli tutanakların tutulduğunu ve ayrıca vergi dairesine durumun bildirildiğini, GİB ile yaptığınız görüşmeler neticesinde tarafınıza geçici şifre verildiğini, bu şifre ile sadece tarafınıza gönderilen e-faturaları görebildiğinizi, mali mühür olmadan e-fatura düzenleyemediğinizi, TÜBİTAK’tan mali mühür talebinde bulunduğunuzu ve belirli bir süre sonra mali mührünüzün geldiğini, ticari hayatınız devam ederken bu süre içende e-fatura düzenleme imkanınız olmadığı için kağıt ortamında fatura düzenleyerek vergisel yükümlülüklerinizi yerine getirdiğinizi, ancak faturalar sistemde görünmediğinden KDV iadesi alan bazı müşterilerinize iade işleminin yapılamadığını belirterek, kağıt ortamında kesilen faturaların tekrar aynı tarih ve aynı tutar üzerinden sistemden kesilip kesilemeyeceği, geriye dönük e-fatura düzenlenmesi halinde tarafınıza özel usulsüzlük cezası uygulanıp uygulanmayacağı, kağıt ortamında kesilen faturaların iptal edilip edilmeyeceği, mali mührün çalınmasının, kaybolmasının mücbir sebep sayılıp sayılmayacağı ve kendi iradeniz dışında gerçekleşen söz konusu olaylarda hangi yolun izleneceği konularında Başkanlığımızdan görüş talep etmektesiniz.

Bilindiği üzere 416, 421, 424, 447,448,454 ve 461 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden faturanın elektronik belge olarak düzenlenmesi, elektronik ortamda iletilmesi, muhafaza ve ibraz edilmesine ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır.

Söz konusu 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin;

– 3 üncü bölümünde elektronik faturanın (e-fatura) yeni bir belge olmadığı, kağıt fatura ile aynı hukuki niteliklere sahip olduğu,

– 5 inci bölümünde faturaların elektronik belge olarak oluşturulması ve gönderilmesinde uyulması gereken format ve standartların http://www.efatura.gov.tr internet adresinde duyurulduğu,

Tebliğde belirlenen usul ve esaslar ile söz konusu format ve standartlara uygun olarak düzenlenmeyen, düzenlense dahi e-Fatura Uygulaması aracılığı ile gönderilmeyen veya alınmayan herhangi bir elektronik belgenin, Vergi Usul Kanunu kapsamında düzenlenmiş fatura hükmünde olmadığı,

– Mükelleflerin e-fatura düzenlerken, Tebliğde belirtilmeyen hususlarda süreler başta olmak üzere Vergi Usul Kanunu ve ilgili diğer kanun ve düzenlemelerde yer alan usul ve esaslara uymak zorunda olduğu,

– 7 nci bölümünde e-fatura uygulamasından yararlanan mükellefler ile diğer kurum, kuruluş ve işletmelerin e-faturalarını kendi mali mühür ve sertifikaları ile onaylamaları veya nitelikli elektronik sertifikaları ile imzalamalarının esas olduğu,

– 9 uncu bölümde ise Tebliğde yer alan usul ve esaslara aykırı biçimde e-fatura düzenleyen mükellefler hakkında, işledikleri fiile göre Vergi Usul Kanununda öngörülen cezaların uygulanacağı,

e-Fatura düzenleme yetkisi bulunan mükelleflerin gerek kendi sistemlerinde gerekse e-Fatura Uygulamasında meydana gelebilecek arıza ve kesinti durumlarında fatura düzenleyebilmek için yeteri kadar basılı kağıt fatura bulundurmalarının zorunlu olduğu düzenlemelerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ” Vergi İndirimi” başlıklı 29. maddesinde;

“1. Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri indirebilirler:

a) Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,

b) İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi,

c) Götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,

2. Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

3. İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Yapılan açıklamalar çerçevesinde;

Mali mührün çalındığının ve başka bir mali mühre sahip olunmadığının, ispat veya tevsik edilmesi şartlarıyla, söz konusu olayın anılan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13’üncü maddesi kapsamında mücbir sebep sayılması yerine 397 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğe göre “mükellefin kendi sistemlerinde meydana gelebilecek arıza ve kesinti durumları” içerisinde mütalaa edilmesi mümkün bulunmakta olup bu durumda yeni mali mühür temin edilene kadar kağıt fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan belirtilen şartlarla mali mühür temin edilinceye kadarki süreçte kesilen kağıt faturalar vergi mevzatı açısından hukuken geçerli fatura olarak kabul edilmekte ve yerine elektronik faturanın düzenlenmesi gerekmemektedir. Belirtilen şartlar altında düzenlenmiş ve hukuken geçerliği bulunan kağıt faturaların KDV indiriminde kullanılabileceği de tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.