VERGİ AKADEMİ

Vergi Yapısı Kavramı: Dolaylı-Dolaysız Vergiler

Vergi Yapısı Nedir?

Vergi yapısı kavramı, bir vergi sisteminde dolaylı ve dolaysız vergilerin bileşimi ve ağırlıkları anlatılmak istenir.

Dolaylı Dolaysız Vergi Ayrımı

Dolaylı vergiler, yansıtılması kolay vergilerdir. Vergiyi yüklenen ile vergi dairesine karşı mükellef olan kişiler birbirinden ayrılır. Katma değer vergisi (KDV), özel tüketim vergisi (ÖTV), gümrük vergileri, banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV), dolaylı vergiler içerisinde yer almaktadır. Kazanç veya gelir yerine, harcamalar üzerinden alınırlar. Verginin şahsileştirilmesi güçtür. Başka bir deyişle, dolaylı vergilerde vergiyi yüklenenin gelir düzeyi, medeni durumu ve benzeri şahsi özellikleri dikkate alınamaz. Bu haliyle gayrişahsi niteliklidir.

Dolaysız vergiler kişilerin gelir veya kazançları üzerinden alınan vergilerdir. Gelir vergisi, kurumlar vergisi dolaysız veya doğrudan vergilere örnektir. Bu vergilerin yansıtılması dolaylı vergilere nispeten güçtür.

dolaysız vergiler şeması vergidosyasi.JPG

Bir ülkenin vergi yapısı veya başka bir deyişle, vergilerin dolaylı ve dolaysız vergiler arasındaki dağılımı niçin önemlidir? Bu sınıflandırmanın en önemli yararı, vergi adaleti bakımından topluca değerlendirilebilmesine olanak sağlamasıdır. Genel olarak dolaysız vergilerin, dolaylı vergilere kıyasla daha adil oldukları kabul edilir. Bunun nedeni ise; dolaysız vergilerin, yükümlünün ekonomik gücüne göre vergilendirme olanağının daha fazla olmasıdır. Ancak dolaylı vergilerin yükümlüsü anonim olduğu için, bu vergilerin şahsileştirilebilmesi mümkün değildir.

dolaylı vergi yapısı şeması vergidosyasi

Ancak şunu da unutmamak gerekir: vergi adaleti açısından dolaylı dolaysız vergi ağırlıkları sadece öncü gösterge niteliğindedir. Dolaysız vergilemede, örneğin emek gelirlerinin sermaye gelirlerine göre daha az bir vergi yükü altında olması vergi adaletini sağlamada kullanılan “ayırma prensibi“nin bir gereğidir. Ancak uygulamanın bunun tersi yönde olması durumunda, vergi sisteminin ağırlıklı olarak dolaysız vergilerden teşekkül etmesi, ilgili sistemi daha adil yapmaz.

Türkiye’de Vergi Yapısı

Türkiye’de vergi yapısı son 50 yılda büyük bir değişim göstermiştir. Bu dönemde temel olarak gelir ve kazanç ile mülkiyet üzerinden alınan vergilerin payı azalırken, dolaylı vergilerin payı artmıştır. Mal ve hizmetler üzerinden alınan vergilerin payı ise, 1965’te % 54 iken, 1980 – 2001 arasındaki dönemde bütçe dışı fonların yoğun bir şekilde kullanılması nedeniyle % 28 seviyelerine kadar düşmüş, bu fonların kaldırılmasından sonra ise, tekrar artarak 2016 yılında % 59 a ulaşmıştır. Vergi yapısında görülen bu genel trend 2007 – 2016 yılları arasındaki dokuz yıllık dönemde de devam etmiştir. Bu dönemde toplam vergi gelirleri içerisinde dolaysız vergilerin payı % 35 olmuştur.

türkiyede vergi yapısı yıllar itibariyle dolaylı dolaysız vergi istatistikleri

Tablo: Türkiye’de Çeşitli Vergilerin Toplam Vergi Gelirleri İçindeki Payı (%)

 Vergi Türleri 1965 1975 1985 1995 2000 2015
Gelir ve Kazanç Üzerinden Alınan Vergiler 27,3 42,6 37,0 28,3 21,8 20,3
Gelir Vergisi 27,3 32,4 27,6 21,6 14,7 14,6
Kurumlar Vergisi 9,1 5,6 9,5 6,7 7,1 5,7
Sosyal Güvenlik Primi 9,1 9,3 14,3 12,1 22,4 29,0
Servet ve İşlem Vergileri (Emlak V. Veraset, Damga Vergisi, Harçlar) 9,1 6,5 4,6 3,0 3,3 4,9
Mal ve Hizmetler Üzerinden Alınan Vergiler 54,5 40,7 36,0 37,6 49,3 44,3
Genel Tüketim Vergileri      0,0 0,0 23,3 31,1 21,8 20,6
Özel Tüketim Vergileri 54,5 40,7 12,4 6,0 25,5 22,0
Motorlu Taşıtlar Vergisi 0,0 0,0 0,4 0,5 1,9 1,7
Diğer Vergiler  0,0 0,0  8,1 19,0 3,1 1,5

OECD Geneli ile Türkiye’deki Vergi Yapısı Kıyaslaması

Türkiye’nin vergi yapısı OECD ülkelerinin genelindeki vergi yapısından önemli farklılıklar göstermektedir.

1965-2010 yılları arasındaki dönemde OECD ülkeleri vergi yapısında sosyal güvenlik primleri ile genel tüketim vergilerinin payı artarken, özel tüketim vergilerinin ve mülkiyet üzerinden alınan vergilerin payı azalmış, diğer vergilerde ise değişiklik olmamıştır. Buna karşılık, Türkiye’de sosyal güvenlik primlerinin payı benzer bir şekilde artarken, gelir vergileri ve mülkiyet üzerinden alınan vergilerin payı azalmış; tüketim vergileri ise, yaklaşık %45 oranındaki yüksek seviyelerini korumuştur.

Tablo: OECD Ülkelerinde Vergi Yapısına İlişkin Göstergeler (Vergi/Toplam Vergi, %)

1965 1975 1985 1995 2005 2010 2014
Gelir Üzerinden Alınan Vergiler 35 38 38 34 34 33 34
Gelir Vergisi 26 30 30 26 24 24 25
Kurumlar Vergisi 9 8 8 8 10 9 9
Sosyal Güvenlik Primi 18 22 22 25 25 26 26
Mülkiyet Üzerinden Alınan Vergiler 8 6 5 5 6 5 6
Tüketim Vergileri 38 33 34 33 33 33 31
Genel Tüketim Vergileri 12 13 16 19 20 20 21
Özel Tüketim Vergileri 24 18 16 13 11 11 10
Motorlu Taşıtlar Vergisi 2 2 2 2 2 2 2
Diğer Vergiler 0,4 0,5 0,8 0,9 0,6 0,6 0,7

OECD ülkeleri ile Türkiye arasındaki tüketim vergilerinde de farklılıklar görülmektedir. Farklılık hem bu vergilerin içeriğinde hem de toplam vergiler içindeki payında yaşanmaktadır. OECD ülkelerinde tüketim vergilerinin ağırlığı özel tüketimden genel tüketime kaymıştır. Ülkemizde ise, 1985’te KDV’nin yürürlüğe girmesiyle özel tüketim vergilerinin payı azalmaya başlamış; ancak, 2000’li yılların başından itibaren hızla artarak %24 seviyelerine kadar yükselmiştir. Diğer taraftan, OECD ülkeleri ortalamasında tüketim vergilerinin toplam vergiler içindeki payı son 40 yıllık dönemde istikrar kazanarak %31 seviyesinde gerçekleşirken, Türkiye’de genel olarak %40 seviyelerinde seyretmiş ve 2015 yılı itibarıyla %44,3’e kadar yükselmiştir. Ülkemizde 2000 yılı sonrasında tüketim vergilerinin payının hızla artmasının temel nedeni, gelir etkisinin kısa sürede ortaya çıkması ve tahsilât kolaylığı nedenleriyle tüketim vergilerinin tercih edilmesidir. Nitekim 2015 yılı itibariyle dolaylı vergiler Toplam vergilerin % 65’ini oluşturmaktadır.

Dr. Hasan AYKIN

vergidosyasi.com

09.06.2018.

7 replies »

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.