Esneklik Nedir?
Esneklik; iki değişkende meydana gelen yüzde değişmeler arasındaki oran veya duyarlılık derecesi olarak tanımlanır.
Vergi Gelirlerinin Esnekliği Kavramı
Vergi esnekliği, ödenen vergideki oransal değişimin gelirdeki oransal değişime oranıdır. Vergi T, gelir Y, içinde bulunduğumuz dönem t, bir önceki dönem ise t-1 şeklinde gösterildiğinde vergi esnekliği aşağıdaki gibi ifade edilebilir.
Vergi esnekliği formülü
Örneğin kişinin geliri 1000 TL’den 1200 TL’ye çıkdığında ödediği vergi 100 TL’den 110 TL’ye çıkıyorsa vergi esnekliği 0,5 olacaktır.
Bunun anlamı vergi artışının gelir artışından daha düşük oranda artması anlamına gelecektir. 1’den küçük oranlarda verginin gelir esnekliğinin düşük düzeyde olduğunu, gelir artışına oranla verginin daha düşük oranda arttığını söylemek mümkündür.
Buna göre, vergi gelirlerinin esnekliği; vergi gelirlerinde yüzde değişimin, gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH)’da yüzde değişimi olarak ifade edilebilir.
Vergi gelirlerinin esnekliği genellikle hem kısa dönem istikrarın hem de uzun dönem potansiyel büyümenin bir göstergesi olarak kullanılmaktadır. Uzun dönem esneklik, GSYH arttıkça vergi gelirlerinin zamanla nasıl büyüme eğilimine girdiğini, kısa dönem esneklik ise konjonktür dönemlerinde GSYH dalgalandıkça vergi gelirlerinin nasıl değiştiğini göstermektedir. Diğer bir ifadeyle vergi gelirlerinin esnekliği uzun vadede vergi gelirlerinin büyümesini göstermekte iken kısa dönem esneklik vergi gelirlerindeki konjonktürel değişimleri ölçmektedir.
Vergi gelirlerinin esneklik değeri “1”den büyük olduğunda konjonktürün canlanma dönemlerinde daha yüksek gelir sağlanmakta, gerileme dönemlerinde ise tam tersi bir durum yaşanmaktadır. Vergi gelirlerinin esnekliği, vergi tarifesine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin gelir vergisi gibi artan oranlı bir tarife, vergi gelirinin vergi matrahından daha fazla artmasına neden olmaktadır. Genel bir harcama vergisinde de harcamaların hacmi ve değeri konjonktürel değişime göre belirlendiğinden, bu vergilerin konjonktürel esnekliği yüksektir. Servet vergilerinde esneklik ise konjonktürel dalgalanmalar karşısında nötr kalmaktadır.
Türkiye’de Vergi Gelirlerinin Esnekliği İstatistikleri ve Ampirik Çalışma Bulguları
Aşağıda yıllar itibariyle vergi gelirlerinin esnekliklerine yer verilmiştir.
Tablo: Genel Bütçe Vergi Gelirlerinin Gayrisafi Yurtiçi Hasılaya (2009 Bazlı) Göre Esneklikleri (2003-2017)
Vergi Gelirlerinin Yıllık Artışı (%) | GSYH Yıllık Artış (%) | Esneklik | |
YILLAR | (1) | (2) | (1/2) |
2003 | 37,90 | 30,24 | 1,25 |
2004 | 23,85 | 23,29 | 1,02 |
2005 | 18,51 | 16,75 | 1,11 |
2006 | 14,64 | 17,15 | 0,85 |
2007 | 13,11 | 11,56 | 1,13 |
2008 | 11,04 | 12,98 | 0,85 |
2009 | 3,33 | 0,44 | 7,52 |
2010 | 20,07 | 16,10 | 1,25 |
2011 | 20,69 | 20,21 | 1,02 |
2012 | 11,50 | 12,56 | 0,92 |
2013 | 15,86 | 15,29 | 1,04 |
2014 | 9,30 | 12,97 | 0,72 |
2015 | 15,82 | 14,39 | 1,10 |
2016 | 13,84 | 11,54 | 1,20 |
2017 | 18,11 | 19,03 | 0,95 |
Türkiye’de vergi gelirlerinin esnekliği ile ilgili olarak yapılan ampirik çalışmada (Akar, 2013) ulaşın sonuçlar özetle aşağıdaki gibidir:
“Sonuç
Geçmişten günümüze kadar devletlerin var olma süreci ile birlikte vergileme ve vergiler, sosyal ve politik hayatın önemli bir parçası haline gelmiştir. Hükümetler vergileri genelde kamu ihtiyaçlarını karşılamak ve makroekonomik istikrarı sağlamak için kullanmaktadır. Bu süreçte vergi gelirlerinin esnek ve istikrarlı bir yapıda olması beklenmektedir.
Türkiye’de Ocak 2007 ve Aralık 2012 döneminde toplam vergi gelirleri, gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler, mülkiyet üzerinden alınan vergiler, dahilde alınan mal ve hizmet vergileri ve uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergilerin gelir esnekliği ile uzun dönem büyümesi ve kısa dönem istikrarı araştırılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre toplam vergi gelirleri uzun ve kısa dönemde hata düzeltme modeline göre anlamlı düzeyde artış göstermiştir. Bu durum uzun dönemde toplam vergi gelirlerinin GSYH’den daha hızlı büyüdüğüne işaret etmekte, kısa dönemde hata düzeltme modeline göre toplam vergi gelirlerinde uzun dönemde dengeye dönülmediğini göstermektedir.
Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin uzun dönemde daha yavaş bir büyüme hızına sahip olduğu tespit edilmiştir. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilere ayrı ayrı bakıldığında gelir vergisinin uzun dönemde daha yavaş, kurumlar vergisinin ise daha hızlı bir büyüme hızına sahip olduğu görülmüştür. Mülkiyet üzerinden alınan vergilerin uzun dönemde GSYH’den daha hızlı büyümekte olduğu ancak kısa dönemde sapmaları ayarlayamadığı bulunmuştur. Dahilde alınan vergi gelirlerinin uzun dönemde GSYH’ye göre daha yavaş büyümekte olduğu ve uzun dönem dengesine dönüşün dalgalanmalar şeklinde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergilerde ise uzun dönemde GSYH’den daha hızlı büyüdüğü ve uzun dönem dengesine dönüşte dalgalanmalar gerçekleştiği gözlenmiştir. Bununla birlikte uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergiler, gümrük vergileri, ithalde alınan KDV vergileri kısa dönemde istikrarlı yapıya sahiptir.
Sonuç olarak Türk vergi sisteminde yer alan gelir ve kazanç üzerinden alınan vergi gelirlerinin, mülkiyet üzerinden alınan vergi gelirlerinin ve dahilde alınan mal ve hizmet vergi gelirlerinin uzun dönemde esnek, kısa dönemde istikrarsız olduğu tespit edilmiştir. Buna karşılık uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergilerin hem uzun dönemde esnek hem de kısa dönemde istikrarlı bir yapıda olduğu bulunmuştur. Vergi gelirlerinin uzun dönemde büyümeye ve kısa dönemde istikrara odaklanan bir sistemde var olması hükümetlerin borçlanma politikalarını azaltmaya yardımcı olabilir. Bu nedenle Türk vergi sisteminin kısa dönemde istikrarı sağlayan politikalara yönelmesi yararlı olabilir.”
Kaynaklar:
GİB; http://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/user_upload/VI/GBG/Tablo_4.xls.htm
Categories: VERGİ AKADEMİ