MÜKELLEF HAKLARI

MÜKELLEFİYETİ DONDURMAK, ASKIYA ALMAK MÜMKÜN MÜ?

Hayatın olağan akışında kişilerin yaptığı işlere, hastalık, uzun süreli seyahat, eğitim, işin yapılış şekli ve benzeri nedenlerle ara vermek istemeleri doğal bir ihtiyaç olarak ortaya çıkabilmektedir.

Örneğin, gerçek kişi mükellef olarak işlettiğiniz kitapçı, bakkal, market, pansiyon ve benzeri bir işletme var. Vatan görevine gittiniz, ağır bir hastalık veya kaza geçirdiniz; trafik kazasında yaralamaya neden oldunuz ve 6 ay hapis cezasına çarptırıldınız; işlerden bunaldınız ve bir yıl süreyle dünya turuna çıkma kararı aldınız. Sebep her ne olursa olsun belli süre faaliyette bulunmayıp, sonrasında işinize tekrar devam etmek istediğiniz bir durum ortaya çıktı. Böyle bir durumda işyerinizi ne yapacaksınız? Vergisel ve diğer ödevleriniz ne olacak?

Önünüzde iki şık var:

(1) İşi terk işlemleri yapmak.

(2) İşyeriniz açıkmış gibi tüm vergisel ve diğer yükümlülüklerinizi mutat şekilde yerine getirmek veya birileri aracılığı ile getirttirmek. Çalışmayan işyeri için beyannameler vermeye, bildirimler yapmaya ve önemli maliyetlere katlanmaya devam etmek.

Üçüncü şık olamaz mı? Örneğin su aboneliklerinde olduğu gibi, uzun süreli olarak su kullanmayacağınız durumda aboneliğinizin askıya alınması (geçici süreli kapatma) türü bir “mükellefiyetin askıya alınması”, “mükellefiyetin dondurulması”, “mükellefiyetin geçici süreli kapatılması” benzeri bir uygulama olamaz mı?

Mevcut haliyle vergi mevzuatında böyle bir müessese yok. Maliye Bakanlığınca verilen görüşlerde de böyle bir imkanın olmadığı belirtiliyor. Örneğin 25.07.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.33.15.02-2012/720-1-75 sayılı Özelge’de; sadece 3 ay apart işletmeciliği yapan bir mükellefin kalan dokuz ay için mükellefiyetinin dondurulup dondurulamayacağına, ya da mükellefiyetinin askıya alınıp alınamayacağına ilişkin görüş talebine yönelik vergi idaresi şu şekilde dönüş yapmıştır:

“…

Anılan Kanunun 160 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, vergiye tabi ticaret ve sanat erbabından işi bırakanların, keyfiyeti vergi dairesine bildirmesi zorunludur.

Öte yandan, aynı Kanunun 161 inci maddesinde, “Vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesi işi bırakmayı ifade eder.

İşlerin her hangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulması işi bırakma sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, mevsimlik veya sezonluk çalışan kişi veya işletmelerde işin geçici bir süre durdurulması bu tür faaliyetlerin normal ve mutad işleyiş tarzı olup, mükelleflere mevsim veya sezon bitiminde işi terk ve her mevsim veya sezon açılışında aynı tür faaliyet için işe başlama dilekçesi verilerek mükellefiyetlerinin askıya alınması ve tesisi hakkı vermemektedir.

Bu itibarla, yaz sezonunda (Haziran ayında) tekrar başlamak üzere Eylül ayında işyerinizi kapatmanız işi bırakma hükmünde olmadığından faaliyetinizin sona erdiğinin kabul edilmesi ve mükellefiyet kaydınızın silinmesi mümkün değildir.”

Hayatın olağan akışı içinde başınıza her ne gelirse gelsin, hangi amaçla olursa olsun, ne tür bir ihtiyaçtan doğarsa doğsun mükellefiyetinizi dondurma, mükellefiyetinizi askıya alma imkanınız yok. Önünüzde sadece iki şık var. Şık bir: işi terk vereceksiniz. Sonra tekrar işe başlamak için işe başlama bildirimleri, defter tasdikleri, ruhsatlar, izinler bir sürü formalite ve maliyetle uğraşacaksınız. Şık iki: işyeri faaliyette gibi tüm vergisel yükümlülüklerinizi eksiksiz yerine getirecek veya getittirmek üzere birilerini görevlendireceksiniz ve yine pek çok maliyete katlanacaksınız.

Maliye Bakanlığı mükellef hakları konusunda her gün yeni bir unsuru vergi sistemine ekliyor. Ağır hastalık, hapis, askerlik, uzun süreli yurtdışında bulunma ihtiyacı gibi, gerçekten ihtiyaç duyulan durumlar için ve özellikle gerçek kişi mükelleflere yönelik olarak “mükellefiyet dondurma”, “mükellefiyeti askıya alma” türü bir müessese geliştirilemez mi? En azından bildirim ve beyannameler açısından bazı farklı uygulamalara gidilemez mi?

Vergileme hayatın gereklerini kavraması gereken bir alan. Bu nedenle konunun tartışmaya ve değerlendirmeye değer olduğunu düşünüyoruz. Takdir politika yapıcıların.

20.02.2017

Dr. Hasan AYKIN

Gelir Politikaları E. Genel Müdür Yardımcısı

NOT: Bu yazının tüm hakları yazarına aittir. Yazar ve yayın yeri belirtilerek kısmi alıntılar yapılabilir. Yazı izin alınmadan aynen yayımlanamaz.

6 replies »

  1. Ahmet Bey, vergi uygulamaları kapsamında, yazıda da belirttiğimiz üzere mükellefiyete ara verme gibi bir müessese yoktur. Zaten yazıyı d bu yöndeki eksikliğe dikkat çekmek için kaleme almıştım.

  2. Merhaba kolay gelsin ,

    Eşim şuan hamile eşimin adına şahıs firması olarak e ticaret şirketi açmak istiyorum eşim 28 yaşında genç girişimci teşviğinden faydalanabiliyormuş. Yani 1 yıl süre ile bağkur primleri devlet hazinesi tarafından karşılanacak , ancak aklıma takılan bir husus var eşim doğum iznine ayrıldığı takdirde vergi dairesine herhangi bir şekilde bu firma kapalıdır , işletme sahibi doğum izninde olduğundan dolayı hizmet verememektedir şeklinde bir beyanname vererek eşimin doğum parası almasını sağlayabilir miyiz . ?
    Veya bağkur üzerinden doğum parası alabilmek için daha farklı bir yol izleyebiliyormuyuz şirketin doğum izninden dolayı geçiçi olarak kapalı olduğunu (bu süre zarfında herhangi bir satış , alış işlemi gerçekleşmeyecek) nasıl belirtebiliriz bunun bir yöntemi var mıdır teşekkürler.

  3. Maalesef vergi mükellefiyetinde ara verme veya dondurma söz konusu değil. Ya terk vereceksiniz. Ya da siz askerde iken 6 ay için verilecek beyannameleri muhasebeciniz sistem üzerinden vermeye devam edecek. İki alternatifin fayda maliyetini değerlendirip karar verilmesi gerekmektedir. Selamlar. Hayırlı tezkereler.

  4. 6 ay askerlik yapacağım için vergime ara vermem lazım aracımı satış yapmadan mümkün mü

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.