TEŞVİKLER

VERGİ TEŞVİĞİ NEDİR? VERGİ TEŞVİK TÜRLERİNE GENEL BAKIŞ

VERGİ TEŞVİKLERİ

Vergi teşvikleri, girişimcilerin belli proje veya sektörlere yatırım yapmalarını sağlamak amacıyla üzerlerindeki vergi yükünü azaltan teşviklerdir. Teşvikler genel vergi rejimi içinde istisna teşkil ederler. Vergi teşvikleri karın düşük oranlı vergilendirilmesi, vergi tatili, hızlandırılmış amortisman ve vergi amaçlı olarak zararın ileriki yıllara aktarılması, ithal edilen makine, ekipman ve hammadde için indirimli tarife uygulanması veya ithal ikameci yatırım projelerini korum için artırılmış tarife uygulamak şeklinde uygulanabilir[1]

Vergi teşviklerinin etkinliğine etki eden unsurlar vergiye ilişkin, yatırıma ilişkin ve yatırımcıya ilişkin hususlar olarak incelenebilir. Öngörülen vergi teşviğinin, oranı, süresi, kapsamı, verginin genel vergi sistemi içindeki önemi, ülke içinde kayıt dışı ekonominin yaygınlığı ve boyutu gibi hususlar vergi teşviğinin etkinliği üzerinde etkilidir.

Aynı zamanda yatırımın türü, mahiyeti, büyüklüğü, tamamlanma süresi, karlılığı gibi hususlar vergi teşviklerinin yatırımcı açısından cazip olup olmaması konusunda doğrudan etkili hususlardır.

Örneğin komple yeni yatırımların vergisel teşviklere duyarlılığı yenileme yatırımlarına oranla daha düşüktür. Komple yatırımların, genel yatırım, amortisman, pazarlama vb. harcamalar nedeniyle kara geçmesi nispeten daha uzun zaman alacağından vergiye tabi gelirin oluşması öngörülen teşvik süresinden daha uzun olabilecektir. Bu ise, bu tür yatırımlar için teşviklerin cazip bir araç olmasını engelleyecektir.

Benzer şekilde yatırımcının özellikleri de teşviklerin yatırımcıya sağlayacağı fayda konusunda etkili olabilmektedir. Yatırımcının büyüklüğü, faaliyet gösterdiği sektör, yatarımın finansmanında kullandığı finansal araçlar teşviklerden  elde edeceği net fayda üzerinde etkili olacaktır.

VERGİ TEŞVİK TÜRLERİ

Tüm dünyada vergi teşviklerine maliye politikası aracı olarak başvurulmaktadır. Vergi teşvikleri standart değildir. Kendi içinde farklı şekillerde uygulanmaktadır.

UNCTAD’ın yaptığı araştırma standart kurumlar vergisi oranlarında indirim veya vergi tatili şeklindeki vergi teşvikleri en yaygın mali teşvik araçlarıdır. Bu teşvikleri yatırım malları, hammadde ve yarı mamul malların ithalatında gümrük vergilerinden muafiyet, hızlandırılmış amortisman, kurum kazancını vergi amaçlı olarak azaltmaya yönelik brüt kazançtan yapılan gider indirimleri,  yatırım ve yeniden yatırım indirimleri, sosyal sigorta katkı paylarında indirimler gibi diğer teşvikler izlemektedir[2].

1- İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı

Genel vergi rejimi içinde özel sektör veya bölgeler için daha düşük oranda kurumlar vergisi uygulaması şeklindeki teşvik türüdür. Bu teşvik türü Hong Kong, Endonezya, İrlanda, Kamboçya ve Estonya gibi bazı ülkelerde uygulanmış veya uygulanmaktadır. Malezya bu teşviği 1980’li yılların ortalarında uygulamış ancak yatırıma ayrılan kaynak beklentilerin altında kalmıştır[3].

Bu teşvik türünde de vergi tatillerinde olduğu gibi kapsamın belirlenmesi, yönetimsel uygulama ve mükelleflerin vergi yasalarına uyum sorunları söz konusu olabilmektedir. Uygulama geçici veya sürekli olabilmektedir. Ancak özellikle uzun dönemde kara geçmesi mümkün yatırımlar için sürekli veya çok uzun süreli bir şekilde uygulanması teşviki çekici hale getirecektir. İndirimli oran uygulamasındaki önemli bir sorun bu indirim sonucunda mahrum kalınan vergi gelirinin yatırımlar için kullanılıp kullanılmayacağının kesin olmamasıdır[4].

2- Zararın İleriki Yıllara Devri Uygulaması

Hükümetler düşük oranlı kurumlar vergisi ile birlikte yatırımcılara zararlarının sınırlı bir dönem için ileriki yıllara aktarmaya vergi muhasebesi amacına yönelik olarak izin verirler.

3- Vergi Tatilleri

Vergi tatilleri belli niteliklere sahip yeni kurulmuş firmaların yatırımı teşvik amacıyla, belirli bir periyot için (örneğin 5 yıl) elde ettikleri kazançlar üzerinden vergiden istisna tutulmaları şeklinde uygulanan bir vergi teşvik türüdür. Başka bir çeşidinde ise firmanın kuruluşunda yaptığı yatırımların maliyetine eşit tutarda kazanç sağlayana kadar  vergiden istisna tutulması söz konusudur. Bu vergi teşviki için yapılacak düzenlemelerde yeni kurulmuş firmanın tanımlanması, teşvik uygulanacak sektörler veya faaliyetler ile vergi tatilinin başlama tarihinin belirtilmesi gerekir. Düzenlemelerle kazanç üzerinden elde ettikleri vergiden istisna tutulan firmalar ilaveten diğer çeşitli vergi yükümlülüklerinden de istisna tutulabilirler. Aynı zamanda firmanın yatırımla ilgili bazı matrahtan indirimi söz konusu giderlerinin (amortisman giderleri ve faiz giderleri gibi) sınırsız bir zaman içinde indirilmesine izin verebilir[5].

Vergi tatilleri özellikle gelişmekte olan ülkeler tarafından yabancı sermayeyi ülkeye çekmek için sıklıkla uygulamaya konulan bir teşvik türü olup, tatil süresi genellikle 5-10 yıl arasında değişmektedir. Kazanç üzerinden alınan vergilerin vergi sistemi içinde ağırlığı ile orantılı olarak teşvikin önemi artmakta veya azalmaktadır.

Vergi tatili uygulaması ile, tatil dönemindeki yatırım projelerinden elde edilecek gelirin vergiden istisna tutularak yatırımların karlılığının artırılması suretiyle yatırımların teşvik edilmesi amaçlanmaktadır.

Vergi tatilleri, gelişmekte olan ülkelerle geçiş ekonomilerinde sık bir şekilde uygulanan bir teşvik türüdür. Firmalar bu dönemde diğer çeşitli vergi yükümlülüklerinden de muaf tutulabilirler. Vergi tatilleri vergi yasalarına itaatin göreli olarak düşük olduğu ülkeler için basit bir vergi teşviki uygulaması olarak görülmektedir. Vergi tatillerinin bu yönü, özellikle kurumlar vergisi sistemini henüz oluşturmakta olan ülkeler için cazip kılmaktadır [6].

Vergi tatilleri belli yöre veya belli sanayi sektörlerini hedefleyebilir. Teşviklerle belli sektörlerin hedeflenmesi durumunda, aynı sektörde daha önceden faaliyete başlamış firmalarla, belirlenen sektör ve faaliyetlerin yanı sıra diğer sektör ve faaliyetleri de birlikte yürüten firmalar için nasıl bir işlem yapılacağı sorunu ortaya çıkar. Birinci tercih, teşvikin çok katı bir biçimde sadece belirlenmiş sektör ve faaliyetlere yeni başlayacak firmalar için uygulanmasıdır. Diğer tercih ise, teşvikin firmaların hedeflenen sektör ve faaliyetlerden elde ettiği kazancın toplam kazancı içindeki oranı esas alınarak hedeflenen sektör ve faaliyeti yapan tüm firmalar için uygulanmasıdır. Yatırımların belli bölgelere yapılmasını hedefleyen vergi tatili ile belgesel kalkınma ve gelir dağılımının adil hale getirilmesi hedeflerine ulaşılmaya çalışılmaktadır[7].

Vergi teşvikleri, işletmenin faaliyete geçtiği ilk yıllarda  yüksek kazanç elde eden sektördeki (ticaret, kısa süreli yapı ve hizmet sektörü gibi) firmalar için en cazip vergi teşvik türüdür. Bununla birlikte özellikle yabancı doğrudan yatırımlar için ülkeye çok fazla yatırım yapılmaksızın firmalar önemli miktarda istisna tanınması söz konusu olur. Dahası bu tür firmaların yer değiştirme imkanları yüksek olduğundan vergi tatilleri sonrasında ülkeyi terk etme riski de bulunmaktadır. Vergi tatilleri uzun dönem alan yatırım gerektiren sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için yeterince cazip değildir. Bu tür firmalar için zararın uzun dönem devredilebilmesi imkanı firmalar açısından çok daha faydalı bir teşvik olarak görülebilir. Vergi tatilleri, sektörde hali hazırda faaliyet gösteren pek çok firmanın yeni firmalar kurması veya firmaların karlarını özel  vergi planlama teknikleri ile vergi tatilinden yararlanan firmaya aktarmaları şeklinde çeşitli sorunlara yol açabilmektedir.[8]

Vergi tatilinin başlangıç yılının tespiti teşviğin cazibesi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Bu konuda çeşitli yöntemler söz konusudur[9]: (a) yatırımın başladığı ilk yıldan, (b) üretime geçilen ilk yıldan, (c) kara geçilen ilk yıldan veya (d) net kümülatif karın ilk yılından başlamak. İlk yöntem, yani yatırıma başlanılan yıldan itibaren vergi tatilinin başlaması kamu açısından daha az kaynak kaybı anlamına gelirken, son yöntem ise yatırımcının teşvikten en üst düzeyde yararlanması anlamına gelmektedir.

Hızlı yer değiştirebilme özelliklerinden dolayı serbest (footloose) endüstriler olarak isimlendirilen vergi tatillerine duyarlıdırlar. Ancak hareket yeteneği yüksek olan bu tür endüstrilerdeki firmalar vergi tatilinin bitimini takiben aynı hızda yer değiştirerek kendilerine vergi istisnası tanıyan yeni bir ülkeye taşınabilirler.

4- Yatırım İndirimi

Yatırım indirimi, vergi kanunları ile belirlenen sınırlar içinde yapılan yatırımlar için yapılan harcamaların tamamının veya belir bir oranının vergilendirilebilir gelirden indirilmesidir. Böylece, yatırımcı işletmenin sermaye maliyetinin azaltılarak yatırımın cazip kılınması amaçlanmaktadır.

Yatırım indirimi uygulamasındaki temel hususlar yatırım indiriminden yararlanacaklarla ilgili kısıtlamalar, yatırım indirimi kapsamında değerlendirilecek harcamaların tanımı, yatırım indiriminin başlama ve bitiş tarihleri ve yatırım indiriminin oranı hususlarıdır.

Yatırım indiriminden faydalanacak işletmeler açısından sınırlamalar söz konusu olabilmektedir. Örneğin belli işletme büyüklüğü ve işletmenin tüzel kişi olup olmaması türü kıstaslar öngörülebilmektedir. Bazen de teşvikin ancak, belli bölgelerde faaliyet gösteren veya gösterecek işletmeler için uygulanması yolu seçilebilmektedir.

Yatırım indirimi ile ilgili düzenlemelerle hangi tür harcamaların yatırım indirimi kapsamında değerlendirileceğine ilişkin belirlemeler yapılmaktadır. Bu belirlemelerin çok katı ve harcama kapsamının çok sınırlı tutulması teşvikin yatırımlar açısından cazibesini azaltacaktır. Ancak hükümetin çok spesifik hedeflerine hizmet etmesi açısından bu tür belirlemeler gerekli olabilmektedir.

Yatırım indiriminin başlama ve bitiş tarihi işletmeler açısından önemlidir. İlk yıllarda vergilendirilebilir kazancın düşük olması veya hiç olmaması nedeniyle özellikle yatırım indiriminden yararlanma için öngörülmüş olan süre daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle yatırımcılar açısından yapılan yatırımların tamamının vergilendirilebilir gelirden indirilmesi şeklindeki bir uygulama en cazip olanıdır. Enflasyonun yaşandığı ülkelerde sonraki yıllara devreden yatırım indirimi için ayrıca enflasyon oranına göre endeksleme söz konusu olmaktadır.

Yatırım indirimi belli bölgeler, belli sektörler için uygulanabileceği gibi genel olarak tüm yatırımlar için de uygulanabilir.

Yatırım indirimin oranı teşvikin cazibesi açısından önemlidir. Vergilenebilir gelirden yapılan yatırım harcamasının ancak belli bir oranının indirilmesi öngörülebileceği gibi tamamının indirilmesi de söz konusu olabilir. Oran arttıkça indirim cazip hale gelecektir.

 

Çeşitli Vergi Teşviklerinin Avantaj ve Dezavantajları
Avantajlar Dezavantajlar
Vergi Tatilleri
Ø  Yönetimi kolaydır.

Ø  Yatırımcı açısından vergi ortamının kesinliği anlamına gelir.

Ø  Yatırım dönemi kısa ve yatırımın ilk yıllarında yüksek kar eden firmalar için caziptir.

Ø  Borçlanarak finansman yönteminin kullanılmasını azaltır (Çünkü firmalar açısından faiz harcamasının gider olarak indirilmesinin önemi bulunmamaktadır.)

Ø  Firmaların vergi idaresi olan işlem sayısını azaltır (Özellikle yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olduğu ülkeler açısından önemlidir.)

Ø  Büyük yatırım harcaması gerektiren, kara geçmesi uzun zaman alan firmalar açısından cazip değildir. Hızlı yer değiştirebilen firmalar açısından cazip olup, bu firmaların ülke ekonomisine katkısı katlanılan maliyete oranla düşük kalabilmektedir.

Ø  Vergi tatilinin bitiminde firma birleşmeleri yolu ile vergiden kaçınmaya yol açabilmektedir.

Ø  Vergi tatili bir kez uygulamaya konduktan sonra eski ve yeni firmalar arasında rekabeti bozucu etkiye neden olmadan uygulamadan kaldırılması zordur.

Ø  Tüm karın vergiden istisna tutulması durumunda gelir idaresine önemli ölçüde maliyet getirir. Özellikle yüksek getirili olan ve vergi teşviki olmasa bile yatırım yapabilecek firmalar düşünüldüğünde bu maliyet daha da önem kazanır.

Ø  Yeni yatırım ve yeni istihdam yaratacak firmalardan daha çok var olan firmaların yeni şekillerde ortaya çıkmasını teşvik edebilir.

Ø  Ülke içinde veya uluslararası alanda transfer fiyatlandırmasına uygun ortam hazırlar.

Ø  Vazgeçilen gelirin hesaplanması ve buna göre bir değerlendirme yapılması güçtür.

Ø  Süreli vergi tatili uygulamasında vergi teşvikinin sona ermesi ile birlikte teşvik uygulamasının başka yarattığı etkinin tersi söz konusu olur.

Vergi Kredileri ve Yatırım İndirimi
Ø  Gelir kaybının ölçülmesi daha kolaydır.

Ø  Özel nitelikli ve uzun süren yatırımların teşviki için hedef  odaklı olarak kullanılabilir.

Ø  Belli sermaye yatırımlarının teşviki suretiyle vergi gelirlerindeki sızıntı daha az olarak gerçekleşir.

Ø  Vergi kredisi işlem bitiminden sonra değil önce tamamlanır.

Şayet kredi her varlık alımında ödüme şeklinde ise, vergi kredisi uzun ömürlü varlıklardan daha çok kısa ömürlü varlıklar lehine sonuç doğurur.

Krediye uygun yatırımların tespiti ve yolsuzluk iddialarının araştırılması için daha büyük bir yönetim maliyeti söz konusu olur.

Zarar eden firmalar açısından derhal etkili bir fayda öngörmez.

Yoğun bir şekilde yatırım malı kullanan ancak krediden faydalanma imkanı olmayan faaliyetlere karşı ayrımcılığa neden olur.

Emeğin sermaye ile ikamesini teşvik eder.

Düşük Oranlı Kurumlar Vergisi
Yönetimi kolaydır.

Vergi tatilinde olduğu gibi belli bir süre sonra sona erme ve yatırım indiriminde olduğu gibi kısa ömürlü varlıklar lehine olma sorunu yoktur.

Gerek ülke içi gerek ülkeler arası firmaların transfer fiyatlandırması yapmasını teşvik edecek bir ortam yaratmaz.

Hükümetin yabancı yatırıma olumlu bakışını gösteren önemli bir sinyaldir.

Gelir perspektifinden bakıldığında maliyeti yüksek olabilir.

Yatırım indirimi ve vergi tatillerine göre daha zayıf bir teşvik olarak görülebilir.

Varolan yatırımlara teşvik etkisi olmaksızın daha az vergi ödeme imkanı tanınmış olunur.

Spesifik teşviklerden farklı olarak verginin tasarruflu bir şekilde kullanılmaması anlamına gelir.

 

[1] UNCTAD 2000 Tax Incentives and Foreign Direct Investment A Global Survey, ASIT Advisory Studies No. 16, UNCTAD/ITE/IPC/Misc.3, Geneva, s.12.

[2]UNCTAD, 2000: 12.

[3] UNCTAD, 2000: 19).

[4] OECD 2001,Corporate Tax: Incentives for Foreign Direct Investment. OECD Tax Policy Studies No:4, s.16.

[5] OECD 2001,Corporate Tax: Incentives for Foreign Direct Investment. OECD Tax Policy Studies No:4, s.25.

 

[6] UNCTAD 2000 Tax Incentives and Foreign Direct Investment A Global Survey, ASIT Advisory Studies No. 16, UNCTAD/ITE/IPC/Misc.3, Geneva, s.19.

[7] OECD, 2001:26

[8] OECD, 2001:26

[9] UNCTAD, 2000:16-20

2 replies »

Yazımıza ilişkin görüş, eleştiri ve katkılarınızı lütfen bize bildiriniz.